A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kalamış ve Fenerbahçe Kıyıları Tarihiyle, Belleğiyle, Halkıyla Var Olan Bir Yerin Suskunluğa Kurban Edilmesine İzin Vermeyeceği…

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Avraham Zafer İşcen | 21 Kasım 2025 04:50:27

Kalamış ve Fenerbahçe kıyılarının bugünkü tartışması, sadece bir “yat limanı revizyonu” değildir. Bu, yüzyıllardır halkın nefes aldığı bir alanı, ticari rantın soğuk betonuna teslim etme girişimidir ve bunu söylemek için tarih bilmek yeterlidir. Bu Kıyılar Bir Günden Bir Güne Oluşmadı. Kalamış ve Fenerbahçe sahilleri, İstanbul’un en eski yerleşim hatlarından biridir. Bizans döneminden beri Fenerbahçe Burnu’nun bulunduğu bölge, şehrin doğu savunma hattında sayılan, aynı zamanda doğal koyları nedeniyle sığınak olarak kullanılan bir alandı. “Fener Bahçesi” ifadesi bile köklüdür—bölgedeki deniz feneri ve etrafındaki geniş bahçelik alanlardan gelir.

Osmanlı dönemine gelindiğinde Fenerbahçe ve Kalamış, saray çevresinin ve İstanbul elitinin mesire alanı olarak yüzlerce yıl boyunca korunmuş, halkın da denizle buluşabildiği ender kıyı hatlarından biri olmuştur.



Kalamış Koyu, Osmanlı denizcilerinin doğal liman olarak kullandığı, rüzgardan korunaklı yapısıyla bilinen bir bölgeydi.

19. yüzyılda ünlü seyyahların çoğu bu kıyıları “İstanbul’un en huzurlu, en temiz ve en doğal sahil bandı” olarak tasvir eder.

Cumhuriyet döneminde ise bu kıyılar, kentsel belleğin ayrılmaz parçası oldu:
Fenerbahçe’nin plajları, İstanbul halkının denize girdiği kamusal alanlardı.
Kalamış korusu, çocukların oyun alanı, ailelerin piknik yeri, balıkçıların ekmek kapısıydı.
1950’lerden itibaren yapılan marina projeleri bile bölgenin kamusal kimliğine zarar vermeden, halkla birlikte var olabilecek şekilde tasarlanmıştı.
1970–2000 arasında bölge, “Kadıköy’ün nefes borusu” olarak anılıyordu.

Bu kıyı, 1500 yıllık bir kamusal alan geleneğinin ürünüdür.
Şimdi bu mirası, birkaç paragraflık bir “revizyon raporuna” mı kurban edeceğiz?

Bugün Masaya Konan Proje, Tarihi Silme Operasyonudur

Benim perspektifimden konu çok net:
Bu proje, planlama jargonuyla yumuşatılmaya çalışılan bir kamusal alan gaspıdır.

Ve tarihten habersizce yapılan her müdahale, yalnızca bugünü değil, geçmişi de yok eder.

Kalamış ve Fenerbahçe kıyılarında yapılacak her değişiklik,
Bizans’ın liman hafızasını,
Osmanlı’nın mesire kültürünü,
Cumhuriyet’in özgür sahil yaşamını,
Kadıköy’ün ortak belleğini
ortadan kaldırır.

Bu kıyılar, İstanbul’un en önemli doğal ve toplumsal dokularından biridir.
Ama bugün masaya sürülen proje, bu bütünlüğü parçalayan, kıyı çizgisini sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden eğip büken bir taslaktır.

Ve herkes bilsin:
Bu sadece “bir imar meselesi” değil, kent etiği meselesidir.

Sessizlik Artık Masumiyet Değil, Suç Ortaklığıdır

Bugün bu projeye sessiz kalan herkes, yarın kıyıya konulacak kilitlerin, bariyerlerin, turnikelerin sorumluluğunu da taşır.
Çünkü hibrit bir gerçeklik var:
Kıyılara beton dökmek, halkın hafızasına beton dökmektir.

İDK toplantısında verilecek her karar, sadece teknik bir dosya değil, bu kentin geleceği adına alınmış siyasal bir pozisyondur.

Benim için mesele çok açık:
Kalamış kıyıları bir şirketin bilançosuna değil, halkın yaşamına aittir.

Kalamış ve Fenerbahçe Kıyıları Halkındır.  Çünkü Tarih Bunu Böyle Yazdı

Bu kıyılar,
sabaha karşı balığa çıkanların,
gün batımına karşı yürüyenlerin,
oyun oynayan çocukların,
sahil boyunca özgürce nefes almak isteyen herkesin hakkıdır.

Bizans’tan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e…
Bu kıyılar hep halka aitti.

Ve bugün de öyle kalacaktır.
Çünkü bu kıyılar bir "proje alanı" değil;
İstanbul’un kalbidir, belleğidir, nefesidir.

Kalamış ve Fenerbahçe kıyılarını savunmak,
geçmişi korumak,
bugünü sahiplenmek
ve geleceğe onurlu bir şehir bırakmak demektir.

Ben bu mücadelede tarafım.
Sessiz kalmayacağım.
Çünkü bu kıyılar halkındır — ve öyle kalacaktır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye’de Hayvan Hakları İhlallerine Hasidik – Kabala Perspektifinden Bir Bakış
Saraybosna'da "keskin nişancı" iddiasına soruşturma
Yeni e-postalar: Epstein'a göre Trump kurbanlarından biriyle 'saatler geçirdi'
Polis için Sendika, Toplum için Güvence
BİZİM RADYO

Güvenilir Kaynaklar Kamuoyunu Nasıl Şekillendiriyor ve Haber Seçiminiz Neden Düşündüğünüzden Daha Önemli?
Eylemde Kozmopolitanizm: İnsan Ticaretiyle Mücadelede Küresel Yönetişim
Türkiye’de 2025'in ilk 10 ayında 217 kadın öldürüldü.
Büyük uyuşturucu bahanesi: Trump, Venezuela'da rejim değişikliğine hazırlanıyor.
Kozmopolit Paradoks: Eşitsizliklerle Dolu Bir Dünyada 'Dünya Vatandaşı' Olmak.

Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Kalamış ve Fenerbahçe Kıyıları Tarihiyle, Belleğiyle, Halkıyla Var Olan Bir Yerin Suskunluğa Kurban Edilmesine İzin Vermeyeceği…
Boris Moiseevich Leibzon: Sessiz Devrimcinin Yolculuğu
Türkiye’de İş Cinayetleri Gerçeği ve 2025 İçin Çözüm Arayışı
Bayrampaşa’da bir Salı sabahı.
Devrimin Nefesi ve Ramban

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git