A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kadın ve Erkek Birlikte

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 05 Mart 2020 17:58:45

8 Mart vesilesiyle birçok ülkede yeniden ve yeniden kadınlar, kadınlık halleri, kadın hakları, kadınların değişik türdeki mücadeleleri gündem(ler)inin yoğun olduğunu görüyorum ve bunun böyle olmasından sevinç duyuyorum. Geçmiş yıllarla kıyaslanınca aradaki fark son derece olumlu ve kadın erkek eşitliğinde ve kadınların özgürleşmesi meselesinde alınan yolu göstermesi açısından önemli.

Bu aynı zamanda, özellikle son yıllarda, kadınlara ve kadın haklarına yönelik saldırıların artması ve kadınlık konumunda geriye dönülmesi yanlılarının yaptıkları ve yapmaya çabaladıklarıyla da yakından ilgili. Kadınlar yıllardan bu yana kazanılmış, yasalarda yer almış, uygulanmasıyla da meşrulaştırılmış haklarını korumak için bekçilik görevini üstlendiklerini böylece de sergiliyorlar. Mücadele aralıksız sürüyor. Sürmeli.  



Her 8 Mart’ta, örneğin Fransa’da, hemen hemen bütün kentlerde ve “benim diyen” kasabalarda kadınlık durumu, kadınların mücadelesi, tarihi ve geleceği konularında birçok eylem / faaliyet / etkinlik düzenleniyor. Birçok bildiri dağıtılıyor. Demeçler, makaleler birbirini izliyor. Gazeteler, haftalık ve aylık dergiler özel dosyalar, özel sayılar yayınlıyorlar. Birçok toplantı, konferans, seminer, kollokyum, açık oturum, gösteri ve yürüyüş, film festivali, tiyatro şenliği ve daha bir dizi etkinlik yapılıyor… Kadınların meselelerini artık kadınlar üstleniyorlar.

Bu konularda 1970’lerden beri birçok makale ve 1990’ların ortasında Kadın, Aşk ve İktidar (Alan Yayıncılık, İstanbul, 1996) isimli bir kitap yayınlamış olmaktan, 1970’lerin ikinci yarısından itibaren Antalya Meslek Yüksek Okulu’nda ve daha sonra Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrencilerime düzenli olarak kadın meselesini ve kadınların mücadelesini anlatmaktan, kadın isyanlarını, mücadelelerini, grevlerini ve işçi eylemlerindeki katkılarını tarihi örnekleri ve belgeleriyle değişik makale ve kitabımda yayınlamış olmaktan, birkaç öğrencimin bugün İstanbul ve Ankara fakültelerinde öğretim üyesi olarak hem bu konuyu derinleştirmelerinden, hem de bu konuda yeni kadın ve erkek araştırmacıların yolunu açmalarından memnunum.

Umarım önümüzdeki günlerde bu alandaki çalışmalar çoğalarak ve aralıksız sürer. Kadına ve mücadelelerine ilişkin makaleler ve yayınlar hak ettiği yeri bulur :

Örneğin değişik savaşlarda kadınların rolü daha adil ve daha açık bir şekilde vurgulanır : İkinci savaş yıllarında nazilere karşı kazanılan savaşta kadınların her alanda ama gerçekten her alanda ve elbette erkeklerden fazla olarak kadınlık alanında da sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiklerini anlatmak, bir kez daha anlatmak olanağı da bulunur. Örneğin kadın direnişçiler asla unutulmamalıdır.

Kadın ve kadınlık konularında yazılacak dünya kadar şey var : Nasıl mücadele etmekten, örgütlenme biçimine kadar. Neler yapılması gerektiğinden kadın ve erkek ilişkilerine kadar.

Kadınların mesleki isteklerinin tarihi devinimi, elde etttikleri ve edemedikleriyle, mutlaka aktarılmalı ve anlatılmalıdır : Örneğin kaymakam ve vali olmak için yapılanların anılması son derece önemlidir. İlk kadın kaymakamın, ilk kadın avukatın, ilk kadın valinin yaşamı, deneyimleri, yaptıkları yayınlansa, bilinse mutlaka çok yararlı olacaktır.

Kadınların siyasi alandaki arzuları, hakları, bunların gerçekleştirilmesi için bizzat yaptıkları, değişik siyasi partilerdeki, siyasi yaşamdaki değişik türdeki çalışmaları, işçi hareketi içinde ve sendikacılıkta oynadıkları rolleri de özel olarak incelenmeye değer…

Sinemada, resimde, tiyatroda, müzikte, medyada ve diğer sanat dallarında kadın(lar) ve kadına “BAKIŞ” ihmal edilmemelidir.

