A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İnsan vücudu ne kadar sıcağa dayanabilir?

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 0 Yorum | 06 Ağustos 2023 21:23:34

Avrupa'nın güneyini yakıp kavuran sıcak hava dalgasına İtalya'da "Cehennem Haftası" adını takmışlar. Çin ve ABD'de 50C (santigrat derece) üzeri sıcaklıklar kaydedildi. ABD hastanelerinde hastaları serinletebilmek için buz doldurulmuş ceset torbaları kullanıldı. İngiltere, gelmiş geçmiş en sıcak Haziran ayını yaşadı. Ve 2022'de İngiltere'de sıcaklık ilk kez 40C'nin üzerine çıkmıştı. Geçen yılki sıcak dalgasının Avrupa'da toplam 60 bin kişinin ölümüne sebep olduğu düşünülüyor.



Bu durumda Birleşmiş Milletler'in "küresel kaynama" diye adlandırabileceğimiz yeni bir döneme girdiğimiz uyarıları da gayet yerinde. İngiltere Meteoroloji Dairesi'nden Profesör Lizzie Kendon "Artık uzak bir gelecekten bahsetmediğimizi anlamak çok önemli bence. Isınmayı gerçekten, şu anda görüyoruz" diyor.

O zaman değişen iklim bedenlerimiz ve sağlığımız açısından ne anlama geliyor?

Sıcak havalarda ben terli bir köpek gibi olurum ama sıcak dalgasıyla ilgili bir deneye katılma davetini kabul ettim.

Güney Galler Üniversitesi'nden Profesör Damian Bailey, bana tipik bir sıcak dalgası deneyimi yaşatmak istiyor. 21C sıcaklıktan başlayıp yavaş yavaş 35C'ye ve sonra da İngiltere'nin bugüne kadar gördüğü en yüksek sıcaklık olan 40,3C'ye kadar çıkacağız. Profesör Bailey "Terleyeceksiniz ve vücudunuzun fizyolojisi kayda değer şekilde değişecek" diye uyardı.

Profesör Bailey beni ısının kontrol edildiği kabine götürdü. Bu, bir oda büyüklüğünde, ısının, nemin ve oksijen düzeyinin teknoloji yoluyla tam olarak kontrol edilebildiği bir alan. Daha önce soğuk havanın etkilerini anlamak için yine bu odayı kullanmıştım. Fakat parlak çelik duvarlar, ağır kapı, içerideki donanıma bugün beni bambaşka bir yere götürecek.



Pişeceğim fırına bakar gibiyim.

Önce gayet ferah bir 21C ile başlıyoruz. Profesör Bailey tamamen soyunmam talimatını veriyor. Kaşlarımı hayretle kaldırdığımda, nasıl terlediğimi ve kilo kaybımı ölçmek istediğini anlatıyor. Sonra cildimin, iç organlarımın ısısını, kalp atışlarımı ve tansiyonumu ölçen çeşitli aletler bedenime iliştiriliyor. Ağzıma takılan büyük alet nefesimi tahlil ederken, ultrason, ensemdeki damarlardan beynime ne kadar kan gittiğini ölçüyor.

Profesör Bailey "Tansiyon iyi, nabız güzel, bütün fizyolojik işaretler şu anda bana gayet sağlıklı olduğunuzu söylüyor" diyor. Hızlıca bir de beyin işlevlerini ölçen test yapıyoruz. 30 kelimeden oluşan bir listeyi ezberliyorum. Ve bundan sonra ısıtıcılar çalışmaya başlıyor. Sıcaklık hızla yükseliyor. Vücudumun tek bir basit hedefi var: Kalbimin, akciğer ve karaciğerim ve diğer organlarımın ısısını 37C civarında tutmak. "Beyindeki termostat, yani sıcaklık ayarlayıcısı olan hipotalamus sürekli ısıyı izler ve bunu sürdürmek için gereken sinyalleri gönderir" diyor Profesör Bailey.

Odanın sıcaklığı 35C olduğunda bazı ölçümler yapmak için kısa bir ara veriyoruz. Artık içerisi sıcak. Rahatsız edecek kadar değil henüz. Hala sandalyemde rahatça oturuyorum. Ama örneğin, bu sıcaklıkta egzersiz yapmak istemezdim.

Vücudumdaki bazı değişiklikler şimdiden açıkça görülüyor. Bir kere, iyice kızarmış görünüyorum. Profesör Bailey de öyle. Burada benimle o da odada kaldı ve sıcaklığı o da hissediyor. Kızarmanın sebebi cildimin yüzeyine yakın kan damarlarının, kanımın soğumasını sağlamak amacıyla genişlemesi. Ayrıca terliyorum. Oluk oluk değilse de parıl parıl parlıyorum ve ter buharlaştıkça beni serinletiyor.

