![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Güzel Sözler
![]() ![]() Ülkemizi idare etmeye çalışan ve Saray’da oturan Cumhur, kanımca bu cümleyi yanlış anlamıştır. 18 Ocak 2024’te Elon Musk’un SpaceX firmasının programına, ülkemin hazinesinden 55 milyon dolar yatırıp, Pilot Albay Alper Gezeravcı adlı kişiyi uzaya gönderdi. Hani albay, istikbalini atmosfer dışında, göklerde mi arıyordu, bilinmez. Bilimsel hiçbir değeri olmayan bu seyahati yapmak bize ne kazandırdı, bugün hâlâ düşünmekteyim. Hani bu yapılan harcama ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilköğretim okullarının ihmal edilen temizliği sağlanabilirdi, diye düşünmekteyim. Hacettepe Üniversitesi’nin Beytepe Kampüsü girişinde bir dikili anıt taş vardı. Üzerinde çok önemli bir cümle yazılıydı. Bir önemli düşünürün sözleri. On üçüncü yüzyılda skolastik felsefenin öncüsü ve ilahiyatçı Thomas Aquinas’ın bir sözü kazılmıştı bu anıt taşın üzerine. 13. yüzyıldan beri geçerli olan ve hâlâ geçerliliğini yitirmemiş bu söze hayranımdır: “Timeo Hominem Unius Libri.” Anlamı: “Tek kitaplı insan tehlikelidir, korkunuz.” Bu doğru sözü ve anlamını özümseyemeyen üniversitenin rektörü, anıt taşını yerinden kaldırtıp Hacettepe Tıp Fakültesi’nin otoparkının bir köşesine koydurdu. Ne kadar anlamlı, değil mi? Ülkemizde tebliğ yayınlamamış, kitap yazmamış, hatta doçentlik zamanını beklememiş profesör olup rektör, hatta eğitim bakanı olanların dolaştığı bir ülkede yaşamaktayız. Bir de bazı cümleler vardır ki, kimin söylediği hiç bilinmez. Ancak her zaman için geçerli olan bu cümleler, o kadar güzel ifadeler içerir ki, her toplum için uyarlanabilir. Bir Çin atasözü geldi aklıma; kimin söylediği önemli değil, taşıdığı anlam önemli: “Bir ülkede küçük insanların gölgeleri uzuyorsa, o ülkede güneş batıyordur.” Ne kadar güzel bir ifade. Sanki hiçbir dönem güncelliğini yitirmeyecek bir cümle. Adamda her türlü suç mevcut, hem de kardeşleri bile birçok suça bulaşmış, tutuklu olduğu süreç içinde “Pişmanım, beni şu insanlar suça bulaştırdı” diyerek masum insanları karalayarak kendini aklayan kanundan ülkemde istifade edilmekte. Masum insanları karalamak kolay, ancak yine önemli bir söze kulak vermek gerek. Çok kıymetli bir söz, hem Mevlâna tarafından dile getirilmiş bir cümle: “Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var elbet. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.” Her zaman, her toplumda bazı küçük insanların gölgeleri uzar; onlar ülkeyi karanlığa götürür. Hatta bu küçük adamların sözlerine inanarak ülkeyi karanlığa mahkûm etmeye çalışanların her zaman var olduğuna inanırım. Bugün hâlâ ülkemizde ilkokulda okuyan çocuklarımız, karanlıkta aydınlanmak için okullara koşmaktalar. Yanlış olan erken saat uygulamasını niçin uyguladıklarını topluma izah etmemekte direniyorlar. Hani deseler, “elektrik sarfiyatını artırıp üzerinden dolaylı vergi topladıklarını” ifade etseler canım acımaz. Bir başka önemli husus da, hem eğitim bakanı hem de kültür bakanının ellerindeki maddi fonlardan ciddi miktarları tek kitaplı cemaatler ve tarikatlara verdiklerini ifade etmesi. Bunlara da “Bizim için STK dediğimiz bu cemaatlerle iş birliği yapmaktayız” demekte eğitim bakanı. Kırsaldaki eğitim sistemindeki büyük aksaklıklar, ülkede tarımın ve ormanın yok olmasına hizmet etmekte. Yurdumuzun tarımsal ürün ihtiyacını, saraya yakın belirli bir kesimin yurt dışından ithal ederek karşılamasını nefretle karşılamaktayız. Bakın önemli bir deyim vardır: “Deveye sormuşlar, ‘Neden boynun eğri?’ Cevabı yine insanoğlu vermiş: ‘Nerem doğru ki?’” İşte ülkemi analiz ettiğimde devenin boynu gibi her tarafımız eğri. Kanımca burada en önemli faktör, ciddi bir adalet sistemimizin olmayışından kaynaklanan zincirleme bozukluğun ülkemizi sarmasıdır. Hani Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Salonu’nda “Adalet mülkün temelidir” ibaresi vardır ya… Bütün vekiller bu tabelanın altında bulunan Meclis Başkanı’nın gözüne ve sözüne bakmaktalar. Kaldırın kafanızı, yazılı olan bu söze bakın da utanın. Anayasa’yı uygulamayan bir yönetimin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğuna inanmamaktayım. Çok ciddi bir dönemeçten geçmekteyiz; kurulup çalışması istenen, adı konmamış Meclis Çalışma Grubu’nun bir ana hedefi ve gayesi bulunmadığı gibi “Cumhuriyet” ile hesaplaşmaya hazırlandığına inanmaktayım. Sakın aksini savunmaya kalkmayın. Cumhu’ra yeniden seçilme imkânı sağlamak için yeni anayasa dayatılmasını kimse kabul etmez. Son bir güzel söz daha sizlere: “Tanrım, kimseyi yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkâr edecek kadar nankör etmesin.” derler ya… İşte ben oradayım diye, bir sözüm geldi söyledim; hem nalına hem mıhına.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |