A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Haberci | 10 Kasım 2025 11:47:11

Tanrı, Evren ve Siz Hakkındaki Tüm Bildiklerinizi Unutun. Genellikle Tanrı'yı düşündüğümüzde aklımıza gökyüzünde bir tahtta oturan, sakallı, bilge bir figür gelir. İnsanların işlerini yöneten, duaları duyan, iyileri ödüllendirip kötüleri cezalandıran, evrenin dışında ama onu her an gözeten aşkın bir varlık... Peki ya bu resim, gerçeğin basitleştirilmiş bir karikatürüyse? Ya Tanrı, doğa, evren ve hatta bizzat siz, sandığınızdan çok daha farklı ve iç içe geçmiş bir bütünseniz?



17. yüzyılda, bu yaygın fikri kökünden sarsan bir filozof ortaya çıktı: Baruch Spinoza. Fikirleri o kadar radikaldi ki kendi cemaatinden aforoz edildi, kitapları yasaklandı ve adı adeta bir "ateist" damgasıyla anıldı. Ancak yüzyıllar sonra, Albert Einstein gibi bir deha bile onun düşüncelerinden büyülendiğini ve "Spinoza'nın Tanrısı'na" inandığını söyleyecekti. Ancak Spinoza'yı asıl farklı kılan, bu devrimci fikirleri sanki bir geometri ispatıymış gibi, aksiyomlar ve önermelerle, sarsılmaz bir mantık zinciri halinde sunmasıydı. Spinoza'nın, Tanrı, doğa ve insan özgürlüğü hakkındaki en sarsıcı ve günümüz için bile devrimci sayılabilecek beş radikal fikrini keşfetmeye hazır olun.

Tanrı Aslında Doğanın Ta Kendisidir: "Deus sive Natura"

Spinoza felsefesinin temel taşı, meşhur formülünde yatar: "Deus sive Natura" yani "Tanrı ya da Doğa". Bu ifade, şiirsel bir benzetme değil, felsefi bir özdeşliktir. Bu fikir genellikle panteizm (Tanrı'nın her şey olduğu inancı) olarak adlandırılsa da, Spinoza'nın düşüncesi daha narindir; o, Tanrı'yı basitçe fiziksel maddeyle bir tutan anlayışları reddetmiştir. Spinoza'ya göre Tanrı, evreni dışarıdan yaratan bir varlık değildir; aksine, varoluşun kendisi, doğa yasalarının şaşmaz işleyişi ve evrenin bütünüdür.

Bu devrimci bakış açısına göre Tanrı, evrene yasalar koyan bir kral değil, yasaların ta kendisidir. Yerçekimi kanunu, termodinamik yasaları, gezegenlerin yörüngeleri; tüm bunlar Tanrı'nın iradesinin sonuçları değil, Tanrı'nın doğasının doğrudan ifadeleridir. Bu fikir, Tanrı'yı evrenin dışında ve ötesinde (aşkın) bir varlık olmaktan çıkarıp, onu her şeyin içinde ve özünde olan (içkin) nedeni olarak konumlandırır. Tanrı her yerdedir, çünkü Tanrı her şeydir.

Tanrı'nın Bir Planı, İradesi ve Hatta Duyguları Yoktur

Geleneksel Tanrı anlayışına en aykırı fikirlerden biri de budur. Spinoza'nın Tanrısı'nın insan gibi bir bilinci, iradesi, amacı veya duyguları (sevgi, öfke, merhamet) yoktur. Spinoza, bu tür insani özellikleri Tanrı'ya atfetmenin (antropomorfizm) büyük bir yanılgı ve cehaletten kaynaklandığını savunur. Ona göre bu, Tanrı'yı yüceltilmiş bir insan modeli olarak düşünmekten başka bir şey değildir.
Spinoza'ya göre evren, belirli bir amaç (teleoloji) doğrultusunda değil, kendi doğasının mutlak zorunluluğuyla işler. Her şey, tıpkı bir çemberin özelliklerinin çemberin tanımından zorunlu olarak çıkması gibi, Tanrı'nın/Doğa'nın doğasından zorunlu olarak türemiştir. Buğdayın insan faydalansın diye var olduğunu düşünmek, insan merkezli bir kibrin ürünüdür. Doğa, amaçlar doğrultusunda değil, nedenler ve zorunluluklar üzerinden işler.
Doğada hiçbir şey, belirli bir amaç doğrultusunda yapılmaz; çünkü Tanrı ya da doğa, hiçbir şey için bir hedef koymaz.

Siz Ayrı Bir Varlık Değil, Tanrı'da Geçici Bir Dalgalanmasınız

Spinoza'nın varlık anlayışını kavramak için üç temel kavramını bilmek gerekir: Töz (Substantia), Sıfat (Attributum) ve Kip (Modus).
• Töz: Kendi başına var olan ve var olmak için başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan tek gerçekliktir. Spinoza'ya göre sadece tek bir Töz vardır ve o da Tanrı/Doğa'dır.
• Sıfat: Töz'ün özünü ifade eden temel niteliklerdir. Töz'ün sonsuz sayıda sıfatı vardır, ancak insan zihni bunlardan yalnızca ikisini kavrayabilir: Düşünce ve Uzam (yer kaplama).
• Kip (Modus): Töz'ün geçici belirlenimleri, varlık tarzlarıdır.
İşte en sarsıcı fikir burada ortaya çıkar: Evrendeki her tekil varlık – siz, ben, bir ağaç, bir gezegen – bu tek Töz'ün geçici birer "kipi" veya "varlık tarzından" başka bir şey değiliz. Bunu daha iyi anlamak için okyanusu Töz, dalgaları ise Kip olarak düşünebilirsiniz. Tek bir dalga okyanusun kendisi değildir, ama ondan ayrı olarak da var olamaz. Her dalga, okyanusun geçici bir ifadesidir. Benzer şekilde, her birimiz Tanrı/Doğa'nın sonsuz tözünün geçici birer ifadesiyiz. Bu bağlamda insan, bağımsız bir özne değil, Tanrı'nın zorunlu doğasının bir parçası ve belirlenimidir. Bir başka deyişle: "İnsan Tanrı’dan pay alır ama Tanrı değildir."