Hedefimiz olan 40,3C'ye doğru çıktıkça etrafımdaki sıcağın beni adeta dövdüğünü hissediyorum. Profesör Bailey "Sıcağın etkisi doğrusal olarak değil katlanarak artıyor. Beş santigrat derece insana fazla bir fark gibi gelmeyebilir ama gerçekten de fizyolojik olarak çok daha büyük bir fark yaratıyor" diyor. Bundan daha yüksek bir ısıyı denemediğimiz için çok mutluyum. Alnımı sildiğimde sular geliyor elime. Şimdi başta yaptığımız testleri yineleme zamanı.



Terli giysilerimi yere atıp, kurulanıyorum ve tartıya çıktığımda hayretler içinde deney süresince 300 gramdan fazla su kaybettiğimi öğreniyorum. Cilt yüzeyine yakın bütün o damarların açılmasının bedeli de açıkça görülüyor. Kalp atışlarım ciddi ölçüde artmış ve 40C olduğunda vücudum 21C'dekine göre dakikada bir litre daha fazla kan pompalıyor. İşte sıcaklar arttıkça kalp krizleri ve inmelerin artmasının sebebi de kalbin üzerine binen bu ekstra yük oluyor.

Kan cildimi soğutmak için uğraşırken beynime giden kandan fedakarlık ediyor ve bu da kısa dönem hafızamın zayıflamasına sebep oluyor. Fakat vücudum, ana hedefi olan vücudumun iç ısısını 37 derecede tutmayı başardı.

Profesör Bailey "Vücudunuz iç ısınızı savunmak için gerçekten çok güzel çalıştı fakat tabi yaptığımız ölçümler 40 derecedeki siz ile 21 derecedeki sizin çok farklı olduğunu gösterdi. Ve bütün bunlar bir saatten az bir süre içinde meydana geldi" diye özetliyor.

Nem faktörü neleri etkiliyor?


Benim deneyimde sadece ısı değişti, fakat dikkate alınması gereken diğer hayati unsur da havadaki rutubet-nem oranı. Boğucu bir havada gece uyumakta zorlanıyorsanız bunun sorumlusu, bedenimizin serinlemesini zorlaştıran nemdir.  Serinlemek için terlemek yeterli değil, yalnızca bu ter buharlaştığında kendimizi serinlemiş hissederiz. Havada fazla nem olunca, üzerimizdeki terin havaya karışması zorlaşıyor. Damian nem seviyesini yüzde 50'de sabit tuttu.

Daha önce Pennsylvania Devlet Üniversitesi'nden akademisyenler, nem oranının genç yetişkinler üzerindeki etkisini incelemişti.  Araştırma ekibinden Rachel Cottle "Beden ısısının hızla artmaya başladığı anı tespit etmeye odaklandık. Çünkü bu sağlık açısından tehlike arz ediyor. Organ yetmezliğine bile yol açabilir" diyor.

Nem yüksek olduğunda bu tehlikeli an, daha düşük sıcaklıklarda gerçekleşiyor.



Cottle sıcak hava dalgalarının yalnızca daha sık ve uzun görülmekle kalmayıp aynı zamanda daha nemli de olduğunu ekliyor. Hindistan ve Pakistan'ı geçen yıl etkisi altına alan aşırı sıcak hava dalgasında nem oranının da yüksek olduğunu hatırlatıyor:

"Bu geleceğe dair bir endişe değil, günümüze dair bir problem."

İnsan bedeni normalde 37 derece civarında oluyor. Isımız 40 dereceye yaklaşırsa başımız dönmeye başlıyor ve bayılma ihtimali de artıyor.  Bedenimizin yüksek ısıda kalması kalp kası ve beyne zarar verebiliyor ve bunun da ölümcül sonuçları olabiliyor.  Prof. Bailey "Beden ısısı 41-42 dereceye çıktığında çok belirgin problemler görmeye başlıyoruz ve bu kişiler, müdahale edilmezse hayatlarını kaybedebiliyor" diyor.

Sıcak çarpması denen bu olay bir tıbbi acil durumdur.

Herkesin sıcakla başa çıkma gücü farklıdır fakat yaşlılık ve hastalıklar bu gücümüzü azaltır.  Bir zamanlar deniz kenarında güneşlenirken tadını çıkardığımız dereceler ilerleyen yaşlarda sağlık riski oluşturabilir.  Prof. Bailey bana "Bugün laboratuvarımdan gülen bir yüzle ayrılacaksın. Çünkü bütün veriler bu zor koşullara başarıyla ayak uydurduğunu gösteriyor" diyor.

Ne yapmalı?

Sıcakla başa çıkma yollarının büyük bir kısmı zaten çoğu kişi tarafından bilinir: Gölgede kalın, bol kıyafetler giyinin, alkol kullanmayın, evinizi serin tutun, günün en sıcak saatlerinde spor yapmayın, bol su için. Prof. Bailey "Bir diğeri de güneş yanığı olmamak. Hafif bir güneş yanığı bile bedenimizin ısı ayarlamasını iki haftalığına etkileyebiliyor" diyor.

Kaynak :BBC | James Gallagher | BBC Radyo 4, Sağlık Programı

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git