A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye kimlerindir?

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 17 Ekim 2008 10:02:31

"Siz kendi ülkesini yoksullaştıran, benimkini zenginleştiren bu Ferdinand'a nasıl oluyor da akıllı bir kıral diyorsunuz?" II. Beyazıd. Bu sözleri 1492'de Katolik İspanya kıralı Ferdinand ve kraliçe Isabella İspanya'dan ve Portekiz'den Yahudileri sürgün etme kararı verdiğinde ve Sultan II. Beyazıd Osmanlı donanmasını İspanya'ya seferber ederek Yahudileri Katoliklerin zulmünden kurtarıp onlara kucak açtığında söylemiş.

Sultan, Yahudilerin Osmanlı topraklarına yerleşmesini “zenginlik” olarak görmüş. 1492’de başlayan bu göç daha sonra da devam etmiş ve nüfus artışıyla 20. yüzyılın başlarında özellikle İstanbul, İzmir ve Selanik’te yoğunlaşan Yahudi nüfusu yaklaşık 500,000 olmuş.  Bugün bu sayı 25,000 civarında.  Varlık vergisi, 6-7 Eylül olayları derken II: Beyazıd’ın deyimiyle kendimizi yoksullaştırmışız.
 
 
Türk boylarının 10. yüzyıldan başlayarak Anadolu’ya geldiklerini ve 1071 Malazgirt savaşından sonra da burayı kendilerine yurt edindiklerini biliyoruz.  Şöyle bir düşünelim: Farz-ı muhal, Türklerden 400 yıl sonra Anadolu’ya çok sayıda gelen Yahudiler hâkim güç olmuş olsalardı ve “Anadolu Yahudilerindir” deselerdi biz Türkler kendimizi nasıl hissederdik?  Bunu bir düşünürsek belki “Türkiye Türklerindir” sözünün Türklerden önce Anadolu’da yaşayan halklar üzerindeki etkisinin ne olduğunu biraz olsun anlayabiliriz.  Halâ kafamızdan atamadığımız bir dar görüşlülükle bizler Anadolu’nun göbeğinde hüküm sürmüş Frigya kıralı Midas’ı, Foça’lı Homeros’u, modern tıbbın kurucusu İstanköylü Hipokrat’ı, modern felsefenin babası Efes’li Heraklitus’u, geometriyi icat eden Milet’li Tales’i yabancı sayıyor, Anadolu’nun Ege kıyılarından karşı kıyıdaki Dorlara uygarlığı yayan İyonyalıları dışlayıp Yunan diyoruz, mirasçısı olduğumuz kültür zenginliklerini dışlıyoruz.
 
 
Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız ve Türk müziğine, Türkiye tiyatrosuna büyük katkıları olmuş başlatmış Ermeni sanatçıları halâ kendimizden saymıyoruz.  Birisi bize ters gelen birşeyler yaptığında Yahudi dönmesi mi, Sabetaycı mı gibisinden paranoyak kâbuslar görüyoruz, Orhan Pamuk 1915 olaylarıyla ilgili olarak hoşumuza gitmeyen sözler söylediğinde soyunda Ermeni arıyoruz.  Kanuni’nin annesi Hafza Sultanın Polonya Yahudisi Helga, Yavuz’un annesinin Rum, II. Abdülhamid’in annesi Trimüjgan Hatun’un Ermeni Virjin olduğunu kolayca unutuveriyoruz.  20. yüzyılın büyük yazarlarından olan ve Bitlisli bir Ermeni ailenin çocuğu olan Saroyan için hükûmet Bitlis’te müze kurmayı önerdiğinde küplere biniyoruz.
 
 
“Türkiye” sözcüğü aslında İtalyanca Turchia, Fransızca Turquie, İspanyolca Turquia sözcüklerinden bozmadır.  Yâni Osmanlı kendi ülkesine Türkiye demezken Avrupalılar bu sözcüğü kullanmışlardır.  Ülke isimlerine baktığımızda yarısı o ülkenin coğrafi adı ise öteki yarısı o ülkede yaşayan insanların adına dayalıdır.  Amerika, Avustralya, İran, Irak, Suriye, Fransa, İtalya, Britanya, İsveç, Güney Afrika, Kanada vb. coğrafi adlardır ve oralarda yaşayan insanlar o coğrafyanın adıyla anılır, Iraklı, Kanadalı gibi.  Oysa Almanya, Rusya, Türkiye, Japonya vb. gibi sonu “ye”, “ya” veya Kazakistan, Moğolistan, Tacikistan, Hindistan, Ermenistan gibi “istan” ile bitenlerde tersine ülkenin adı orada yaşayanların adından kaynaklanır.  Bazıları bu topraklar bizimdir der, Avustralya yerlileri ise biz bu topraklara aitiz derler. 
 
