![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
![]() ![]() Oylamada 2 vekil çekimser kaldı. Karar tasarısı aleyhine sadece Türk heyetinin AKP ve MHP’li üyeleri oy kullandı. Oturumda söz alan AKPM Türkiye raportörü İngiliz parlamenter Lord David Blencathra, Ekrem İmamoğlu hakkındaki kararların “siyasi saiklere dayandığını” belirterek Avrupa Konseyi üyesi devletlere İmamoğlu’nun tutuklanmasını kınama çağrısında bulundu. Türkiye’de siyasal hakların "erozyona uğradığını" ifade eden AKPM raportörü, sorunun büyük ölçüde terör tanımından kaynaklandığına işaret etti. Sosyal Demokrat Grup adına söz alan Alman parlamenter Frank Schwabe, AKPM raportörlerinin son aylarda Osman Kavala’yı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etmesiyle ve Kürt sorununun çözümünde son aylarda atılan adımlarla "kimi umutların doğduğunu", ancak Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının "yıllardır gerilemekte olduğunu" söyledi. Bugün durumun değiştiğini söyleyen Schwabe, "Türkiye’de seçimle bir şeylerin değişme umudu vardı fakat Sayın Erdoğan bu umudu yok etti" şeklinde konuştu. Avrupa’nın Türkiye’ye net bir mesaj göndermesi gerektiğini sözlerine ekleyen Schwabe, AB'nin tepki olarak Türkiye'ye kimi ziyaretleri iptal etmesini önerdi ve Paris Büyükşehir Belediyesi’nin Ekrem İmamoğlu’na "fahri hemşehrilik" vermesini örnek gösterdi. Hristiyan Demokrat Grup (EPP) adına konuşan Yunan parlamenter Maria Syrengela, İmamoğlu’nun tutuklanmasını "hesaplanmış hareket ve siyasi sabotaj" olarak tanımladı. Avrupalı Muhafazakârlar ve Vatanseverler Grubu (CEPA) adına söz alan İtalyan parlamenter Marco Scurria, Türkiye’nin, "Arap-Müslüman dünyası liderliği ya da din ve kültürünü muhafaza ederek Avrupa yolu arasında seçim yapma zamanının geldiği" görüşünü savundu. Liberal Grup adına konuşan Monakolu parlamenter Béatrice Fresko-Rolfo ise Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükleri olduğunu hatırlattığı Türkiye’nin "otoritarizme yöneldiği" mesajı verdi. AKPM Türk heyetinin AKP’li üyelerinden Seda Gören Bölük, oturumda yaptığı konuşmada, demokrasi ve hukuk devleti konularında Türkiye’ye "çifte standart" uygulanmasından yakındı. Gören Bölük, "Yolsuzlukla mücadele Fransa ya da diğer üye ülkelerde normal karşılanırken neden Türkiye söz konusu olduğunda siyasi mücadele olarak gösteriliyor? Soruşturma, İmamoğlu’nun kendi partisinin üyeleri tarafından savcılığa iletilen belgeler temelinde başlatıldı. Siyasi saikler değil yolsuzlukla mücadele temelinde bağımsız Türk yargısı tarafından yürütülmekte olan bu yargı sürecine hiçbir dış müdahaleyi kabul etmeyeceğiz" şeklinde konuştu. AKPM Türk heyetinin CHP’li üyelerinden Aysu Bankoğlu ise "İktidar halkın güvenini kaybettiğini biliyor. Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceğini biliyor. İşte bu nedenle en ciddi siyasi rakibini hapse atıyor. Otoriterliği derinleşiyor. Sadece siyasiler değil, aynı zamanda gazeteciler, sanatçılar ve öğrenciler sadece temel haklarını kullandıkları için tutuklanıyor. Şu anda sivil bir darbeye tanık oluyoruz" dedi. AKPM tarafından kabul edilen kararda, "Türkiye, binlerce yıllık bir tarihe ve bir asrı aşkın demokrasi geçmişine sahip bir devlettir. Avrupa Konseyi’nin uzun süredir üyesi olan Türkiye, Avrupa’nın güvenliği, istikrarı ve barışı için önemli bir aktördür ve Ukrayna’nın egemenliğini savunma konusunda da önemli rol oynamıştır. 27 Şubat 2025’te, cezaevindeki PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesi yönündeki çağrısı sonrasında, ülkede barış sürecinde olumlu gelişmeler yaşanmıştır. AKPM, bu bağlamda, İmamoğlu’nun tutuklanması ve buna bağlı endişe verici gelişmelerden duyduğu hayal kırıklığını ifade etmektedir. Erdoğan’a rakip olabilecek veya hükümeti eleştiren kişilere yönelik, terör suçlamaları da dahil olmak üzere, sahte iddialarla yapılan tutuklamaları büyük bir endişeyle gözlemlemekte ve kınamaktadır. Bu gelişmeler, demokratik değerlere ciddi bir darbe niteliğindedir ve Türk halkının iradesine karşı gelmektedir" ifadelerine yer verildi. Kararda Türk makamlarına, "İmamoğlu’nun derhal serbest bırakılması ve kendisine ve aynı soruşturma kapsamında yer alan diğer kişilere yöneltilen tüm temelsiz suçlamaların düşürülmesi; İstanbul Üniversitesi’nin İmamoğlu’nun üniversite diplomasını iptal etme kararının geri alınması; ifade ve toplanma özgürlüğü hakları ile diğer insan hakları ve temel özgürlüklere tam anlamıyla saygı gösterilmesi; protestolar sırasında ve gözaltında tutulan kişilere yönelik olarak güvenlik güçleri tarafından orantısız güç kullanımına son verilmesi; temelsiz suçlamalarla gözaltına alınan protestocuların serbest bırakılması; protestolar ve gözaltı sürecinde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen şiddet olayları ve diğer insan hakları ihlalleriyle ilgili etkili soruşturma yürütülmesi; Ekrem İmamoğlu soruşturması ve protestolar kapsamında gözaltına alınan tüm kişilerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede adil yargılanma ve savunma haklarının tam olarak güvence altına alınması; genel gösteri yasağı uygulamalarına başvurulmaması; muhalefet liderlerine, sivil toplum aktivistlerine ve medyadaki muhalif seslere yönelik baskıların sona erdirilmesi; Venedik Komisyonu ve AKPM tarafından seçim sistemi reformuna dair yapılan tüm tavsiyelerin hayata geçirilmesi ve uluslararası standartlara uygun olarak özgür ve adil seçimlerin garanti altına alınması” çağrısında bulunuldu. Kaynak : DW
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |