A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Ne Zararı Var

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 27 Mart 2021 13:11:49

‘Osmanlı Devleti’nin, Bilecik’in Söğüt kasabasında KAYI aşireti olarak başlama tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Ertuğrul Gazi’nin 1280’de ölümünden sonra, Osman Bey’in reisliğinde 1299 tarihinde kurulduğu kabul edilir. Kimi tarihçiler ise 1302 tarihinde Koyunhisar Savaşı’ndan sonra bağımsızlığın ilan edildiği tarihi alırlar. Kayı aşiretinin, Bozok’ların bir dalı olarak, Anadolu’da hüküm sürmesinin başlanması ile Doğu Roma İmparatorluğunun başına bela olur. Sonundaü Doğu Roma İmparatorluğunu yıkan Osmanlı Devletine, İmparatorluk ünvanı da geçer.

Aslında DEVLET olmanın başka bir şey olduğuna inanmaktayım. Aşiret tarihi sürecinde, Kayı boyunda bulunan savaşçıların, genelde kervanlara baskın düzenleyip, haraç alarak gelir temin ettiği bilinir.
 
Hatta Bizans İmparatorluğunda sınırlarındaki uç beyliklerine verilen ad olan, Ermenice  TAKAVOR kelimesinden alınma, Tekfur’luklarına yapılan baskınların, haraç temin etme amaçlı olduğu bilinir. Bir yerde Osmanlının, kendi tarihi içinde, eşkıya olarak nitelediğimiz şekilde gelir temin etmesi, ilk dönemlerinde normal olarak kabul edilebilir. Ancak bu haraç ve talan sadece kuruluş yıllarında değil, Osmanlı Devletinin 621 sene hükümdarlık sürdüğü süreçte hiç sonlanmamıştır. Her sefere çıkılan yönde ele geçirilen yerlerde, önce savaşçılar yağma ve talan yapar, daha sonra ordu kente girermiş.
 
Zapt edilen yerlere birer beylik kurulur, yıllık haraç miktarı belirlenirmiş. Bir de bu konuda Osmanlı Devletinde kurulan teşkilatın adının da ‘Divanü’l Haraç‘ olduğu bilinir. Bu şekilde devlete gelen gelir kontrol edilirmiş. Kubbe altı vezirleri içinde bir vezir, bu gelirlerden sorumlu tutulurmuş. Osmanlı döneminde yaşayan halk, Padişahın ümmeti olduğundan, itiraz, karşı tez, veya alınan bir kararı kabul etmeme gibi bir konuyu akla bile getirmek, devlete karşı gelmek sayılırmış. Genelde verilen karara itiraz edenlerin ‘KELLE’ leri gider, yaşam hakları ellerinden alınırmış.

Bilmem hatırlar mısınız, Ömer Seyfettin’in ‘TOPUZ’ isimli bir hikayesi vardır.  Osmanlı Devletinin işleyişini çok çarpıcı bir şekilde ifade eden bu hikaye, Devlet-i Osmaniye’yi çok iyi tanımlar. Osmanlı döneminde Avrupa ülkelerine yapılan seferlerde, Avrupa’da yaşayan insanlar ‘TÜRK’ler geliyor’ diye endişe ederlermiş. OSMAN’lı geliyor demezlermiş. TÜRK kelimesinin önemli olduğuna inanmaktayım.
 
Sona eren Osmanlı Devletinin bıraktığı boşlukta, rahmetli ATATÜRK’ün, yeni bir Devletin kurulması sürecinde ’ÜMMET’ yerine ULUS devletin tesis edilmesi için adımlar atmış,  yeni nesil çocukların ULUS devlet kavramını özümsemelerine çalışmıştır. Türkiye Cumhuriyeti adı ile kurulan bu devletin halkına TÜRK ismi verilmesinin uygun görüldüğünü düşünmekteyim.

Bir de TÜRK nasıl olmalı sorusuna cevap bulmak gerekir. Türk’ün, çalışkan olması gerek, dürüst olması gerek. Türk yalansız ve hilesiz olmalı.  Türk’ün, büyüklerini sayıp küçüklerini sevmesi gerek, TÜRK’ün, ülkesini yüceltmesi ve ileri muasır medeniyetler seviyesine getirmesi gerek. Bu hedeflerin ne zararı var?
 
En önemlisi şu cümlede yatmakta ’EY BÜYÜK ATATÜRK açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim’. Bu cümlede ATATÜRK ismi geçtiğinden, birilerini rahatsız ediyor olabilir. Ancak ant içindeki doğru hedeflerin hangisinden rahatsızlık duyulmakta, anlamakta güçlük çekmekteyim.

Ancak, çalışkan olmak istemeyen, yalan söyleyen, haram yiyen ve düzenbaz olmak isteyenler, hatta ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasını istemeyen, tembel, asalak, yabancı uşağı kişiler için bu ant, rahatsızlık verir.
 
Hatta ‘Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun’ diyemeyecek tiynetsizler olabilir. Bundan daha önemlisi ise  ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ cümlesi, ulus devletin kavramını anlatmaktadır, ÜMMET devletini savunanlar için, bu bir engel olduğundan, dile getirmek istemezler.

Önemli bir Çin ata sözünü hep hatırlarım, ‘Küçük insanların gölgeleri büyüyorsa bir ülkede, o ülkede güneş batıyordur’

Atatürk’ün gösterdiği hedeflerinden, aydın Türk gençleri, asla sapmayacaktır, diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git