|
|
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...Kategori: Makale | 2 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 18 Nisan 2024 14:26:05 İlk kurşun sesleriyle uyandı köy. Önce Mehmet vuruldu. Sonra ikiz kardeşi Hüseyin. Sonra üçüncü kardeş: Mustafa. Üçü de cepheden. Vurulunca “Ah anam” dedi Mehmet, dönmek istedi, dönemedi, yüz üstü düştü. "Yandım anam dedi" Hüseyin, canını kurtarmak istedi, yapamadı. Mustafa onbeşindeydi, kardeşlerinin tek tek düştüğünü gördü, bağırmak istedi, sesini çıkaramadı, nutku tutulmuştu, sesi çıkmıyordu. Mustafa'ya birkaç kurşun birden isabet etti, yere düştü, gözleri açık gitti.
Her taraftan kurşun yağıyordu. Geçitkale kan ağlıyordu. Gözyaşı sel... Mehmet Fahri'nin sınıf arkadaşıydı. Aynı sırayı paylaştılar yıllarca. Mehmet ve Hüseyin ikizdi, onyedi yaşında. Mustafa onbeşinde. O sabah her zamanki gibi erkenden uyanmış, çay, beyaz peynir, fetir ekmek, kahvaltıyı yapmış, saçlar düzenli biçimde kesili ve taralı, tertemiz beyaz ve lekesiz gömlekleri ve ütülü siyah pantolonlarıyla fiyakalı, gülerek sokağa çıkmışlardı. Köyün içinden yürüyerek bağlara doğru geze geze gidiyorlardı. Maksat biraz yürümek, dolaşmak. Aralarında itişe kakışa, gülerek, şakalaşarak. Güneşi öğlene vuruyor, köyü ısıtıyordu. Çocuklar köyün çevrildiğinden, yolların kesildiğinden, askerlerin silahları ellerinde ve siperde, saklandıklarından habersizdiler. 15 Kasım 1967'deydik. Kıbrıs'ta Geçitkale köyünde. "Albay" Grivas ve askerleri, katil sürüleri, "Kıbrıs'ta türk köyü kalmayacak" demiş, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek katletmişti. O sabah Fahri'lerin köyünde bir aileden üç can, üç çocuk toprağa böyle düştü: "Bir aileden üç şehit!" Evet Kıbrıs'ta Geçitkale'deydik. Köyün evleri sarı kerpiçtendi. Yollları dar ve taştan. Fahri'nin ağıtında yazdığı gibi: "Yüzü gülen köylüme ondan sonrası yasdı." Fahri köyü terkedecekti ailesiyle. Üç arkadaşını toprağa verdikten sonra. Kalınmaz artık buralarda. Larnaka'dan sonra Londra'ya gitti Fahri. Onaltı-onyedi yaşında. Tek başına. Üniversite'yi orada okumak istiyordu. Ama olmadı. O zaman yüzünü Avusturalya'ya çevirdi. Gemiyle ve uçakla yolculuk yaptı. Yolculuk onbeş gün sürdü. Fahri Avusturalya'ya tek başına geldi. Ondokuzundaydı. Kısa süre içinde birken beş oldu. Sonra on. Sonra üç bin, sonra oniki bin. Kıbrıslı Türkler Avusturalya'ya vuruldu: Bir adadan öbürüne aşkın sınırı yok. Fahri artık "Fahri Abi"ydi. Üniversiteyi bitirdi. Artık muhasabeciydi Fahri. Avusturalya'daki ilk türk muhasebeci bürosunu açtığı rivayet edilir. Cömertti. Yiğittti. Epey muhasabeci de yetiştirdi. Ama sadece bu değil. Köyde yakalandığı saz ve müzik tutkusu büyümüş, apaçık müzik hastalığına yakalanmış, sazın yanına udu, gitarı, tamburu, neyi ve dahasını eklemişti. Söz yazmış, notalar da. Hakiki türküler yaratmıştır: Örneğin "Geçitkale" türküsünü mutlaka dinlemelisiniz: Mehmet'i, Hüseyin'i ve Mustafa'yı anmak için. Doğa Melbourne grubu çalsın ve söylesin: Çocuklarımız unutulmasın. Fahri Kiamil müziğini, türkülerini ekmeğini ve tuzunu paylaşır gibi paylaşmış, Avusturalya'da doğmuş büyümüş, kadın ve erkek, genç ve yaşlı vatandaşlarıyla müziğinin kaynaklarını ve müzik aşkının coğrafyasını genişletmiş. Birçok genç ve daha az gençi müzisyen olarak yetiştirmiştir. Yaşlı , meraklı ve hevesli türkücüler ve müzisyenlerle de ortaklaşa çalışmış Maraş, Antep, Mardin, Urfa havalarını yaymış: "Yola Çıktım Mardin'e/Düştüm senin derdine" "Asımın Kızı" "Pencereden kar geliyor/ Gurbet bana dar geliyor" "Pencereden kar geliyor/Gurbet bana zor geliyor" "Duvarları gül dolmuştu/Yolları al al lale" "Aynı yolcuyuz/Yoldaşız" Genç ya da daha az genç müzisyenleriyle gruplar kurmuş, gruplardan başka gruplar doğmuş: "Fesat", "Ozanlar Grubu", "Melbourne Sıra Geceleri Projesi", "Melbourne Fasıl”, “Doğa Melbourne"... Fahri Kiamil “İz Bırakanlar”dandır: Dostlarının sahip çıkacağı pek çok anı ve eserle. Fahri Kiamil unutulmaması gerekenlerdendir. Yapıtlarını özenle saklamalı. Türkü sözlerini yayınlamalı. NOTLAR: Bu metni hazırlarken Fahri Kiamil'i bir parça tanıyabilmek için yararlandığım şu iki kaynağı bilhassa öneriyorum. Deniz Hanımın makalesi okunmalı. Duygu Hanımın söyleşisi izlenmeli. Mutlaka.
YorumlarDeniz
{ 19 Nisan 2024 00:44:55 }
Şehmus bey, ne kadar incelikle, sevgiyle anlatmışsınız. hakettiği gibi Fahri abinin.
kaleminize ve güzel yüreğinize sağlık, dostlukla, deniz günal sertac
{ 18 Nisan 2024 23:06:42 }
Tebrikler ve yazi icin cok tesekkurler.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|