Gerçek Özgürlük, Seçim Yapmak Değil Zorunluluğu Anlamaktır

Spinoza katı bir deterministtir ve özgür iradeyi bir yanılsama olarak görür. Ona göre insanlar, eylemlerinin ardındaki karmaşık nedenler zincirini bilmedikleri için kendilerini özgür zannederler. Arzularımızın ve kararlarımızın farkında olabiliriz, ancak bu arzulara ve kararlara neden olan önceki nedenlerin farkında değiliz. Spinoza'nın bu konudaki en ünlü benzetmesi şöyledir:
Havaya atılmış bir taş, düşünme yetisine sahip olsaydı, yere düşmesini kendi iradesiyle açıklardı.
Ancak bu determinizm, Spinoza için bir esaret değildir; aksine, gerçek özgürlüğün kapısını aralar. Ona göre özgürlük, neden-sonuç zincirinden muaf olmak değil, bu zorunluluk zincirini akıl yoluyla kavramak ve onunla uyum içinde yaşamaktır. Öfkesinin nedenlerini anlamadan öfkeyle hareket eden kişi köledir. Öfkesinin kaynaklarını anlayan ve onu aklıyla yönetebilen kişi ise özgürdür. Bilgi ne kadar artarsa, özgürlük de o kadar artar. Gerçek özgürlük, doğanın yasalarını reddetmek değil, onları anlamaktır.

Tanrı'yı Sevmek, Evrenin Mantıksal Düzenini Sevmektir

Dua ve ibadete dayalı geleneksel Tanrı sevgisinin aksine, Spinoza bize "Tanrı'ya yönelik entelektüel sevgi" (amor Dei intellectualis) kavramını sunar. Bu sevgi, Tanrı'dan bir şey istemek veya ondan korkmakla ilgili değildir. Bu, evrenin ve kendi doğamızın zorunlu, mantıksal ve şaşmaz düzenini anladığımızda ortaya çıkan derin bir entelektüel hayranlık ve huzur duygusudur. Varoluşun rasyonel yapısıyla barışık olmanın getirdiği en yüce sevinçtir.
İşte Albert Einstein'ın Spinoza'nın Tanrısı'na inanmasının nedeni tam olarak budur. Einstein'ın "kozmik dindarlık" olarak adlandırdığı şey, evrenin bu akıl almaz düzenine ve uyumuna duyulan huşu ve hayranlıktır. Bu, kişisel bir Tanrı'dan beklentileri olan bir inanç değil, doğanın değişmez yasalarının güzelliği ve mantığı karşısında duyulan derin bir saygıdır. Einstein bu fikri, bir gazetecinin sorusuna verdiği ünlü cevapla ölümsüzleştirmiştir:
Spinoza’nın Tanrısı’na inanıyorum. Kendini evrendeki düzenli uyumda, tüm varlıkta gösteren Tanrı’ya, insanların işlerinden ve kaderlerinden ilgilenmeyen Tanrı’ya.
Bir Rüzgârdaki Yaprak mı, Yoksa Rüzgârı Anlayan Gezgin mi?

Spinoza'nın bu beş radikal fikri; Tanrı'yı doğayla özdeşleştirmesi, ona insani özellikleri atfetmeyi reddetmesi, bizi doğanın geçici birer ifadesi olarak görmesi, özgürlüğü zorunluluğu anlamakta bulması ve Tanrı sevgisini entelektüel bir hayranlık olarak tanımlamasıyla Tanrı, evren ve insan hakkındaki tüm geleneksel varsayımlarımızı temelden sarsar. O, bizi korku ve cehalete dayalı bir inançtan, akıl ve bilgiye dayalı bir anlayışa davet eder.
Bu fikirler ışığında, kendimize şu soruyu sormak kalıyor: Eğer en derin özgürlük hissimiz, doğanın değiştirilemez yasalarını anlamaktan geliyorsa, belirlenmiş bir evrende anlam arayışımız aslında ne anlama geliyor? Belki de anlam, rüzgârda savrulan bir yaprak olmak yerine, rüzgârın yönünü ve gücünü anlayan ve yolculuğunu bu bilgiyle şekillendiren bir gezgin olmaktır.

Kaynak: radyo.ayorum.com



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Polis için Sendika, Toplum için Güvence
BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın

2025 New York Belediye Başkanı Seçimlerinin Ortaya Çıkardığı 5 Şaşırtıcı Gerçek
679 Günlük Cehennem: Ukraynalı Kahraman Vladıslav Zadorin’in Esaret Günlüğü
Kırım’dan Evrensel Direnişe Musar, Anarşizm ve İçsel Devrim Manifestosu
Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek

Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Zamanın Geçtiğini Sana Kim Söyledi?
Karlı Kayın Ormanında Ruhun Yolculuğu
HAZAR’IN ONURU
İki Keman, İki Kardeş, İki Yoldaş: Moşe, Aaron, Marx ve Engels Üzerine Bir Akşam Düşüncesi
BULUT ATLASI – BAĞ-LAN-TI

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git