
Tiksiniyorum, faşist Rus işgali altında tanıdıklarım eziyet çekerken, insanların, sözde politikacıların, sözde akademisyenlerin, bir halkın soykırıma uğramasına, bir ülkenin göz göre göre işgal edilmesine, yaptıkları futbol maçı yorumcularına benzeyen söylemleri açıklamaları beni iğrendiriyor. İnsanlık Demokratik Ukrayna Devletinin Kurtuluş Savaşına şahitlik ediyor ama maalesef tepkiler yetersiz. Ukrayna halkı, Yahudisi, Müslümanı, Hristiyanı, Budisti, Hindusu topyekun bir kurtuluş ve varoluş mücadelesi veriyor.
Tarih, insanlığın en karanlık anlarını yazmaktan asla vazgeçmedi. 20. yüzyılın ilk yarısında toplama kamplarında, Gulag’larda ve savaş esiri kamplarında milyonlarca insan tarifsiz acılar çekti.
21. yüzyılda ise bu karanlık tarih yeniden yazılıyor. Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, sadece topraklar için değil, insan onuru için de bir mücadeleye dönüştü.
Ukraynalı deniz piyadesi Vladıslav Zadorin, bu mücadelenin en ağır bedelini ödeyenlerden biri. 24 Şubat 2022’de Yılan Adası’nda (Zmiyinıy) esir düştü. 679 gün boyunca açlıkla, işkenceyle ve ölümü her gün ensesinde hissederek yaşamak zorunda kaldı. 60 kilo kaybetti. Ama ruhu kırılmadı.
Ben, Avraham İşcen, Maltepe Çerkes Derneği'nde düzenlenen söyleşiye katıldım ve Vladıslav Zadorin’i dinlerken nefesimi tuttum. Gözlerindeki derin acı, geçmişte anlatılan soykırımların, işkence kamplarının ve insanın insana yaptığı en büyük kötülüklerin izlerini taşıyordu.
Tarih, tekrar ediyordu. Ama bu kez, tanık oluyorduk.
Yılan Adası’nda Unutulmaz Direniş: "Defol Git, Rus Gemisi!"
2019 yılında Ukrayna ordusuna katılan Vladıslav Zadorin, Karadeniz’deki Yılan Adası’nda görev yapıyordu. 24 Şubat 2022 sabahı, Rus savaş gemileri adaya yaklaşıp teslim olmalarını istediğinde, verdikleri yanıt tüm dünyaya kazındı: “Defol git, Rus gemisi!”
Adada 82 Ukraynalı asker vardı. Kaçabilirlerdi. Ama gitmeyi reddettiler. Onlar, vatanlarını terk etmeyenlerdi.
Rus ordusu, ada üzerine cehennemi yağdırdı. Bombalar ardı ardına düştü, mühimmatları tükendi, savaşacak güçleri kalmadı. Sonunda teslim olmak zorunda kaldılar. Ama onları bekleyen esaret, ölümden bile beterdi.
Zulüm, Açlık ve Sessiz Çığlıklar
679 Günlük İşkence İlk gece, iskelede dalgaların arasında yüzüstü yatırıldılar. Saatlerce kıpırdamadan bekletildiler. Ardından, 82 kişi, 10 kişilik hücrelere tıkıldı. Ve işkence başladı. Elektrik verdiler. Çığlık atmak yasaktı. Sesi çıkan, daha büyük acıyla cezalandırıldı. Tırnaklarının altına iğneler soktular. Tırnakları teker teker çekildi. Kafalarında içki şişeleri kırdılar. Bayılanlar sürüklenerek götürüldü, bir daha geri gelmedi. Endüstriyel fırınlara attılar. Vücutları alevlerin sıcaklığıyla erirken nefes almaya zorlandılar. Zadorin’in sesi titreyerek söylediği bir cümle hâlâ kulaklarımda yankılanıyor: "Birçok kişi orada hayatını kaybetti."
Açlığa Mahkum Edilen Kahramanlar
Bir İnsan Kaç Gün Yaşayabilir? Zadorin, esir düştüğünde 120 kiloydu. Serbest bırakıldığında sadece 60 kilo kaldı. Yemek diye önlerine atılanlar: Küflenmiş kara ekmek Pis patates kabukları Çamur gibi çorbalar Sadece 2 dakika yemek yeme hakkı vardı. Yetiştiremeyenler dövülürdü. Açlıktan fare, solucan ve hatta tuvalet kâğıdı yemek zorunda kalanlar oldu. Bunların hepsi planlıydı. Sadece bedenlerini değil, ruhlarını da yok etmek istediler.
Tarih Tekrar mı Ediyor?
Rus Esaretinde Kaybolan İnsanlık Zadorin’in Kursk, Taganrog ve Rostov-na-Donu’daki hapishanelerde tanık olduğu dehşet, savaşın ne anlama geldiğini gözler önüne seriyor. Dili ortadan ikiye kesilen esirler. Hadım edilen ve organları çalınan askerler. Tecavüze uğrayıp intihara sürüklenen Ukraynalılar.
Bunlar, tarihte bir kez daha yaşanan vahşetin kanıtlarıydı. II. Dünya Savaşı’nda Naziler’in yaptığı işkenceler, bugün Rus hapishanelerinde tekrar ediliyordu ama dünya yine sessizdi.
Özgürlüğe Kavuşan Ama Asla Serbest Kalmayan Bir Ruh
3 Ocak 2024’te, büyük bir esir takası gerçekleşti. Vladıslav Zadorin serbest kaldı. Ama kutlamadı. Çünkü biliyordu ki, Rusya’nın elinde hala binlerce Ukraynalı esir vardı. Şimdi, dünyayı dolaşıyor. Unutturulmaması gereken gerçeği anlatıyor.
Maltepe Çerkes Derneği’ndeki söyleşisinde gözlerine baktım. O gözlerde sadece acı yoktu. O gözlerde inanç vardı. Bu savaş, sadece toprak için değil, insanlık için bir savaştı.
Tarih Unutulursa, Tekrar Yaşanır ama Biz Unutmayacağız.
Bugün Ukraynalılar için sesimizi yükseltmezsek, yarın başka bir halk için çok geç olacak. Tarih, unutanları affetmez.
Vladıslav Zadorin’in son sözleri, insanlığın vicdanına kazınmalı: "Ben kurtuldum. Ama hala binlerce insan Rusya’nın elinde."