A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Niyetime İlham

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Berna Kayra | 20 Haziran 2024 15:39:15

Bir süredir (sanırım en çok annemin bu dünyadan göçüşünden beri) nazım da niyazım da, kendimizi sakladığımız elbiselerimizi bir bir çıkarma niyetimin samimiyetindendir. Bu sıralar yoldaşlık manasında arkadaşlığa ilişkin çok düşünüyorum. Aradığıma benzer niyeti göremediğimde iki seçeneğim kalıyor; ya oradan bir an evvel tüymek ya da açıkça “benim böylesine karnım tok” demek. İkisini de yapmanın zor olduğu tarzda düzenlemeleri ve durumları var bu dünyanın. Bunu uzun uzun anlatmaya gerek bile görmüyorum.

Zorunlulukla belli türden ilişkide olduğumuz yerler konusunda söylenebilecek bana göre en yeterli söz dizimi, zarara uğramayacak ve uğratmayacak bir şekilde var olmanın, aynı zamanda kendimize uzak düşmeyeceğimiz akılcı ve ahlaklı bir yolunu bulmaktır. Buna göre, yaşam, kendime uzaklaşmadan öğreneceklerime uyanık olmanın sahnesi, bir oyun alanı bir nevi. Zorunluluktan azade, kararlarım doğrultusunda yaratacağım dünyada ise en azından zamanımı arkadaşlıkla, yoldaşlıkla geçireceklerimle beni kendi değerlerim yönünde besleyecek ve onların da tarafımdan besleneceği kalitede bir ilişki kurabileceğim oyun arkadaşlarının peşindeyim.



Yunus’un bütün seyri sülûku, nerelerde zanna düştüğünü görmekten kaçamayacağı bir niyet uğruna kendisiyle savaşmak değil miydi? Dervişanı Molla Kasım’ın medet ettiği saadet, Yunus’u gözden düşürüp kendi tahtını kurmak değil miydi? Kendimdeki Kasım’la eğleşmek değil, Yunus’umu uyandıran insanlarla teşviki mesai harcamak istiyorum. Ayrıca Yunus’umu Kasım’a benzeterek, karanlık tarafımdan güçlenerek değil de, hüsnü niyetimin ışığı ile bakarak yapmak. Nerelerde düştüğüme, nerelerde palazlanan ikincil çıkarlarım uğruna emelimden uzaklaştığıma, en hafif edimlerin, en sahih hedefler uğrunda açığa çıktığının hazzına pür dikkat bakarak; bu uğurda zekâsıyla, gönlüyle ve davranışlarıyla bana örnek olan, bana sevgiyle ayna tutan, (sevgiden kastım her koşulda onaylayıcı tutum sergileyenleri kastetmiyorum- kendi hırs ve telaşlarıyla inciterek haklılık peşinde olmak yerine şefkatle birlikte öğrenmeye açık olmaktan bahsediyorum) evet bu kişileri yakınımda istiyorum. Yakınlığının, bana karşımdakinde gördüğüm bende de yansımasını bulduğum veçhelerin -EĞER BUNU BÖYLE GÖREBİLİYORSAM- benim varlığımın tamamı olmadığını, olamayacağını, bizi donduran her şeyin çözülüp değişebilir şeyler olduğu ümidini taşıyan ve doğuranlarla. Şayet bu karşımdakinde beğenmediğim ve eleştirdiğim bir şeyse, benim kendimde olana bakmam için yerli yerinde bir karşılaşma olduğunu da kabul etmem demek olur. Böylece söz gelimi birini saygısız buluyorsam, bu nerelerde saygısızlık yaptığımı da (eğer tarafsızca bakarsam) görebilmem demektir. Eğer birinde diğerkâmlık görüyorsam, yine aynı şekilde kendimi nezaketle diğerini desteklerken gözlemlemiş de olurum. Birincisi işe yaradığında ergenlikteki ihtiyaçlarla kendimi dünyanın merkezinde görmeyi bıraktırır, ikincisi ise olgunluk kesebinde istediğim meziyetlerin dengede olup olmadığının, niyetinden sapıp sapmadığının izini sürdürür. Mesela birine bir “hoşluk” yaparken yapılan hoşluğun karşı tarafı mutlu etmesi veya hayatını kolaylaştırmasının yarattığı doygunluğu dışında bir hedef koymazsın. Veya en azından eyleminin hedefi daha “iyi bir insan” ya da “nazik bir insan” olarak görülmek değildir. Bu senin birilerinin gözünde “iyi” veya “nazik” görünmenle sonuçlanacak olsa bile. Çünkü asıl hedef bu olduğunda bunu böyle görecek kişiler ve onların sana sağlama olasılığı olan çıkarlar ön planda olur. O zaman eylemin değeri eylemin kendisinden kaynaklanmaz ve seni samimiyetinden de uzaklaştırır.

