
Eğitim sürecimde kendi diplomamı görmediğimi itiraf etmem gerek. İlkokulu, Ankara Kurtuluş İlkokulunda okudum. İlkokul bitirme imtihanlarına girdim. Ancak mezuniyetimizde bir diploma töreni olmadı ve Talas Amerikan Kolejine kaydım, ilkokuldan alınan bir bitirme kağıdına bağlı olarak yapılmıştı. Talas Amerikan Ortaokulunda da okul bitiminde bir imtihan süreci vardı ve bizim mezuniyet törenimizin olmadığı gibi, diploma adı altında bir belge de verilmediğini hatırlarım. Yani ne ilkokuldan mezun olduğuma dair bir belgeyi ne de ortaokuldan mezun olduğuma dair bir diplomayı görmek nasip oldu. Lisede bir diploma töreni yapıldığını hatırlıyorum ama elimize verilen kağıdın içeriğinde başarı belgesi gibi bir yazının, rulo yapılıp kırmızı kurdeleye bağlanarak verildiğini hatırlarım.

Hele üniversitede, bizim dönemimizde tören yapılmadığını hatırlarım. 6 Ocak 1969 günü Amerikan Büyükelçisi, Orta Doğu Teknik Üniversitesine bir ziyaret için gelmişti. O tarihteki Rektör Kemal Kurdaş tarafından davet edilmiş, Rektörlüğün önüne gümüş renginde zırhlı, 1968 model bir Cadillac marka araçla gelmişti. Kommer’in gelişi, aslında değerli Kemal Kurdaş’ın ODTÜ için Birleşmiş Milletler Eğitim Fonu’nda yıl sonlarında harcanmayan bazı fonlara talip olmak amacıyla çağırdığını söylemişti bizlere. O gün birçok konuya şahit olmuştum. Aracı ters çevirmek için aracın başında İbrahim vardı, ona Sinan yardım etti, Ulaş da grubun içindeydi ve Yusuf’u da gördüğümü hatırlarım. Benzin kapağını açıp içine bir çaput sallandırdılar, benzine bulaşmış çaputu ateşe verdiklerini seyrederken gözüm, Rektörlük binasının üst katındaki pencereden Büyükelçi Kommer ve Rektör Kemal Kurdaş’ın da olayı seyrettiklerine takılmıştı. Benim düşüncem, protestoyu araç yakarak eyleme dönüştürmektense, bir toplantı düzenleyip Büyükelçiyi de davet ederek fikirleri masaya yatırmanın daha tesirli olacağı yönündeydi.
Her hafta Perşembe günü akşamı Rektör Kemal Kurdaş hoca, Yalım hoca, muhasebeden Aydın, ben ve bir iki kişi tek pota basketbol oynardık. Bu oyunlar sırasında Büyükelçinin aracının yakılmasıyla, üniversitenin neler kaybettiğini anlatmıştı Kemal Kurdaş, rahmetli.
Bu nedenle yapılan protestonun zararı, son sınıftaki öğrencilere yansıdı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinde eğitim durdu. Bu olay sonrası 6 ay eğitime ara verildi.
Benim bütün hayallerim bitmişti. Yıkılmıştım. Askerliğimi yaptığım için mezun olup iş hayatına atılmaktı niyetim. Ayrıca okul bitmeden evlenemiyordum. Alın size çözümü olmayan bir hayat denklemi.
6 ay sonra ODTÜ tekrar açıldı ve hemen bitirme imtihanları yapıldı. Ardından yeni dönem başladı ve bizim 1969’da bir diploma törenimiz olmadı. Yani elimize törenle bir diploma verilmedi.
Hayata diploma törensiz atılmanın ne olduğunu, gerçek diploma alanlar veya sahte diplomayı belirli bir ücret karşılığında alanlar hiçbir zaman anlayamaz. Bazen gidip mezuniyet törenlerini izlerim. Mezun olan öğrencilerin keplerini havaya atmalarını uzaktan seyreder, özenirim.
Daha sonraları, eğitimlerine yardımcı olduğum çocukların mezuniyet törenlerine katıldım. Tabii bu diplomalar çarşı pazarda satılan cinsten değil; alın teriyle kazanılmış bir mezuniyet diplomasıydı. Bu törenlerdeki coşkuyu doya doya seyrederim, sanki benim diploma törenimmiş gibi haz duyarım. Onların coşkusunu, gözlerindeki ışıltıyı benimle paylaşmalarından büyük mutluluk duyarım.
Bugünlerde, gerçek diplomasının usulsüzce iptal edildiğine inandığım İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması sonrasında, bazı sahtekarların siyasilere temin ettikleri sahte diplomalar; devlet mekanizmasında görev yapan bazı bürokratların, bazı bankaların yönetim kurulu üyelerinin, hatta bazı milletvekillerinin hızlarını alamayıp beş-altı adet diploma temin ederek kendi sayfalarına koymalarını seyrettik. Beştepe’de, Saray’da bu sahte diplomalara sahip kaç kişinin çalıştığını siz tahmin edebilir misiniz? Bakınız, Saray’da 1100 odada yaklaşık 2960 devlet memuru çalışmakta. Bunların hangi okullardan mezun oldukları bilinmemekte, hatta diplomalarının gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu da bilmemekteyiz.
Gazetelerde boy boy ilan edildi; devlette bir ömre sığmayacak miktarda diploma toplayanların da var olması, sizce ülkedeki adalet mekanizmasının çürümeye başladığına bir işaret midir? Diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.