|
Algı çok tanık tek Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 224972 Okunma İnsan tek doğar sonra yalnızlaşır, eğer becerebilirse tekrar kendi tekliğini bilir – bulur - olur. Bu süreç insanın başlangıçta sadece sonsuz bir potansiyel, her türlü insani olanak ve yetenekle donanımlı, kendiyle özdeş saflık aşamasıyla yol alır. ...Devamı.» Bir Süreç Olarak İnsan Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 49143 Okunma İnsan pek çok nitelikle yüklü karmaşık bir varlıktır. Karmaşıklık onun zihinindeki tortulardan, geçici duygusal dalgalanmalarından, inançlarından ve kişiliğindeki iniş çıkışlarından kaynaklanmaz. Bunlar karmaşıklığın sebebi değil, varoluşundaki farklı yaşamsal enerji kaynaklarının uyumsuzluğunun ürünleridir. ...Devamı.» Ütopya: Ayakları yerde, başı gökte Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 49001 Okunma Kelime anlamı “hiçbir yer” anlamına gelen Ütopya gelecekle bağlantılı, varolan gerçekliği aşma tutkusudur. Özlemi duyulan bir yaşam biçimi hayalidir; dilenilen ve özlenen yaşam kurgusu, içinde bulunulan koşulların istenmeyen yanlarının, hatta tam tersinin talep edilmesidir. Ütopya, tasarımlarının ve içerdiği hayali düşüncelerin gerçekte karşılığını bulunması talebidir. Ayakları yerde, başı göklerde, gözü ufuklarda olan bir tutkudur: Ayaklarıyla yerden beslenir, göklerden enerjisini, ufuklardan umudunu alır. ...Devamı.» Atatürk ve Hegel : İki aklın buluşma noktaları Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 255682 Okunma Tarih her zaman insanın vazgeçilmez ilgi alanı olagelmiştir. Yazının amacı bunun nedenlerini değil; Atatürk’ün, bir ulusun yeniden doğuşuna önderlik ederken gösterdiği tarihsel inisiyatif, düşünce derinliği, ilkelerindeki evrensel boyutun Hegel’in tarih felsefesiyle taşıdığı paralellikleri göstermek olacaktır. ...Devamı.» Mutluluk mu dedi biri… Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 227614 Okunma Bir sözcüğü ya da kavramı doğru anlamak için ilk baktığım yer sözlüktür… Mutluluk, Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktığınızda “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımansa da durum ve kişiye göre bir çok değişiklik gösteriyor. En azından beklentilerin niteliği ve onlara ulaşmanın yolları bakımından. Neden mi? ...Devamı.» Umut: Canlanan ve Canlandıran Yaşam Enerjisi Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 65023 Okunma Varlığımızı üç yoldan duyumsarız: Anılara dönerek- şimdide kalarak-geleceğe kaçarak. Anılardan özlem ve pişmanlıklar gelir. Şimdiden sevinç ve mutsuzluk (bunalım), gelecekten korku ve umut ya da beklenti. Aslında özlem-pişmanlık, korku-umut (beklenti) ne geçmişte ne de gelecektedir; çünkü ikisi de gerçeklik olarak yoktur. ...Devamı.» Bilmeden İdeolojikleşmeye Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 66345 Okunma Her şey bilmeye konu olabilir. Şu anlamda; hiçbir şey bilincin önünde bilinmez olarak kalamaz. Bilen özne olur ve bu evrensel özne olan tek varlık insandır. Bir şeyin bilinebilirliği onun halden hale geçmesine bağlı. Ama bu “geçişlerin” bir sistemi, zorunlu iç bağlantıları ve süreçleri olduğuna da bağlıdır. ...Devamı.» Özgürlük Sorumlulukla - Zorunluluk Sınırla Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 85812 Okunma Doğa insanlar tarafından bilinip bilinmemesiyle ilgili