A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Şiddetin görünmezliği üzerine bir deneme

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | 13 Haziran 2017 01:02:44

Bir yazı okudum hayatım değişti klişesine bir eklemede benden olsun istedim ve gerçekten bir yazı okudum ve hayatım değişmese de hayata bakışım değişti.

Bianette yazılmış bir anı var, “Bir Psikolojik Şiddet Deneyiminin Ardından” başlıklı, mutlaka okumanızı öneririm, sadece kadınların ya da sadece erkeklerin değil, herkesin okuyup üzerine alınması gereken bir yazı… Ben o yazıyı yaklaşık bir sene en az hafta bir kez okuduktan sonra yazarına ulaştım. Yazınızı okuyunca çok mutlu oldum dedim, yani yanlış anlamayın şiddete uğramanın güzel bir tarafı yok tabi sadece bir şeyleri tanımlayabilmek konusunda bana çok faydası oldu… Bu yazı tam da bu yüzden yazıldı dedi, yazının sahibi, yalnız değilsiniz, herkes şiddete uğrar demek için. Sonrası karşılıklı tebrikleşmeler…

Uzun bir süre üzerinde düşünmek gerekti, şiddet nedir, şiddete uğrayan neden hemen gitmez, neler şiddettir, şiddet mağduru neden suçlu hisseder ve utanç içinde gezer, benim yüzümden ibaresi nasıl alnına, kalbine ve ruhuna resmen çıkmamacasına kazınır… Bu sorular zinciri kuşkusuz upuzun bir dağ gibi uzanır, gider. Kendimce bulduğum birkaç cevabım var elbette; ama bilimsel olarak ne kadar karşılığı olur, bilmiyorum. Şiddet, insanı acizleştiren, sindiren, korkutan bir şey olduğu kadar, huzursuz ve sürekli savunmada olmayı gerektiren, bu yüzden de şiddete uğrayanı sürekli bir gerginlik ve huzursuzluk hali içine sürükleyen, fiziksel, cinsel, psikolojik davranışların tümü olarak özetlenebilir, belki. Şiddet her zaman fiziksel bir darp değildir, açık bir cinsel zorlama olmadığı gibi. Fiziksel şiddet en fark edilebilir olanı diyebiliriz. Cinsel şiddet de kısmen daha fark edilir, ancak her zaman açıkça anlaşılamayabilir. Psikolojik şiddet en zor anlaşılabilir olanı ve doğal olarak en zor mücadele edilebilir olanı. Şiddeti uygulayanın sözleri mağdur üzerinde çok ağır bir suçluluk duygusu ve utanç hali yaratabilir; “senin yüzünden, sen teşvik ettin, sussaydın böyle olmazdı, sen beni delirttin” şeklindeki sözleri sanki şiddeti uygulayanı mağdur konumunda göstermiyor mu, gerçekten? Bunu içselleştiren mağdurun, şiddet sonrası içine çekildiği bu psikolojik durum işleri iyice karıştırıyor. Ardından mağdurda beliren kendi olamama hali ve sürekli bir savunma güdüsü derken, bir insana yaşatılabilecek en ağır durum meydana geliyor, yani kişiliksizleştirme hali. Peki, kişiliği olmayan, kişiliği parçalanmış ve karar verme yetisini yitirmiş bir insan nasıl olur da şiddete uğradığı yeri terk etmeyi başarıp hemen kendisine yeni bir hayat inşa edebilir, bu aslında o an için mağdurdan çok da beklenilemeyen bir davranış olabilir. Ancak bu demek değildir ki herkes aynı tepkileri verecek, tabi ki şiddet mağdurları da tıpkı yukarıda örnek verdiğim yazıda olduğu gibi, yaşadıklarını şiddet olarak tanımlayıp o güvensiz ortamı terk etmeyi seçmeyi başarabilirler. Bir neden olarak saklandığı yerden çıkmayı bekleyen “toplum baskısı” da cabası. Bu süreçte “dayak mı yedin sanki ne var otur oturduğun yerde diyenlerden tutun da, dayak yediğin yerde durduğuna göre sende hak ediyorsun” a kadar çok geniş bir yelpaze ile mücadele etmeye hazırlıklı olmak lazım. Bu çok değerli bilimsel görüşler (!) size yardım etmek ve yolunuzu aydınlatmak için söylendikleri iddia edile dursun, bizzat kendileri psikolojik şiddetin bir başka görünümü. Peki, bu durumda ne yapmalı, olayları algılamayı nasıl başarmalı, nasıl bir tanımlamaya ulaşıp, güvenli ortama adım atacak hale gelebilmeli. Herkesin çıkış yolu, çözüm yoluna gitmekte kullandığı yollar ve çözümü kendine has yani farklı olacaktır, kuşkusuz. Ancak sadece birkaç küçük öneri olabilir; örneğin farklı şiddet öyküleri okumak, yalnızlık hissini biraz azaltabileceği gibi, bir şiddet tanımı yapmak, yaşananları algılamak için küçük birer basamak olabilirler. İkinci olarak, yoğun bir şekilde hissedilen ama asla ortaya çıkmayan, sinsice saklanan “bir şeyler yolunda gitmiyor ama ne” isimli kâbusla yüzleşilebilir, görmediğiniz/ görmeyi asla istemeyeceğiniz anılar kutusu açılabilir. İradesi elinden alınmış kişilik asla kendi iç sesine inanmayacağı için, yolunda gitmeyen bir şeyler var dürtüsü aslında çoğunlukla gerçekten de hiçbir şeyin yolunda gitmediğine delalet edebilecek en kuşkulu gözüken ama en kesin kanıt sayılabilir. Üçüncüsü gerçekten güvenilecek insanlara danışılabilir, tabi şiddet mağduru her şeyi olduğu gibi anlatmayı kabul etmeyebilir, anlatmak zorunda da değildir. Sadece bazı ipuçlarıyla o güvendiğiniz insanların da benzer olaylar esnasında benzer tepkiler verebileceğini anlayabilir, böylece her şey benim suçum etiketinden bir nebze olsun kurtulabilirsiniz. Son olarak şöyle bir empati oyunu oynayabilirsiniz, hayatınızda en sevdiğiniz insanı kendi yerinize koyun hangi davranışının sonucu olarak şiddeti hak etmiş olabilir ki, cevabınız tabi ki hiçbir davranışın sonucu şiddet olamaz tanımlı doğru şıkkı işaretlemek oluyorsa, siz de O, en sevdiğiniz insandan daha az değerli olmadığınızı hatırlayabilirsiniz.

