A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

QUO VADİS DOMİNE

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 07 Aralık 2021 11:44:31

Çocukluğumda film seyretmeye pek fazla düşkün değildim ama seyretmiş olduğum bazı filmler bende çok etki etmişti. Okul öncesi sinemaya ailecek gittiğimizde, sadece komedi filmlerini isterdim. Vurdulu kırdılı filmlerden nefret ederdim. İlkokul çağlarımda sinemaya olan ilgim daha değişik konulara kaymıştı. Aslında benim istediğim değil anne ve babamın seçtiği filmlere gidilirdi. Ankara’da birkaç sinema vardı, Ulus semtinde Sümerbank’ın hemen üzerinde YENİ SİNEMA, Sıhhiye meydanında ANKARA Sineması, Dörtyol’da MELEK Sineması, bir de Kızılay’daki BÜYÜK SİNEMA , ve ULUS sinemaları.



Çankaya Sineması ve Renkli Sinema daha sonraları açılan sinemalardı. Televizyonun olmadığı dönemde toplumun sıklıkla gittiği mekanlardı bu sinemalar. Genelde Amerika’da çevrilen filmler bu sinemalarda gösterime girerdi. Filmlerin şiddet içeren kısımlarında gözlerimi kapar, o sahneleri seyretmek istemezdim. Hala çok hisli filmlerin bazı sahnelerinde, gözümden akan damlalara  hakim olmam ve o zaman sinemayı terk ederim.

Yıllarca inek çobanları olan ‘cowboy’ ların at sürmelerini perdelerde seyrettik. Kimi zaman güzel hisli duyguların işlendiği filmler gelirdi. Onlara giderdik. İnsanlar salya sümük bu filmlerde ağlayarak bir hal olurlardı. Bazen de tarihi filmler gelirdi. Ülkemizin Tarsus kentini doğrudan ilgilendirdiği ve Roma İmparatorluğunun bir dönemine imzasını koyan Sezar’ın, bu kentte Mısır’dan Cleopatra ile buluştuğunu konu alan film çok ilgimi çekmişti, bu nedenle Mısır tarihine merak sarmıştım.

Mısır’da Firavunlar döneminde, Roma İmparatorluğunda çok tanrılı dinlerin yaygın olduğu bilinir. İnsanın kontrol edemediği doğa güçlerine birer tanrı adadığı dönemlerde, fırtına tanrısı, savaş tanrısı, hatta tanrıların tanrısı Jupiter’e adaklar adanırdı. Aşk tanrısı Cupid, yeraltı tanrısı Plüton, Janus ve Diana gibi tanrıların ülkeyi şekillendirdiğine inanmaktaydılar.

Milat olarak bildiğimiz İSA’nın doğumundan sonra Hıristiyanlığın yayılması sürecinde, Roma İmparatorluğunun sarsıldığını bilmekteyiz. Roma’da İmparator NERO zamanında ülkeyi yönetenlerin, yoksul halk olan Hıristiyanların arenada aslanlarla hayatları için savaş vermelerini zevkle seyrettikleri söylenir. Hiçbir zaman aslanlar yenilmez, Hristiyanların bu  mücadeleyi hep kaybettiklerini tarih kitapları da yazmakta. Hatta tarihte bilinen büyük ROMA yangınını yoksul Hristiyanların çıkardığını halka yayan NERO’nun, kendini temize çıkarmayı da başarmış olduğu söylenir. Roma İmparatorluğunda tek tanrılı din olarak Hristiyanların verdikleri mücadele uzun seneler sürmüş, bu mücadelede binlerce insan, tek tanrılı dini kabul ettikleri için yaşamlarını yitirmişler.

Roma İmparatorluğunun bölünme süreci, Teodosius’un dönemine rastlar. Paganlığın kısmen yasaklanmasını isteyen Teodosius, Doğu ve Batı Roma imparatorluğunun tesis edilmesi sürecini başlatan imparatordur. Bu dönem MS 395 yıllarına rastlar. Bu süreçler içinde iki ayrı kentimiz daha konunun odak noktaları olur. Birisi İZNİK diğeri ise ANTAKYA.

İşte bu konular Henry Sienkiewicz’in 1905 yılında yazdığı, Nobel ödüllü kitaptan, 1951 senesinde uyarlanan filmde ele alınmakta. Üç yıl boyunca çetin savaşlardan sonra Roma’ya dönen General Marcus Vinicius, şehire gelişinde güzel bir kadın olan Lygia ile tanışır, ve ona aşık olur. Ancak Lygia’nın Hristiyan olması problem yaratır.

1953 senelerinde bu filmi seyrettim. Hatta birkaç defa seyrettiğimi hatırlamaktayım. Baş rolleri Robert Taylor, Deborah Kerr ve Peter Ustinov paylaşmışlardı. Yönetmenliği Mervyn LeRoy üstlenmişti ve filmin adı QUO VADİS idi.  Filmin isminin ne manaya geldiğini söylemem gerekir. ‘NEREYE‘ .  Filmin bir yerinde ise havarilerden birine söylenen bir sözü bugün gibi hatırlarım. ‘QUO VADİS DÖMİNE . Söylenen cümle ise ‘NEREYE HAZRET’.
 
Geçtiğimiz son 15 senenin bilhassa son üç yılında ülkemde yaşanan tutarsızlıklar içinde halkın bir çöküntü içinde olduğu, ne yazık ki Saraydan görülmemekte. Merkez Bankasına dolaylı müdahale ile faizlerin düşürülmesini izlemekteyiz. Bunun neticesi olarak döviz kurları ve altın değeri hızlıca yükselmekte. Türk para birimi değerini hızlıca yitirmekte ve neticede halk daha yoksullaşmakta ve biz hedefi olmayan bir yolda gitmekteyiz. Tıpkı Roma İmparatorluğunun NERO döneminde olduğu gibi. Ekonominin kitabını yazdığını iddia edenlerin söylemlerini dinlerken, yıllarca önce seyrettiğim bu filmi hatırlamaktayım. QUO VADİS DÖMİNE ,  diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git