A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

BU VATAN

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 06 Eylül 2025 14:40:44

Hani sorsalar “Hangi şair daha fazla vatanını sever?” diye, aklıma iki isim gelir: Biri Tevfik Fikret, diğeri ise Namık Kemal. Yanlış anlamayın, Nazım Hikmet’in ismini telaffuz etmek istemedim, çünkü onların yaşadığı dönemler farklıydı. Osmanlı Devleti’nin ülkeyi parsel parsel satmasına haykıran iki önemli şairdi onlar. Namık Kemal 1840’ta, Tevfik Fikret ise 1867’de doğmuştu. Aralarında 27 yıl gibi büyük bir fark olsa da, aynı ideolojiyi benimsemiş iki kıymetli şairdi. Namık Kemal’in hayatı beni çok etkilemişti, eserlerini okurken çok duygulanmıştım.

Vatanını canından çok seven insanlar vardır ya… İşte Namık Kemal de böyle bir kişilikti. Hatta Kıbrıs’a ilk gittiğimde doğruca Magosa’ya, onun sürgüne gönderildiği hücreyi görmeye gitmiştim. Siz gördünüz mü bu hücreyi, bilmiyorum. Ama ben onun 38 ay yaşadığı o daracık yerde neler düşünmüş olabileceğini hayal etmek istedim. Gözyaşlarıma hâkim olamadan birkaç saat geçirdim orada. Böyle bir hücrede 38 ay yaşamak hiç de kolay olmasa gerek.



Peki, niçin böyle bir hücreye kapatıldı Namık Kemal? Düşüncelerini ve gördüğü yanlışları topluma yansıttığı için… Osmanlı Sarayı, onun fikirlerini kabul etmiyor, susturmaya çalışıyordu. Saray’ın tek hedefi, padişah koltuğunu ne pahasına olursa olsun korumaktı. “Emri Hak vaki oluncaya dek” Padişah’ın keyifle oturmasını sağlamak için her şeyden feragat ediyorlardı.

Osmanlı halkının yoksulluğu, yaşamındaki zorluklar, Padişahı hiç ilgilendirmiyordu. Ülke borç batağındaydı, alacaklıları hep Avrupa devletleriydi. Onlar da Osmanlı’yı ekonomik dar boğaza itmekten büyük mutluluk duyuyorlardı. Belki de tarihsel bir kuyruk acıları vardı. Çünkü Osmanlı orduları, Avrupa kapılarına defalarca dayanmış, ülkeleri haraca bağlayıp geri dönmüştü.

Yüzyıllarca pek çok Avrupa ülkesi, hatta Amerika bile Osmanlı’ya haraç vermekten kurtulamamıştı. Ama gün geldi, Osmanlı’yı köşeye sıkıştıran devletler, Anadolu’nun kültür hazinelerini de söküp götürdüler. Osmanlı buna göz yumdu, hatta teşvik etti. “Bizde bu taşlardan çok var, alın götürün” dedikleri tapınaklar bugün başka ülkelerin müzelerini süslemekte.

Namık Kemal misali hayran olduğum diğer şair Tevfik Fikret’e gelince. Her ne kadar aralarında 20 yaş fark olsa da, Fikret şiirleriyle ün yapmış, Batı kültürüne yakın görüşleriyle tanınmış bir ozandı. Mekteb-i Sultani’yi bitiren Fikret, yalnızca şiirde değil, edebiyatın her alanında çalışmıştı. Servet-i Fünun’un başına geçerek genç nesil edebiyatçılara yön verdi. Bu nedenle kendisini çok severim. Belki de çok yönlü olmasından dolayı, benim için en büyük “vatan şairi”dir.

Onun en çok sevdiğim şiirlerinden biri “Rubab’ın Cevabı”dır. Beyitlerin tamamını buraya yazmama gerek yok ama bazı dizeleri sanki bugün için yazılmış gibidir:

Hicran biter mi, girye-i hicran diner mi hiç?
Bir lahza önce neydi o feryad-ı muhtelic?
Sendin kalb-i derbeder gibi tel’in eden beni!
Sendin başımda zâr ü sitemkâr inildiyen;
Lerzemle şimdi ürperiyor, titriyor musun?
Sen zanneder misin benim hep elemlerim?
Heyhat! Ben nevâib-i eyyamı inlerim.

Tevfik Fikret’in bir diğer önemli şiiri ise “Sis”tir. Bu şiir adeta bir Silivri destanını andırır.

Abdülhamit’in istibdat yönetimi altında, derin bir yalnızlık ve umutsuzluk içinde yazılmıştır.

Aşiyan’daki evinde polis gözetiminde yaşayan şair, bir Şubat günü İstanbul’a çöken yoğun sisin içinde bu ruh hâlini kelimelere dökmüştür:

Lakin sana layık bu derin sütr-i muzlim,
Layık bu tesettür sana, ey sahn-ı mezalim.

Bu şiirde anlatılan sisin kendisi değildir. İstanbul’un kuleleri ve sarayları şahsında, istibdat idaresinin üzerine çöken gayrimeşruluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun, ahlaksızlığın, çapsızlığın, beceriksizliğin, fitnenin, riyanın, çirkefliğin, çürümüşlüğün ve çöküşün yansımalarıdır.

Bir de bugünün Silivri’sini düşündüğümde, tarihin nasıl tekerrür ettiğini görmek bana derin bir hüzün verir. Devri Osmanî’nin Tevfik Fikret’e yaşattığı “Sis” misali, günümüz yönetiminin çürümüşlüğünü görmekteyiz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına, hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git