![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Küçük İnsan Kültürü
![]() Bunlardan birisi tıp ödülünü alan Avustralyalı Elizabeth Blackburn oldu. Geçmiş yıllarda barış ödülünü alanlar arasında Martin Luther King (1964), Willy Brandt (1971), Enver Sedat ve Menahem Begin (1978), Lech Walesa (1983), Başpiskopos Desmond Tutu (1984), Mikhail Gorbachev (1990), Nelson Mandela ve F.W. de Klerk (1993), Jimmy Carter (2002) da var. 1973’te bu ödülü alan savaş yanlısı Henry Kissinger’in ve 1994’te alan Yasser Arafat ile Şimon Perez ve Yitzhak Rabin’in bu onur listesine neden ve nasıl girdiklerini anlamak biraz güç te olsa, Nobel ödülleri dünyanın en saygın ödüllerinden sayılmaya devam ediyor. İlginç olan, bazı ödüller tartışmalı da olsa, 22 milyon nüfuslu Avustralya’dan bugüne dek 11 Nobel ödüllü kişi çıkması. Ve 22 milyon nüfuslu Avustralya dünyanın en iyi 100 üniversitesinden 8’ine sahipken 73 milyon nüfuslu Türkiye’den tek bir üniversite bu listede yok. 1973’te Nobel edebiyat ödülü alan Patrick White dışında Avustralya’nın ödülleri hep bilim ve tıp alanlarında olmuş. Patrick White öldüğü güne kadar açıkça eşcinsel olan ve aksiliğiyle tanınan bir yazardı. Ama kimse eşcinsel olduğu için Patrick White’ın edebiyatçı olarak değerini küçümsemeye kalkışmadı. Orhan Pamuk ödül aldıktan sonra kendisinin “Ermeni tohumu” olduğu iddiasında tutun da (soyunda Ermeni olsa ne olur, olmasa ne olur ki?) Ermenileri ve Kürtleri öldürdük dedi diye Nobel ödülü verildiği karalamalarına kadar türlü çeşitli şeyler söylendi. Küçük insanların kendi aşağılık duyguları içinde dalında başarılı olmuş kişileri de kendi düzeylerine çekme çabası birçok ülkede var ama sanırım bunun Türkiye’deki kadar marazî düzeyde olduğu bir başka ülke daha yoktur. Kendi dalında en iyiyi yapmaya çalışmak, sivrilen insanların sürekli horlandığı bir ülkede hiç te kolay değildir. Küçük insanlar, köşe dönmeciler, taşkafalar, küçük hesaplar peşinde koşanlar, takıyyeciler, demagoglar övülür, ödüllendirilirken başını dik tutup yalnızca yaptığı işi en iyi yapmak için başını çalışma masasına eğenler dışlanır, horlanır, küçümsenirse o ülkenin geleceğinden ne beklenebilir? 20. yüzyılın en büyük şairlerinden olan Nazım Hikmet hapislerde çürütülür, 20. yüzyılın en büyük mizah yazarlarından olan Aziz Nesin yakılmaya çalışılırken çocuklarımıza kimi örnek gösterebiliriz? Daha 40’ına gelmemiş bir Fazıl Say daha şimdiden 21. yüzyılın en büyük sanatçılarından biri sayılırken ve uluslararası Kültürlerarası Diyalog Elçisi seçilmişken yazdığı şu satırları okumak size acı vermiyorsa, bu küçük insan kültürü ne yazık ki sizi de yutmuş demektir:
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |