Uğur Kaynar
Bu dünyadan Uğur
Kaynar geçti. 1956 yılında Zara’da doğdu.
37 yaşında Sivas şehrinde yakıldı.
Anlatıcı Kadın: Ugur
Kaynar 1980’de “demokrasi kavgacısı olarak cezaevine girer. Ciğerparesi ilk
kızı o parmaklıklar ardında iken dünyaya gelir. Hep dogdugu yerlerin
hasretindedir
Anlatıcı Erkek:
Sivas’dan cesedini bir torbada getirirler. Deri çantası peşinden gelir, bir
peçeteye son şiirini yazmıştır.
Anlatıcı Kadın:
…Öldüğümde doğduğum yere
gidiyorum. Yıllarca
süren bir hasret
ve bilinmezliği İşte böylesine yeniyorum..
Anlatıcı Erkek:
Güneşin Altında Ölmek
I
Ölüm aramızda geçinip giden
zavallı yıllar gibi
Hem bizimle
hem bizden biri değil
Sanki seninle varoldukça yaşayan bende
Sokağımın yangına ateşle koşan kızı
güzeller güzeli Neslime
İyi bak
kıvamıdır
İyi bak kırmızı şarap renkli akşamlarına
Ben akşamına azbuçuk kalayken
azbuçuk belasıyken başının
Tam zamanıyken
Şiirden ölen bir şairin
son bahanesi gibi
bir bahane bul kendine
Enazından öp beni
Erdal Ayrancı
Bu dünyadan Erdal
Ayrancı geçti. 1958 yılında Niğde’de doğdu. 35 yaşında Sivas’da yakıldı. Anlatıcı
erkek konuşurken tavandan güruhun yaşasın şeriat sesleri gelir.
Anlatıcı Erkek:
Eğer bir gün sevgilim, son verecekse
hayatıma bir ses,
(lânet olası kara bir ses)
İsterim, durmasın patlasın anlam bulacaksa kulaklarda.
Yalınız...
Düşerse kanımın bir damlası yere
Bilsinler ki, orada kırmızı yediveren gülleri açacak
Ve bülbüller ağıt yakacak ölüme
Korksunlar, korksunlar artık
Korksunlar ALEV çemberindeki akrep
gibi.. Çünkü ölümleri, Gül dikenlerinde olacak
Erdal Ayrancı, Mamak’da 1981de yazmış bu şiiri.
Anlatıcı Kadın: 1978 yılında ODTÜ'de
okumaya başlar. Hatice ile Ayrancı Halk Odasında tanıştıktan iki yıl sonra
evlenir. 12 Eylül dönemi ile birlikte, 1980 - 1983 yılları arasında Mamak,
Ankara Kapalı, Niğde, Bor ve Niğde Cezaevlerinde yatar. Hapishaneden çıktığında
çeşitli işlerle uğraşır. 20 Aralık 1986'da kızı Zeynep doğar. "Balonla Anadolu İpek Yolları"
isimli bir projeyi başlatmak üzere ,"Pir Sultan Abdal Kültür
Etkinlikleri"ni filme çekmek için Sivas'a gider.
Anlatıcı Erkek: Madımak
otelinde barikatın önünde ilk saldıraya karşı koyanlar arasındadır. Olayları
filme çekmesi istenir, şimdi sırası değil der.
Anlatıcı Kadın: Sivas’dan
dönmez. Deri çantası, notlar, şiirler, kokusunu taşıyan giysiler döner. Hatice
Ayrancı, Erdal’ın gömleklerini, pantalonlarını arkadaşlarına dağıtır. Kokusunu
taşıyanları öylece korur, kendine
saklar.
Muhlis Akarsu, Leyla Akarsu
Perdede resimleri
hanımı ile birlikte olacak. Bu dünyadan Muhlis Akarsu geçti. 1948 yılında Sivas
Kangal’da doğdu. 45 yaşında Sivas şehrinde yakıldı.
Bu dünyadan Leyla
Akarsu geçti. 1958 yılında Sivas Kangal’da doğdu. 35 yaşında Sivas şehrinde
yakıldı.
Muhlis Akarsu deyişi
çalınacak (Açığım yok kapalım yok), perdede eşiyle bilgileri yer alacak.
“Muhlis Akarsu, küçük
yaşlardan itibaren şiir yazdı, deyiş ve nefes okudu. Bağlamasıyla birlikte
zakirlik yaptı.
Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre, Karacaoğlan, Aşık Veysel
doğrularından yola çıkarak kendine insan sevgisini şiar edindi.
1972 yılında, Seyyit Halil Çiftlik'in kızı Muhibe Leyla
Çiftlik ile evlendi. Bu evliliğinden Pınar, Çınar ve Damla adlarında üç kızı
oldu.