değildir. O hep akışta dalgalanır, oluşta dönüşür, surette belirir. İnsan dışında her şey kendinde belirli, oluş-bozuluş akışıyla tutarlı ve açıktır; yasalılık altındadır, yasalılık doğanın aklıdır. Doğada ki bu akıl, yani doğa kuvvetleri insanda Us olarak tecelli eder; evrendeki kozmos insanda logos olarak varlığını ortaya koyar. ...Devamı.» Özgür OkullarKategori: Felsefe | 0 Yorum | 72428 Okunma20 Ocak 2016 10:33:53 Özgür okullar: okuyan modern öznenin tarihindeki özgürlükçü pencereler… Anarşist özgür öğretim kavramı 19. yy sonlarına doğru yükselerek; ilerleyen dönemlerde ABD, Birleşik Krallık ve Avrupa’da açılan okullarda somut ifadesini buldu. Evveliyatında Stirner’dan Bakunin’e kadar konuya değinmeyen kalmamıştı kuşkusuz. ...Devamı.» Kendinde kalarak yabancılaşmak. Kategori: Felsefe | 2 Yorum | 93871 Okunma Doğa verilidir, kendi iç yasalarının hükmü altındadır. Oysa insan bir yanıyla doğal bir yanıyla doğaya aşkın varlıktır. Doğaya aşkınlığımız onun güçlerini onun değişmez yasalarına bağlı kalarak kullanmamız anlamına gelir. Doğada hazır olarak bulunmayan ancak onun olanaklarıyla yeni bir ‘’doğa’’ oluşturup yaşatmak Tin’e aittir; bu alandaki tüm etkinlikler, üretimler ve yaratımlar tinseldir. ...Devamı.» Felsefe yapmayı ne engeller? Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 107422 Okunma İnsan hem eylemlerinin ürünü hem de eylemlerinin tasarlayıp uygulayıcısıdır. Bu durum insanın iki yönlü bir varlık olduğunu bize söyler. O, bir yönüyle madde bir yönüyle manadır; bir önüyle yaratılmış bir yönüyle yaratandır, bir yönüyle sınırlı nesne bir yönüyle sonsuz öznedir. Sonuç olarak insan bu iki yönlü gerçekliğin, yaşamsal enerjinin birliğidir. ...Devamı.» Devrimci bir Türk Sufi: Hacı Bektaş Veli Kategori: Felsefe | 2 Yorum | 115708 Okunma 1270, Hacı Bektaş Veli’nin ölüm tarihini gösterir. Yüzyıl olarak düşündüğümüzde 13. Yüzyıl, İslam ve Türk dünyasının tam bir dönüm noktasıdır. Tarih, Batı’nın lehine, İslam dünyasının aleyhine makas değiştirmiştir. Müslümanlar, felsefe ve eleştirel düşünce sayesinde başlatma onuruna sahip oldukları Rönesanslarını yitirirken, Avrupa ise devraldıkları “Küçük Rönesansı” büyütüp “büyük Rönesansı” yaratmışlardır. ...Devamı.» Anarşist Bir Sufi: Mevlana Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 110999 Okunma Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam başta olmak üzere tüm dinlerde kutsal metin-mistik yorum ikilemi vardır. Tanrı-insan, din-insan ve kural-yaşam ikiliklerinin, dinlerin en ilginç yönü olan mistisizmle aşılma çabaları, neredeyse söz konusu dinler kadar eski tarihlere dayanır. Mistisizm, dini metinlerin kuralcı teosentrisizmine karşı, insana dair hermeneutiğin ve yaşam pratiklerinin antroposentrik tepkisidir. ...Devamı.» Tarihin Dinselleşmesi Sorununa Tarih Felsefesi Açısından Bakış Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 139226 Okunma İslam Felsefesi, bir bilim ve felsefe disiplini olarak bütün İslam düşüncesi tarihi ve biliminin özel bir adı sayılmalıdır. Bu tamlama, isim olarak her ne kadar Batı’da XIX. Yüzyılda ortaya çıkmışsa da, bilim ve felsefe geleneği olarak İslam medeniyetinin tümünü ifade etmektedir. Bir bilim dalıdır; çünkü tarihtir. Bir felsefedir; çünkü İslam düşüncesi bağlamında izlenen özgün bir felsefe yapma yöntemidir. ...Devamı.» Seçerek