Bu yazı birlikte çok şey öğrendiğimiz “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi öğrencilerinin derste diğer Araştırma Görevlisi arkadaşım ve bana sordukları soruların bir cevabı olarak, ders kapsamında kendileriyle uzun uzun haftalar boyu tartışılmış olup, yapılan tartışmalardan bize kalanlar bu şekilde yazıya dökülmüştür. Tıpkı, bianette okuduğum o yazı gibi birilerinin daha hayatına dokunup, o şiddet sarmalının içinden çıkılmasına çok minik de olsa bir katkı sağlanabilirse hem ders, hem de bu yazı amacına ulaşmış olacaktır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Rusya, Kuzey Kore ve Ukrayna’nın Çalınan Nesli
Düşen İHA’lar, Yükselen Gölge Savaş: Türkiye Semalarında Rus İstihbaratının Sessiz İşgali ve Egemenlik Krizi
Yağmurlu Bir Bayrampaşa Sabahında Orta Asya’dan Uzakdoğu’ya Uzanan Bir Hat
Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi

Litvanya Parlamentosu’nda Çerkes Soykırımı Tartışmaları: Tarih, Hafıza ve Uluslararası Sorumluluk
Körfez Bölgesinin Küresel Güç Merkezi Olma Yarışının İç Yüzü
Trump'ın Ulusal Güvenlik Stratejisi: Tepki ve Gerçekleşme
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik işbirliğini derinleştiriyor.
Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Düşünmektan uyuyamayanlar ve uyumaktan düşünmeyenler : Türkiye çelişkisi
Seul’den Pulpit’e, Rabi (Haham) Angela Buchdahl’in Olağanüstü Hikayesi — Kimlik, Dahil Etme ve Bölünmüş Dünyada Yahudi Liderliği
Avatar’ın Ormanları, Betonun Gölgesi: Kadıköy ve Bayrampaşa Arasında Hayatın Gerçekliği Üzerine
Timsahın Yerine Çığlık: Ekoloji, Moda ve Kapitalizmin Yeni Masalı
Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git