A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

HUKUK KARGAŞASI

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 12 Ekim 2025 20:22:43

Bilmiyorum hangi yönünden bahsedeyim; bugün bir evi idare etmek oldukça zordur. Bir mahalleye muhtar seçilseniz, mahalleyi yönetmek biraz daha zordur. Bir köyü yönetmek ise daha da zor olduğundan, konuya ihtiyar heyeti girer. Biraz daha büyük bir toplulukta ise, bunu bir nahiye olarak tanımlayalım yahut “kaza” desek, daha büyük bir idare mekanizması ortaya çıkar. Bazı kazalar küçüktür, birkaç mahalleden oluşur; bazı kazalar ise ülkedeki kimi şehirlerden daha büyük bir nüfusa sahiptir. Bazılarını da ilçe adıyla anarız. Hepsinin yönetim mekanizması şablon olarak aynıdır, fakat dinamikleri farklıdır.

Ankara gibi büyük bir başkentin birkaç önemli ilçesi vardır ki, ülkedeki birçok şehirden daha büyük nüfusa sahiptir.



İstanbul’da da benzer bir idari yapılanma bulunur. Gaziosmanpaşa, Güngören, Bahçelievler, Kadıköy, Bakırköy, Sultanbeyli, Adalar gibi ilçeler şehrin temel taşlarını teşkil eder. Şişli, Esenyurt gibi ilçelerdeki nüfus, Türkiye’de yaklaşık 57 ilden daha fazladır. İstanbul tek başına, nüfus bakımından dünyada 131 ülkeden daha fazla nüfusa sahiptir. Bazı Avrupa ülkelerinin nüfusları İstanbul’dan azdır: Belçika 11.7 milyon, Çekya 10.5 milyon, Yunanistan 10.3 milyon, Macaristan ise 10 milyon nüfusla İstanbul’un çok gerisinde kalmaktadır.

Bu nedenle 85 milyon nüfuslu bir ülkede, 16 milyonluk bir şehri idare etmek, neredeyse bir ülkeyi idare etmeye eşdeğer bir iştir. Hatta daha da zor olduğu muhakkaktır. Ancak yerel idarelerle merkezi idarelerin karşı karşıya geldiği bu yönetim sahası, kimi zaman çekişmelerin yaşandığı bir arenaya dönüşmektedir. Bunun ceremesini de halk çekmektedir.

Her dönemde olduğu gibi, yerel yönetimler iktidarın uzantısı değilse, ortaya çıkan gerilimin halka yansıması acı içerir. Her şehirde olduğu gibi, merkezi ve yerel yönetimlerin hizmet konuları da, bu çok hızlı büyüyen ülkenin katlanarak genişleyen şehir nüfuslarından kaynaklanan inanılmaz sorunları içermektedir. Bu sorunların çözüme ulaşması ise, çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan kurtulamaz.

Ancak merkezi yönetimin elinde çok önemli bir kart bulunmaktadır: “Görevden alma” kartı.
Kanunla tanınmış bu yaptırım sayesinde, “Muhtar efendi, sen doğru çalışmıyorsun; seni görevden aldım, yerine bir kayyum atadım.” denilebilmektedir.

Anayasa’nın 127’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hükme göre, idarî vesayet; merkezî idarenin, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla kanunda belirtilen esas ve usuller çerçevesinde sahip olduğu yetkidir.

Bu nedenle merkezi idare, herhangi bir kanıta dayanmayan bir bilgiyle dahi bir yerel yönetimi görevden alma yetkisini kullanıp kayyum atayabilmektedir.
Son yerel yönetim seçimlerinden sonra, somut kanıt olmadan görevden alınan o kadar çok yerel yönetim başkanı ve çalışanını izlemekteyiz ki, hani derler ya, “Artık kabak tadı verdi.” Bu seviyedeki yaklaşımları izlemek, halkı isyana teşvik etmektedir.

Son Birleşmiş Milletler toplantısında, New York kentinde şehrin her yerinde kapalı kamyonetlerin üzerine resimli “Freedom for İmamoğlu” ilanlarının taşındığını gördük.

Yine İstanbul’da bir hukuk karmaşası izledik. Yüksek Seçim Kurulu, hâkimlerden oluşan bir kurumdur. Tartışmaya kapalı bir kurum. Hatta yasada şöyle bir cümleyi hatırlarım:
“Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları kesindir.”

Bu kurulun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz (m.79).

Bakınız, bu cümleyi ben çok iyi anlamaktayım; kanaatimce siz de çok iyi anlamaktasınız. Ancak İstanbul’da bir mahkemeye başvuran bir iki kişi, bilmem kaçıncı mahkeme hâkimini ikna edip bir partinin İstanbul İl Kongresini icra vasıtasıyla durdurmaya kalkıştı. Ekranlardan izlerken halk neredeyse isyan edecekti. Bu nasıl bir oyundur?

Çok sevdiğim bir dostum vardı, rahmetle anarım: Prof. Dr. İsfendiyar Candan.

Şöyle derdi: “Tıp fakültesinden 4.5’la doktor olunmaz.”

Düşünecek olursanız, insan hayatıyla uğraşan bir doktorun 8–9’dan aşağı notu olmaması gerekir. Ne de olsa uğraştığı konu insan hayatı.

Hukukta da aynı kural geçerli olmalı. Hukuk fakültesinden 4.5’la hukukçu çıkmamalı. Çünkü bir insanın, hatta bir toplumun geleceğine etki eden kararları veren hâkimlerin 8–9 ile, mükemmele yakın bir düzeyde yetişmiş olması gerekir.

İstanbul’da yaşanan kongre sürecinde bir hâkimin ikna edilip kongreyi durdurma kararı çıkarabilecek kadar kaos yaratılması, merkezi yönetimin niyetini açık eder niteliktedir.

Adama sormazlar mı:
“Arkadaş, senin ne işin var bir partinin İstanbul İl Kongresi’nin yapıldığı yerde?”

Yüksek Seçim Kurulundan alınan izinle yapılmaya çalışılan genel kurula dışarıdan karışmanın kime faydası olur ki? Ekranlarda bir kadının, icra memuru yanında konuya çok müdahil olduğunu gördük. Kongrenin durdurulması için bu kadının hangi manevî veya maddî menfaatleri gözettiği konusunda, insanların kafasında soru işaretleri kaldığı muhakkak.

Gelin, eğri oturalım doğru konuşalım:
İktidar, yapılacak olan genel seçimde Cumhur’a rakip kalmasın, yollarda taş toprak olmasın, diye uğraşdığını düşünmekteyim. Ancak mevcut anayasamızda bu zatın tekrar aday olması mümkün görünmemektedir. Olsa bile ağzıyla kuş tutsa, ne Z kuşağı, ne emekli yurttaş, ne de asgari ücretli mevcut iktidara kolay kolay yeşil kart vermeyecektir.

Z kuşağı 17,8 milyon; emekli vatansever insan 16,4 milyon; 11 milyon da asgari ücretli.
Yoksulluk içinde yaşayan bu halkı da katarsak toplam 45,2 milyon yurttaş eder.

Gelin sorun benim güzel vatandaşlarıma:
“Bu yönetime bir daha yönetme hakkı verir misiniz?”

Diye bir sözüm geldi sordum — hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN

HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum
BU VATAN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git