A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Ördeğe Benziyor

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 25 Ekim 2009 05:59:22

Sanki dünyadaki en önemli sorun "Kürt sorunu" imiş gibi çoğumuz bu sıralar buna kilitlenmişiz. Küresel ısınma, iklim değişikliği, dünyadaki açlık, yoksulluk sorunları, uyuşturucu, terörizm falan bir yana Türkiye'de bir adadaki bir mahkûmun söyledikleri bir yana.

Evet, PKK’li olduklarını söyleyen bir grup insan Türkiye’ye girdi. Kimilerine göre “teslim” oldu, kimilerine göre ise gerilla kıyafetleriyle gelen PKK’liler “barış havarileri”ydi. 
 
Bu arada Abdullah Öcalan, besbelli İmralı’da biraz kitap okuma şansına kavuştuğundan, tarihi, ekonomiyi, dünya politikasını “özümsemiş” ve “çözümlemiş” durumda olduğunu beyan etti.  Sanırım okudukları arasında Macchiavelli’nin “Prens” adlı eseri ve George Orwell’in ünlü “1984” romanı da olmalı.  Belki de bunları daha önce okumuştu, bugünlerde Marx, Lenin’i falan eleştiriyor. 
 
Ne diyordu Orwell’in “Hakikat Bakanlığı”? “Cehalet güçlü olmaktır”.  Uzun yıllar PKK’yi bir cahiller ordusu haline getirme girişimini başarıyla yürüten Öcalan ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. “Gelin, teslim olun” dedi, teslim oldular.  PKK’nin 40,000 Türk ve Kürt insanının ölümüne yol açtığını kendisi söyleyen Öcalan, Orwell’in “Savaş Barıştır” sloganını da besbelli iyice “özümsemiş” ki devlete savaş açmış bir terörist grubu barış temsilcileri olarak sunabiliyor.  O grup ki bir adamın ağzının içine bakarak kendi özgür düşünme yeteneğini yitirmiş, körü körüne bir “mesih”in peşinden gitmeyi özgürlük olarak görebiliyor.  Bu da Öcalan’ın Orwell’in üçüncü sloganını, “özgürlük esarettir” şiarını “özümsemiş” ve uygulamaya koymuş olduğunu gösteriyor.
 
Yanlış anlaşılmasın.  Türkiye’de ülkenin kanını kurutan, kaynaklarını onyıllardır israf eden bir çatışmanın sona ermesi için yapılan her girişimi en azından objektif olarak değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.  Bu girişimlerin, “açılım”ların arkasında ABD de olsa, bunlar oğulcuğuna gemicik alan, ülke kaynaklarını haraç mezat özelleştiren, dini Menderes’i bile aratır biçimde araç olarak kullanan ve “Kürt açılımı”nı, ya da “demokratik açılım”ı oy hesapları nedeniyle yapan Başbakan Erdoğan tarafından da yapılsa.  Elbette insanlar ölmesin, ülke kaynakları çatışmalarla heba olup gitmesin.
Türkiye’ye giriş yapan PKK’liler “istek” değil, “talep”lerini dokuz madde halinde sıralamışlar.  Elbette herkesin değil dokuz, doksandokuz maddelik taleplerde bulunmaya hakkı vardır ve olmalıdır.  Taleplerden çoğu mâkûl ve şimdiye dek zaten olmuş olması gereken temel haklar. 
 
Elbette Kenan Evren’in faşist anayasası değiştirilmeli, Kürtler dahil herkesin demokratik, dil ve kültür hakları güvence altına alınmalı.  Grup “köy, kasaba ve şehirlerimizde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak” olsun diyor.  Bu da haklı bir talep.  Peki PKK dışındakiler de PKK teröründen uzak olmak istemiyorlar mı?  Devletin yanlış, baskıcı politikalarından haklı olarak şikâyet ederken (çoğu devletin terrörist kabul ettiği) PKK’nin terrörist eylemlerinden hiç söz edilmiyor.  Sanki PKK masum bir savunma örgütü!  Eğer bir uzlaşma olacaksa, yalnız devletin değil, teröristlerin de işledikleri cinayetleri samimiyetle itiraf etmeleri gerekir.
 