Ben çocuğuma bile “sana değer veriyorum” dediğimde ve bu değer ölçüsünde karşılık beklediğimde, -ona verdiğim değeri nasıl gösterdiğimle alakalı olarak- asla tam bilemediği kendince bir anlayışı oluyor ve tabii ki bunun karşısında kendisinin verdiği değeri hangi ölçü ile tartacağını bilemiyor. Bu yüzden sözler ne kadar sihirli olsa da sözün de tavrın da uyandırdığı hisler daha dönüştürücü ve destekleyicidir bence. Burada iyi bir örnek olarak aklıma geldiği için kendimi önemseme riskini göze alarak bahsedeceğim, bir öğrencim yakında yurt dışında kabul edildiği okula psikoloji okumaya gidecek. Ona referans mektubu yazarken öğrendiğime göre meslek seçiminde, duygularını ne kadar iyi görebildiğine olan hayranlığımı ifade etmem yardımcı olmuş. Buna karşılık dördüncü sınıftan yeni mezun olan küçük oğlumun “hepiniz gidince arkanızdan teneke çalacağım” diyen ilkokul öğretmeniyle bir fotoğraf bile çektirmek istememesini düşünüyorum ister istemez. Ya da büyük oğlumun “sanırım anlıyorum şöyle şöyle mi hissediyorsun?” diye soran Bach terapisti arkadaşıma daha önce hiç dile getirmedikleri rahatlıkta kendisini açtığına şahit oluyorum. Bu da bana gösteriyor ki, birbirimizi önce nasıl destekleyeceğimiz konusunda bir bilinç geliştirmek ve bu desteği hem alma hem verme dengesini iki yönlü araştırmak hayatın en büyük lezzeti.

O yüzden biraz silkelenelim derim. Suçladığımız, beğenmediğimiz, hoşlanmadığımız insanlardan bir aralık da olsa dikkati kendimize çevirmek ve karşımıza çıkan her olay ve kişiye bir de sana ayna olması açısından bakabilmek ciddi bir emek işidir. Neyi hayatında çoğaltmak isteyip, neyi uygun bulmadığını gösterir. Hani Yunus “Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme, Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir” demiş ya. Bu emeğe evet, ama umutsuz vakit kaybına hayır. Vallahi hem yazıktır hem günahtır.

Not: Yukarıda değer, ahlaki eylemin ilkesi, davranışın psikolojide ve sosyolojideki yeri, güdülenme kaynaklarımız, kendilik arayışında “var olan bir öz” ile “kurulan bir öz” ayrımı, nasıl yaşamak gerektiği gibi bir sürü farklı kişisel anlayışları anımsatan problematikten söz edildi. Evrensellik iddiasında olunacak ya da bireysel anlayışlarla sağlıklı orta yol bulduracak iyiler -kötüler, doğrular- yanlışlar, herkesin kendi seçimi ve sorumluluğu. Bu yazının amacı ortak doğrular bulmayı öğütlemekten ziyade, benim arayışımda neyin önemli olduğuna minik bir vurgu yapmaktır. Niyetim ilhamımla uyumluysa belki ardı arkası da olur.

"Sırat kıldan incedir kılıçtan keskincedir, varıp onun üstüne evler kurasım gelir" Niyetim özetle budur, asıl soru şu; siz niyetim yönünde ilhamım olabilir misiniz?

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE
GRAFİK TASARIMCI ve İKLİM AKTİVİSTİ YASEMİN SAYIBAŞ AKYÜZ İLE SÖYLEŞİ
“…SEYDİMEN”

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git