Kadınların medya alanında, bilhassa televizyonda elde etttikleri birincil ve etkin konum da görmemezlikten gelinemez artık.

Sinemanın kimi dallarında kadınların birincil konumda olması es geçilmemelidir. Örneğin Fransa’da kadınlar, filmlerin montaj alanında başat roldedirler.
Günümüzde sinemadaki kadın yönetmen sayısı artmaktadır. Kadınlara yönelik, kadınlık durumunu ve sorunlarını konu alan filmlerin sayısındaki artış çok açıktır. (Bu konuda Kadın Sineması isimli kitabımda kimi bilgiler ve rakamlar bulunuyor : Pêrî Yayınları, İstanbul, 2006.)

Son birkaç yıldaki gelişmeleri, değişiklikleri mutlaka yeni çalışmalarla kalıcı biçime dönüştürmek te gerekiyor.

Kadınlar kazanılmış haklarının korunması için bekçilik görevinin önemini mutlaka geniş kadın kitlelerine yaymalıdır. Polonya ve İtalya’da son derece etkili Kilise’nin yönlendirlemesiyle, Hollanda, ABD, Fransa’da aşırı sağın, ırkçı partilerin ve Kilise’nin ittirmesiyle her türlü tutucunun kimi kadın haklarına yeniden saldırıya geçtikleri ortadayken bu işin önemi daha da artıyor.

Bugünkü kadın, sevgili, eş, anne, ailenin “çimentosu” rolünü üstlenen, yani parçalanan veya parçalanmaya/alıp başını gitmeye yüz tutan unsurların birarada kalmasını sağlayan, yapıştıran, toplumsal dokunun “bekçiliği” rölünü üstlenen ana ve yaptıkları, yapmak istedikleri ve mücadelesi başlıbaşına incelenmeyi hak eden bir konudur.

Tarihten gelen örneklerin bilinmesinde dünya kadar yarar vardır : T büyük harfle Tarih’te kadın mutlaka irdelenmelidir : Hiç bir dönem ihmal edilmeden.

20. Yüzyılın hemen başında, Osmanlı İmparatorluğu’nda, oy kullanmak, aday olmak haklarından mahrum kadına oy veren ERKEKLERİN bulunduğunun bilinmesi herhalde sıradan bir şey değildir. (Ayrıntısı ilk andığım kitabımda : s. 55).

Fransa’da 1789’un ihtilalci kadınları, Paris Komünü’nde ihtilalci saflarının en başında ellerinde tüfekleri ve çakaralmazlarıyla yürüyen ve bir cepheden diğerine koşan kadınları nasıl unutabiliriz ? İşte Louise Michel, başlı başına bir tarih ve baştan sona bir destan…Başkaları da var.

Bütün bunların yazılması, yayınlanması, bilinmesi ve toplumsal tarihimize kazandırılması bir tür zorunluluktur. Toplumsal tarihi bilmek, yazıl(a)mayan tarihi bilmektir. Toplumsal tarih bizim tarihimizdir : Hani gözlerden uzak tutulmak, unutturulmak istenen tarih. Bu tarihi o zaman biz, evet bizzat biz, yazmalıyız. İşte kadınların mücadele tarihi de toplumsal mücadeleler tarihi içindeki diğer dallar gibi kendi yerini almalı ve toplumsal tarihimizin eksik kalan bir yanını daha böylece doldurmalıdır.

Kadın konusunda öteden beri erkekler de yazıyor. Yazmalı. Yazacaklar mutlaka. Ama kadının konumu, durumu, sorunları, geçmişi, mücadelesi, örgütlenmesi, erkeklere veya sadece erkeklere bırakılamayacak derecede önemlidir.

Kadın ve erkek cumhuriyetleri, hakiki ve sıkı ve eşitlikçi ilişkiler içinde özgür yuvalar kurulabilmesi için kadınların ve erkeklerin elele vermesi, birlikte çalışması, ortaklaşa yaratması, gerekirse kolkola mücadele etmesi de artık çok açık bir ihtiyaçtır.

Kadın ve erkek birlikte ve elele.

Evet.


 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli

Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.
Trump’ın yanıltıcı iddiaları!
Bir pedofil MAGA'yı nasıl bozdu?
ABD’nin Venezuela hedefi ne?
Avustralya İran'ı antisemit saldırılar düzenlemekle suçlayarak büyükelçisini sınır dışı etti.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.
Dedikodu neden toplumda 'olumlu' bir rol oynar?

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN
BABAM

Kayyum
BU VATAN
HAFIZA-İ BEŞER
AMEN...
BASTİLLE

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git