Her pazarlıkta “olmazsa olmaz”lar vardır ve bunlardan ödün verilmez.  Devletin “olmazsa olmaz”ı mutlaka ülkenin bütünlüğüdür.  Ülkenin bütünlüğünün vazgeçilmez bir öğesi de tek resmî dilin Türkçe olmaya devam etmesidir.  Bu, Kürtler Kürtçe konuşamaz, türkü çığıramaz, kitap, dergi basamaz demek değildir.  Kürtçeden başka dil bilmeyen bir vatandaş mahkemeye çıktığında ona Kürtçe tercüman sağlanması demektir.
 
Kendini “Kürt halkının önderliği” (önderi değil, kendisi “kurum” olduğu için “önderliği”!) olarak sunan Öcalan (PKK’yi desteklemeyen milyonlarca Kürt ne oluyor bu arada?) “toplumun demokratik yönetimi” dediği bir kavram ortaya atıyor ve “ekonomik, sosyal, siyasi, hukuki ve diplomatik alanlarda Kürtler'in kendi kendilerini yönetmelerini” şart koşuyor.  İngilizce’de “ördeğe benziyorsa, ördek gibi yürüyorsa, ördek gibi yüzüyorsa, ördek gibi vak-vak ediyorsa, ben buna ördek derim” diye bir lâf vardır.  
 
Öcalan’ın bu anlattığı ördek bana ayrı bir devlet önerisi gibi geliyor.  Yok, bu ördek değil, kargadır derseniz siz bilirsiniz.  Öcalan “yol haritası”nda KCK’yi “açımlamış”.  Bu da KCK (“Kürdistan Demokratik Toplumları”) temelinde bir “konfederasyon” imiş.  Benim bildiğim konfederasyon, federasyonların bir araya gelmesiyle olur.  Orta Doğuda hangi ülkede federasyon var da konfederasyon kurulacak?  Öcalan bunları söylerken öte yandan Doğu Anadolu’nun ekonomik olarak kalkındırılmasından söz ediyor.  Yâni ördeği batıdan gelecek kaynaklarla yemleyin ama bırakın ekonomik, sosyal, siyasi, hukuki ve diplomatik alanlarda ördek istediği gibi vak-vak etsin diyor.  Machiavelli’yi iyice “özümsemiş” olmalı ki “hedefe giderken her yol mübahtır” yaklaşımıyla ilerliyor, ve hedef saygınsa yalanlar, şaşırtmacalar, tornistan yapma veya yapar gibi görünmek mübahtır yaklaşımıyla adım atıyor.  Ama tutulan yöntemin sonucu da belirlediği dersini henüz okumamış besbelli.  Elbette, yüzyıllardır ihmal edilmiş olan Doğu Anadolu kalkındırılmalı, geliştirilmelidir ama bir yandan ırkçı bir yaklaşımla onyıllardır Türk düşmanlığını körükleyip, öten yandan bu “kötü Türkler” “Kuzey Kürdistan”ı kalkındırsın dersen sana “anan güzel mi?” derler. 
 
“Anan” dedim de Öcalan’ın yakalandığı zaman “zaten benim annem de Türktü” demesini anımsadım.  Bu sıralar Öcalan’ın annesinin Ermeni tehciri sırasında bir Türk aile tarafından evlât edinilmiş bir Ermeni, babasının da bir Kürt aile tarafından evlât edinilmiş bir Ermeni olduğu, ve PKK’lilerin çoğunun Ermeni kökenli olduğu söylentileri yayılıyor. 
 
Böylece bizim ırkçılar Öcalan’ı ve PKK’yi akıllarınca bu biçimde aşağılamaya çalışıyorlar.  Önemli olan insanın kendisini ne kabul ettiğidir. Öcalan “ben Kürdüm” diyorsa Kürttür.  Öcalan ve PKK eleştirilecekse etnik kökenlerinden dolayı değil, yaptıklarından dolayı eleştirilmelidir.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git