|
Sikkenin doğusu ve Anadolu sikkeleriKategori: Kültürün Damarları | 0 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 24 Temmuz 2014 06:35:08 İnsanlar henüz yerleşik düzene geçmeden önce kendi gereksinimlerini kendileri karşıladıkları için para gereksinimi duymuyorlardı. Ne zaman ki insanlar yerleşik düzene geçtiler (Neolitik) malların değerinin saptanması veya diğer eşyaların karşısındaki değerlerinin saptanması gerekti. Ve gereksinim sonucu takas (tranpa/barter) yöntemi doğdu. Değiş tokuş, yani barter, malın malla değiştirilmesidir. İlkel toplumlarda bu yöntem toplumun gelişmesine paralel olarak değişti.
Ilk zamanlar tahıl ürünleri, hayvanlar, aletler vs. gibi mallar para mantığı ile kullanıldı. Para gibi aracı olarak kullanılan bu malları korumak, istenildiğinde hemen ortaya koymak, gerektiği kadar parçalara bölmek, biryerden bir yere taşımak güç olduğundan zamanla yanlızca madenler para gibi kullanılmaya başlandı. Doğal olarak bu gelişmeler sonucu altın ve gümüş az bulunurluğundan, bozulmadan saklanabilmesinden, değerlerinde azalma olmadan kolayca bölünebilmesinden dolayı ön plana geçti. Arkeolojik kazılarda ele geçen yazıtlar, MÖ. 3.binyıl sonralarında Yakındoğu'da kullanılan değişim aracı konusunda bilgiler verir. Sümer ve Asur kültürlerine ait tabakalarda yapılan kazılarda ufak gümüş parçaları veya kesilmiş ya da kırılmış gümüş takılardan oluşan defineler elde edilmiştir. Bu buluntular bu gün elimizde olan yazıtlarla paralellik gösteren en erken dönem kanıtlarıdır. MÖ. 3. binyıl sonunda, III.Ur Sülalesi döneminde zengin bir Sümer şehri olan Nippur'da ele geşen çivi yazılı tabletlerde ödünç alıp verme ile hububat yada hayvana dayalı ödeme şeklinin yanısıra en çok ''gümüş şeker''den söz edilir. Gümüş ve altın başta olmak üzere madenlerin takas aracı olarak kullanılmasının bir başka sebebi ise doğa şartlarından etkilenmemesi idi. Hayvan veya hububat kuraklık, hastalık gibi doğal olaylardan fire verirken madenlerin böyle bir sorunu yoktu. Ege dünyasında altın ölçüm birimi, ufak bir parça, bir çubuk veya bir yüzüktü. Ağırlığı yaklaşık 8.5 gr. kadardı. Bu da bir öküze bedeldi. Bu devirlerde maden takas aracı olarak kullanılsa da yine de referans olarak hayvan (öküz) kullanılıyordu. Homeros'un anlatığına göre Akhilleus, arkadaşı Patroklos onuruna düzenlediği cenaze töreni oyunlarında kazananlara verilmek üzere çeşitli ödüller koyar. Koşu yarışında ilk ödül gümüş bir kaptı. Ikinci ödül büyük ve yağlı bir öküz, üçüncü ödül ise yarım altın talantondu. Başka bir örnekte: öküzün MÖ. 12.yy.da Homeros'un Akhalarınca standart bir değer ölçüsü olmasıyla ilgili olarak, Troia ovasında karşılaşan Glaukos ve Diomedes'in silahlarını değismesi ''......Ama Kronosoğlu Zeus, Latincede para anlamına gelen pecunia sözcüğü, hayvan anlamına gelen pecus'tan türemiştir. Fakat şunu da biliyoruz ki Homeros döneminde artık sığır ile ödeme yoktu. Yukardaki bölümden de anlaşıldığı gibi sığır doğrudan doğruya para olarak değil değer ölçüsü olarak kullanılıyordu. Sikkeden önce para yerine kullanılan altın, bakır, gümüş çubuk veya külçelerdi. Asurlar bu düşünceyi MÖ.8.yy da biraz daha geliştirip metal külçeleri disk biçiminde yaptılar. Bu disklerin üstünde Kral Barrekub'un adı yazılıdır ve Zincirli kazılarında çıkarılmıştır. Bu düşünce yapısı daha gelişerek Heredot'dan öğrendiğimize