 
“Türkiyeli” sözcüğü de durumu düzeltmeye yetmiyor, çünkü kökünde “Türklerin yurdu” anlamı yatıyor.
 
 
Geçenlerde OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü) genel olarak soykırımlara ilişkin önemli bir karar  aldı.  56 üye ülkeden yalnızca Ermenistan’ın “hayır” dediği “geçmiş tarihteki soykırım iddiaları ancak tarihçilerin detaylı arşiv incelemelerine dayanarak kabul edilebilir” görüşü kabul gördü.  Bu, özellikle Ermeni soykırımı iddialarına yönelik değilse de T.C. Hükûmetinin daha 2005 yılında önerdiği ama Ermenistan’ın yanaşmadığı bir yaklaşımdı.  Bir yanda “olmadı öyle birşey” ya da “ama İngilizler / Fransızlar / İspanyollar neler yaptı” diyen Türk milliyetçileri, öte yandan “oldu da oldu, astınız, kestiniz” diyen Ermeni milliyetçileri artık bu bilimsel yaklaşıma saygı göstermeli ve düşmanlıkların sürdürülmesinden politik çıkar sağlayanlar kuyruklarını kısıp oturmalıdırlar.  2002 yılındaki 1915 başlıklı bir yazımda “Ermenilerin kendi araştırmaları, yayınladığı kitapları var; T.C.’nin de konuyu anlatan yayınları var.  İkisi ayrı kutuplarda.  Olayın yüzlerce, binlerce yıl önce değil, yalnızca 85 yıl önce olması gerçeklerin açıklığa kavuşturulması açısından büyük bir avantaj.  Olayın hayatta olan görgü tanıkları kalmamış olsa bile, 85 yıl önceki bir olayı inceleyip objektif bir tarihini yazmak yetkin tarihçiler için hiç te olanaksız değil.  Bir devletin devlet olarak olgunluğu böylesi güç bir konuda açıklıkla ve dürüstlükle davranabilmesiyle ölçülür.  T.C. bu konuda gerek Türk, gerek Ermeni, gerekse bu konuyla ilgilenen diğer tarihçileri hiç bir ön yargı olmadan bir araya getirip, hiç bir kısıtlama koymadan, tüm olanakları, tüm kaynakları seferber ederek, tüm arşivleri açarak araştırmaya davet etse devletin saygınlığı artmaz mı acaba?  Ama bu girişimin üst düzeyde, diyelim Cumhurbaşkanı düzeyinde olması ve gerçekten açık, gerçekten tarafsız olacağına güven verecek biçimde olması gerekir” demiştim.  Biraz gecikmeyle de olsa bu noktaya gelinmesi beni mutlu etti.
 
Kimsenin bir başkasının yaşadığı toprağa göz dikmediği, kimsenin kendi ırkını, milliyetini, dinini başkasınınkinden üstün görmediği hayal dünyamıza doğru atılmış küçük te olsa önemli bir adım bu.
 
Türkiye Türklerin değildir, Türkiye o ülkede yaşayan, o ülkeyi kendi ülkesi olarak benimsemiş, ırkı, soyu sopu, dini ne olursa olsun, büyük insanlık ailesinin bir ferdi olarak o topraklara bağlı olan insanlarındır.  Bugün nasıl Avustralya’yı bir Türk olarak kendi ülkemiz diyerek benimsiyorsak, çocuklarımız nasıl kendilerini bu coğrafyaya bağlı hissediyorlarsa, Anadolu’da (ve tabii ki Trakya’da) yaşayan her insanın da buna hakkı olmalıdır diyorum.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

gul { 28 Şubat 2009 06:07:41 }
Turkiye,

NE MUTLU TURKUM diyebilenlerindir!

aykut yazgan { 18 Ekim 2008 05:22:29 }
bugün 18 ekim.
saat 07.30 istanbul.
yazı şimdiye kadar 29 kere okunmuş.
yüzlerce gazetenin binlerce fuzuli köşeyazarlarını ve yazdıkları her günkü safsata ve palavraları, düşünüyorum da herhalde gazetelerin baskı adedine yakın okuyan vardır.
yani yüzbinlerce.
bence yüzbin ve birmilyon kere okunması gereken yukardaki yazı.
ve üzerinde düşünülmes ve anlanabilmesi, idrak edilmesii ve ibret alınması.
yalnız 29 kere değil...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…
Türkiye raporu: Özgürlükler ciddi zarar gördü

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı
Ton balığında cıva: Zehirli madde seviyesinin kontrollere rağmen hala yüksek olduğu tespit edildi

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti
İnsanlık için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adım

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.
Dünyada zorla çalıştırılanların sayısı artıyor.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI
Emek, Ümit ve Para

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git