A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

BASTİLLE

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 22 Ağustos 2025 15:11:19

Bugün tarihten bir sayfa açmak istedim sizlere. Mutlaka tarih dersleri, benim olduğu kadar sizin de ilginizi çekmiştir. Ortaokulda Faruk isminde bir Tarih hocamız vardı. Hafta başında Kayseri’den Talas’a okula gelir, ilginç tavırları olurdu. Kot pantolon giyilmesine kızardı, hatta Ahmet’in yepyeni Amerikan kot pantolonunu bir bıçak darbesiyle giyilmez hale getirmesine her ne kadar biz isyan ettiysek de pek işe yaramadığını hatırlarım. Tarih dersleri hikâyeden öteye gitmez, üzerinde fazla da durmazdık. İmtihan zamanında ise sorular uzun cümlelerle sorulur, cevabı ise bir veya iki kelime olurdu. Hatırladığım bir soru sanki şiir gibiydi; bugün gibi hafızama kazınmış: “Ben-i Ahmer Devleti’nin başşehri olan Gırnata’nın yerini tayin ediniz.”



Aslında başşehir Granada. Seneler sonra bu şehri gezmeye gittiğimde hayran kalmıştım. Bu sorunun cevabına “İstanbul’un batısında” demeniz yeterli olmaktaydı. Enteresan bir karakterdi Faruk Bey.

Lise sürecimde de tarih öğretmenlerim oldu. Tarsus’ta hocamız İbrahim Akış vardı, tarihi bir hikâye gibi bize anlatırdı. Okulda dersi veren hocayı severseniz, o dersi de sevmeniz doğaldı. Son sınıfta bir başka yerde tarih hocamız kadındı. İsmini hatırlarım, hatta bütün mezunların unutamayacağı bir isimdi: Tarih öğretmeni Emine Hanım. Bu hocanın bana olan güveni çok fazlaydı.

O senelerde lise bitirme sınavına girerdik. Tarih dersinden sözlü sınava girdiğimde, tarih öğretmeni Emine Hanım diğer mümeyyiz öğretmenlere dönerek:

“Hah işte Metin, alın istediğinizi sorun,” deyince olduğum yerde kaldım. Sınıfın en son talebesi idim; 4182 okul numaramdı. Hiçbir öğretmen soru sormadı ve notum karneye 10 olarak geçti. Ayrıca Emine Hoca, lise son sınıf balosuna kızını benim götürmemi istedi ve ben tarih öğretmenimin kızıyla baloya gitmek mecburiyetinde kalmıştım.

Tarih daha sonraları da benim en çok ilgimi çeken bir konu oldu. Çünkü medeniyetlerin beşiği olan ve hatta medeniyetlerin doğduğu topraklarda yaşamaktaydım. Bu nedenle bu topraklarda ne kadar devlet yaşamış, hangi kültür kalıntılarını bırakmış, hangi destanlar yazılmış, hangi büyük savaşlar yaşanmış hep düşünürüm. Anadolu’da ilk parayı kim bulmuş, Hıristiyanlığın beşiği neredsi imiş, hangi imparatorluklara vatan olmuş gibi konulara bigâne kalmanın, bu vatanda yaşarken aslını inkâr etmek olduğuna inanırım.

Hoş, başka ülkelerin tarihlerinde de birçok olay yaşanmıştır. Bilhassa Fransa tarihindeki çalkantılar, imparatorluklar, onların yönettiği bir ülkenin iç problemleri, Osmanlı Devleti ile ilişkileri çok önemlidir.

Bakın, bir olay mutlaka sizin hafızanızda da bir iz bırakmıştır. Benim bu olayı unutmam mümkün değil:

XVI. Louis döneminde, 1789 senesinde Fransa çok büyük bir ekonomik kriz geçirir. Amerikan Devrimi ile ilintili olan bu dönemde Fransa’da ağır vergilendirme, yoksulluk, halkın sefalet çektiği bir süreç yaşanırken; saray ve saraya yakın burjuva takımı ise zevk ve sefa içinde yaşarlardı. Halkın bu yoksulluğu, halkın canına tak ettiğini tarihçiler dile getirir. Hatta XVI. Louis’in eşi Marie Antoinette, halkın ekmek bulamadığına dair söylenenlere meşhur cevabı verir:

“Halk ekmek bulamıyorsa pasta yesin.”

Bu sözünün kendi hayatının sonunu hazırladığına inanırım.

14 Temmuz 1789’da halk isyanı başlar ve yoksulluğa mahkûm edilmiş kızgın halk Bastille Hapishanesi’ne doğru yürüyüşe geçer. Aslında hapishanede yalnızca 7 mahkûm ve kalpazanlıktan yargılanmayı bekleyen 21 suçlu bulunuyordu. Ancak onlara direnen ordu birliklerinin ateş açmaları sonucunda isyancılar ölünce, ayaklanma başka bir boyuta taşınmış ve gece boyu sürmüştür.

Sabah, Kral Louis yanına gelen La Rochefoucauld Dükü’ne:
“Bu bir isyan mı?” diye sorar.

Dük’ün cevabı tarihe geçer:
“Hayır efendim, bu bir isyan değil, bu bir devrimdir.”

1789 yılı ve sonrası, ağır mali sorunlarla ve adaletsiz bir yönetimle bunalan halkın baskısı sonucu Kral XVI. Louis Genel Meclisi toplamak zorunda kalır. Versay’dan ayrılıp Paris’e giderek isyancıların baskısıyla hem Kral XVI. Louis hem de karısı Marie Antoinette yargılanır ve 1793 yılında ikisi de giyotinle idam edilir.

Fransa’da 14–15 Temmuz 1789, tarihçilerin de kabul ettiği gibi yeni bir dönemin başlangıcıdır.

Adaletsiz yönetim, halkın sefaleti, ülke gelirinin tabanda değil tavanda paylaşıldığı bir düzende halkın isyan etmesi doğaldır. Tıpkı Fransa’da 1789’da olduğu gibi.

Hani bir bilen vardı bu ülkede, her zaman güzel sözler söylerdi, değerli Süleyman Demirel.Onun “Boş tencerenin yıkmayacağı hiçbir iktidar yoktur.” diye bir sözü geldi aklıma söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?
DEVLETLERÜSTÜ ŞİRKET-LER ve BAŞKAN
Türkiye’de Hayvan Hakları İhlallerine Hasidik – Kabala Perspektifinden Bir Bakış
Saraybosna'da "keskin nişancı" iddiasına soruşturma
Yeni e-postalar: Epstein'a göre Trump kurbanlarından biriyle 'saatler geçirdi'

Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?
Trump, Veliaht Prens ve Kaşıkçı'nın Öldürülmesi
Güvenilir Kaynaklar Kamuoyunu Nasıl Şekillendiriyor ve Haber Seçiminiz Neden Düşündüğünüzden Daha Önemli?
Eylemde Kozmopolitanizm: İnsan Ticaretiyle Mücadelede Küresel Yönetişim

Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.

Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess
Kalamış ve Fenerbahçe Kıyıları Tarihiyle, Belleğiyle, Halkıyla Var Olan Bir Yerin Suskunluğa Kurban Edilmesine İzin Vermeyeceği…

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git