göre Anadolunun batısında Lidya'da Sikkeye dönüştü. Sikke, ağırlığı ayarlanmış, kendisini darbedip tedavüle çıkaran ve üzerinde, istendiğinde tekrar geri almayı taahhüt eden yetkili idarenin ya da devletin arma veya işaretini taşıyan yuvarlak, ufak bir metal parçasıdır. Ödeme aracı olarak kullanılan sikke ile para arasındaki fark, her sikkenin bir para olduğu buna rağmen her paranın sikke olmadığı şeklinde açıklanabilinir. Çünkü, sikkeden önce para vardı. Tahıl ürünleri, hayvanlar, aletler, üç ayaklı kazanlar, baltalar, metaller vs. hep para olarak kullanılıyordu. Sikkebu çeşitliliğe bir son verip, standart bir şekilde işlem görmeyi sağlamıştır. Batı Anadolu'da MÖ. 7.yy ın ikinci yarısında icad edilen sikke, kısa bir zamanda Ege ve Akdeniz dünyasına ayılmıştır. Ilk sikke aristokrat kesim tarafından Lidya'da basılmıştır. Lidya krallığı sikke basımını ele alıp belli bir düzene soktuktan sonra Batı Anadolu'daki kent-devletler bu sistemi benimsemişlerdir. Ilk sikkeler günlük alışverişten veya ticaretten ziyade askerlerin maaşlarının ödenmesi için basıldı. Sikkenin ortaya çıkması her ne kadar Lidya Krallığı içinde olmuşsa da, ona kimlik ve kullanım alışkanlığı kazandıran, başka deyişle model oluşturan batı Anadolu'daki Ionya bölgesi kentleri olmuştur. Bu kentlerin bazıları Yunanistan'dan gelenlerce kolonize edilmişler ve bu yüzden de Grek kültürünün nüfusu altında gelişmişlerdir. Bu nedenle Arkaik, Klasik ve Helenistik çağlarda, Cebelitarık Boğazından Kuzey-batı Hindistan'a kadar Akdeniz dünyasında basılan çeşitli sikkeler ''Grek Sikkeleri'' terimi altında ele alınır. Tabi ki bu tanım tam olarak doğru değildir. Bu denli büyük bir yeryüzü toprağında yaşayan toplumların kendilerine özgü kültürleri ve yaşam biçimleri vardı. Bastığı sikkeler aynı modele göre olmasına rağmen herşeyden önce kendi sikkeleri idi. Fakat dünyada nümismatikler ve diğer ilgili kişiler tasnifi, katalogların hazırlanması ve alanı biraz daraltmak için Pers, Parth, Kartaca, Fenike, Nabati gibi Grek olmayan, fakat az ya da çok Grek kültürü etkisi altında kalan devletlerin sikkelerini de ''Grek Sikkesi'' adı altında ele alır. Sikkenin alım gücü şüphesiz metalin cinsine bağlıdır. Fakat böyle bile olsa o zaman da enflasyon vardı. Ve sikkeler alım güçlerini yitiriyorlardı. MÖ. 5.yüzyılın sonlarında, bir gurup yazıtta Atinalı devlet adamı Alkibiades ve diğer bazı kişilerden haciz yolu ile alınan eşyaların satışları ve fiyatları hakkında bilgi edinebiliriz. Alkibiades'in eşyaları arasında bulunan bir koltuk, 2 drahmi bir obol (basit bir iskemle) ise 1 drahmi ediyordu. MÖ.6.yy. Solon zamanında bir koyun 1 drahmi iken, MÖ. 5.yy da 12-17 drahmi arasında olduğunu biliyoruz. Kıtlık zamanında MÖ. 329-328 de Eleusis'te bir koyun için 30 drahmi ödeniyordu. MÖ. 4.yy da yüzel bir faişenin fiyatı ise 3.000 drahmi idi. Aynı yüzyılın ortalarında ise bir kişinin günlük ihtiyacını karşılaması için 3 obol yeterli olurdu. Fikir vermesi açısından örnek olarak Attika ağırlık sistemini incelememiz de yararlı olacak kanısındayım. Dekadrahmi = 10 drahmi: 43 gr. Tetradrahmi = 4 drahmi: 17.2 gr. Didrahmi = 2 drahmi: 8.6 gr. Drahmi = 6 obol: 4.3 gr. Tetrobol= 4 obol: 2.85 gr. Triobol= 3 obol: 2.15 gr. Diobol = 2 obol:1.43 gr. Trihemiobol=1.5 obol: 1.07 gr. Obol= 0.72 gr. Tritartemorion=3/4 obol:0.54 gr. Hemiobol=1/2 obol :0.36 