Olmak - Olarak Bulmak Kategori: Felsefe | 1 Yorum | 90617 Okunma Özgürlük kavramı gerçek edimselliğini insanda bulur. Seçim yapmak aynı anda seçim yapmamayı da içerdiği zaman özgürlük yaşanan bir olgu haline gelebilir. Çünkü ancak o zaman özgür irade varolabilir. Seçim yapmak iradesi canlı cansız tüm varlıkların doğasında vardır. Bir bitki topraktan hangi mineralleri alacağını seçer. Tek hücreliden omurgalıya kadar her hayvan neyi yiyeceğini seçer. Kimyasal elementler de bileşiğe girerken birbirlerini seçerler. Burada seçimden kast edilen doğal yasalar altında tüm varlıkların ilişkilerinde bir karşılıklılık olduğudur. ...Devamı.» Hak ve Adaleti Tersinden Okumak: Zorbalığa Övgü, “Şüpheli”ye Linç Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 87165 Okunma Düşünceleri ve duruşları farklı olan gazeteci ve yazarlar geçtiğimiz hafta üst üste gözaltına alındılar. Suçlama, “Ergenekon”a üye olmak ve “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” gibi, biri olmazsa diğerinden bari işi garantileyelim kabilinden iki uçlu olarak gerçekleştirildi. Aynı “suçlama” ile binlerce insanın gözaltına alınması ve hatta tutuklanması hiç de uzak ihtimal değildir. “Tuz koktu”, “yargı bitti” demek çare değildir. ...Devamı.» Türk Ulusunda Ben Bilinci ve Devrimcilik Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 121840 Okunma Eric Hoffer, “Kesin İnançlılar” adlı kitabında milliyetçilik ile devrimcilik arasındaki sıkı ilişkiye vurgu yapmakta ve şöyle demektedir: “Gerek Fransız, gerekse Rus devrimlerinin birer milliyetçi hareket haline dönüşmüş olmaları göstermektedir ki, modern çağda milliyetçilik, kitle heyecanının en yoğun ve en sürekli kaynağıdır ve devrimci heyecanın başlatmış olduğu büyük değişiklikler zincirine son verilmek isteniyorsa, milliyetçi heyecanın önü alınmalıdır…” (1) ...Devamı.» Olmak mı görünmek mi? Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 109713 Okunma Hiç kimse bir diğerinin kendisini nasıl gördüğünü ve neler hissettiğini tam olarak bilemez. Diğer yandan hiç kimse kendini başkasına tam olarak anlatamaz. Bu, her insanın Tek (biricik) oluşunun, bu bilinir-bilinmez durumun onun doğasına ait olduğunun belirtisidir. ...Devamı.» Yüzeyde dağılmak | SEDAT’a Kategori: Felsefe | 1 Yorum | 109218 Okunma Bilmeye yönelik sorular nesne ve olaylar hakkında olur. Bu alanda her yanıt yeni sorular doğurur. Böylece bilgi birikimi giderek dallanıp yayılır. Bilinç bu yolla bir yandan daralmış anlamda uzmanlaşır, bir yandan da içine kapanıp bütünlükle olan organik bağını unutabilir. Anlama bir yanıyla uzmanlıkların ve dağılıp yayılmış bilgilerin içsel bağını kavramaktır. Bunların yoluyla ve bunların üzerinde ise yaşama anlam katma-anlam bulma sorunu karşımıza çıkar. ...Devamı.» Bilmeye açık kalmak Kategori: Felsefe | 0 Yorum | 79127 Okunma Ben bilinci insanın ayrıcalığıdır. Başka hiçbir varlığın böyle bir farkındalığı yoktur. Bu ayrıcalık bir o ölçüde de bize sıkıntı yaratır. Ne zaman "Ben" desek aynı anda "Ben Olmayan"ı da koymuş oluruz. Böylece "ben"in mutlaklığı ile "ben olmayanın" değişkenliği arasındaki karşıtlığa dayalı ilişkilerin doğurduğu sorunlarla yüz yüze gelmekten kurtulamayız. Bu sorunlu süreç bizlerde pek çok ruhsal sıkıntının, arayışın, umut ve korkunun da yaşamımıza sinmesine yol açar. ...Devamı.»
|
| Tüm Yazarlar |
|