Uzunca bir süre Mahzuni'nin deyişlerini çaldı ve okudu. Pir
Sultan Abdal, Kul Himmet gibi
ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan
seslendirdi.
1980'li yılların başlarında kısa kollu bağlamayı gündeme
getiren ve halk müziğinin niteliğini yükselten Muhabbet Gurubu'nun (Arif Sağ,
Muhlis Akarsu, Yavuz Top, Musa Eroğlu) oluşum fikri Akarsu'dan çıktı. Muhlis
Akarsu, her yıl yapılan Hacı Bektaşi, Abdal Musa, Veli Baba, Pir Sultan gibi
Alevî toplumunun kültürel etkinliklerine katıldı.
1980'li yıllarda türkülerinden dolayı üç yıl cezaevinde
yattı.
Yaşamı boyunca 100'den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar,
20 kaset ve yüzlerce deyiş bırakmıştır.”
Behçet Aysan
Bu dünyadan Behçet
Aysan geçti. 1949 yılında Ankara’da doğdu. 44 yaşında Sivas’da yakıldı.
Anlatıcı Kadın:
Askeri okullarda okudu Behçet Aysan babasının isteği ile. 1968'de Ankara Tıp
Fakültesi'ne askeri öğrenci olarak girdi. 12 Mart döneminden sonra politik
nedenlerle ara vermek zorunda kaldığı tıp öğrenimi sırasında çeşitli işlerde
çalıştı. Psikiyatri ihtisası yaptı. Yaşamı boyunca katıldığı demokrasi
mücadelesinin güçlüklerini bilinçle göğüsleyen bir şair ve hekimdi. Örgüt
bilincinin sağlam bir örneğiydi.
Anlatıcı Erkek:
ATEŞTE SEMAHA
DURANLAR
“…Beyaz bir gemidir ölüm
Siyah denizlerin hep çağırdığı batık bir gemi,
Sönmüş yıldızlar gibi
Yitik adreslere benzer ölüm, yanık otlar gibi,
Sen bu şiiri okurken
Ben, belki başka bir şehirde ölürüm…”
Şiir perdede siyah fon
üstünde beyaz olarak görünecek.
Anlatıcı Kadın: Sivas
toplukıyımından sağ çıkabilecek donanımdaydı kuşkusuz. Döğüşken, atletik
yapılı, oksijen yetersizliğinin nasıl ne zaman başlayacağını bilen bir hekim..
Ama barikatların arkasında demir çubukla direnirken, ya hep birlikte ya hiç
dediği için bıraktı ölü bedenini Madımak’ta.. Biz şiirini okurken, o artık yaşamıyor.
Asaf Koçak
Bu dünyadan Asaf Koçak
geçti. 1958 yılında Yozgat Yerköy’de doğdu.
35 yaşında Sivas’da yakıldı.
Anlatıcı Kadın:
Yeşil pantalonu, mor çorabı, rengarenk gömlekleriyle yaşamını ti'ye alabilen
bir Asaf Koçak. Der ki...
Anlatıcılar konuşurken
perdede Asaf Koçak’ın çizgileri yer alacak.
Anlatıcı Erkek:
“Bizim
toplumumuzda bireylerin kendilerini sorgulamaları ve dönüştürebilmeleri
kaygıları oldukça az. Sorgulamak yeterli değil mesele dönüştürebilmekte. En
önemli olanın aynanın karşısına geçtiğimizde kendimize ateş edebilmeyi
becermemiz olduğuna inanıyorum.”
Anlatıcı Kadın: Uzun
yıllar süren karikatür serüveninden sonra bir değişim ve yenilenme dönemi
başlamıştı sanatında. Öldürülmeden iki ay önce “Yok Devenin Kuşu” adlı, resim
boyutlarında karikatürlerinden oluşan bir sergi açmıştı. “Toplumumuzda ve
dünyamızda yaşanan maskaralıklara karşı edilgenliktir devekuşu... Kafayı kuma
sokuyor. Ne yazık ki dışarıda fırtına kopuyor, şimşekler çakıyor, yıldırımlar
düşüyor. Benim yaptığımsa yalnızca çığlıkları valüre dönüştürmek oluyor. “
demişti. Bu sergide bir de müzik eşliğinde serginin tiyatral yorumu
gerçekleştirilimişti. eşliğinde Belki de
asıl yapmak istediklerini bundan sonra gerçekleştirecekti.
Anlatıcı Erkek:
Diyordu ki Asaf Koçak
“Bir defa korkusuz olacaksınız ve tanımlara, var olanlara
fazla bel bağlamayacaksınız. Tanımlar geçici değil mi! Sanatta yeni arayışlar içerisinde olmak
gerek.”
Anlatıcı Kadın: Ödün
vermeyen çizer, sanatçı, insan Asaf Koçak... Sivas’da yakıldı.