gr. Sikkenin üzerinde basıldığı yörenin, ulusun, şehrin, şehri koruyan tanrıların veya bitki ve hayvan figürleri bulunur. Sikkenin üzerindeki yazılara ''lejand'' denir. ''Lejand'' ise okumak anlamına gelen latince legere'den gelmektedir. Sikke lejandları bize aşağıdaki bilgileri verirler: 1. Sikkeyi basan halkın veya hükümetin adını,Sonuç olarak , sikkelerin geçmiş kültür ve uygarlıkların tarihsel, dinsel, askeri, sosyal, ve kültürel yapıları ile yaşantıları hakkında bizlere ışık tuttuğunu ve sikkeyi basan devlet, toplum veya kişilerin özelliklerini yansıttıklarını söyleye biliriz. En fazla kullanılan ağırlık ölçüleri, esas birimleri ve kullanıldığı yerlerle birlikte aşağıda gösterilmiştir. Aigina : 12.2 gr.lık stater (didrahmi). Drahmi ve daha ufak birimler mevcuttur. Aigina, Sikyon, Elis ve Peloponnesos'daki diğer yerlerde: Boiotio, Thessalia, Phokis ve Lokris'te: güney Ege adalarında ve Girit'te: Kamiros ve Knidos'ta. Akha : 8 gr.lık stater. Drahmi ve triobol aly birimleri mevcuttur. Peloponnesos'tan giden Akhaların kurdukları Güney Italya kolonilerinde kullanıldığı için bu adı almıştır. Attika : 17.2 gr.lık tetradrahmi. Drahmi (4.3.gr) ve obol (0.72 gr.) al birimleri basılmıştır. Atina, Euboia, Khrenaika ve Büyük Iskender tarafından kullanılmıştır. Euboia : 17.2 gr.lık tetradrahmi. Trite ve hekte alt birimleri vardır. Attika sistemine dahil olduğu MÖ. 6.yy. sonlarına kadar Euboia'da : Khalkidike ve Sicilya'daki Euboia kolonilerinde (Himera, Naksos, Zankle), Samos'ta Fenike (Phoinike) : 7 gr. şeker. Sidon, Tyre ve byblos'ta kullanılmıştır Khios / Rhodos : 15.6 gr.lık tetradrami. Drahmi ve diğer alt birimleri vardır. Khios, Rhodos, Ainos ve MÖ. 4.yüzyılda Küçük Asya'da yaygın olarak kullanılmıştır. Korinthos : 8.6 gr.lık stater ( = her bii 2.9 gr. ağırlığında üç drahmi ). Korinthos, Ambrakia, Leukas ve kuzey-batı Yunanistan'da kullanılmıştır. 2 Attika drahmisine eşit olup, ağırlık ölçüsü Euboia ağırlık ölçüsünün yarısı kadardır. Lydia : 14.1 gr.lık stater. 1/96'ya değin inen elektron alt birimleri basılmıştır. Ionya'nın güneyinde (Miletos, Ephesos, Khios vs.) elektron sikkelerde: Lindos, Melos gümüş sikkelerinde kullanılmıştır.¬ Lykia : 8.3-8.6 gr.lık stater (Lykia'nın batısında): 9.5-10 gr.lık stater (Lykia'nın orta bölgesinde). Miletos : 14.1 gr.lık stater. 1/96'ya değin inen elektron alt birimleri basılmıştır. Ionya'nın güneyinde (Miletos, Ephesos, Khios vs.) elektron sikkelerde: Lindos, Melos gümüş sikkelerinde kullanılmıştır. Pers : 8.35 gr.lık altın dareikos, 5.35 gr.lık gümüş siglos (MÖ.5. yüzyılda 5.55 gr.a yükseltilmiştir. Altın: Lydaia, Persia, Lampsakos'ta: gümüş: Lydaia, Persia, Anadolu'nun güneyi, Kıbrıs'ta (çift siglos). MÖ. 4.yüzyılda Abdera ve Maroneia'da yaygın olarak Batı Anadolu'da kullanılmıştır. Pers sistemi, Kroisos'un Lydia sisteminden alınmıştır, fakat ağırlıkta biraz farklılık vardır. Phokaia : 16.1 gr.lık elektron stater ve alt birimler (özellikle hekte) basılmıştır. Phokaia, Lesbos ve Kyzikos'ta kullanılmıştır. Rhodos : 15.6 gr.lık tetradrami. Drahmi ve diğer alt birimleri vardır. Khios, Rhodos, Ainos ve MÖ. 4.yüzyılda Küçük Asya'da yaygın olarak kullanılmıştır. Samos : 13.1 gr.lık tetradrahmi. Triobol ve daha ufak alt birimler de basılmıştır. MÖ. 5.yüzyılda Samos'ta kullanılmıştır.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|