A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yaşam öğütleri (III)

Kategori Kategori: Yaşam öğütleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 24 Kasım 2009 09:45:02

Türkiye'de irtica-laiklik tartışmaları, Sezer'den sonra bir İmam Hatiplinin cumhurbaşkanı olup olamayacağı tartışmaları kızışmışken, Orhan Pamuk'un Nobel edebiyat ödülünü edebî değeri nedeniyle mi, Ermenileri ve Kürtleri öldürdük diyip Avrupa'nın gözüne girdiği için mi aldığı konusu hararetle tartışılırken, "özgürlükler ülkesi" Fransa fikir ve ifade özgürlüğüne taban tabana zıt bir yasa çıkarmışken, sen de durup binlerce yıl önceki Hamurabi yasalarından söz ediyorsun diyenleriniz olmuştur mutlaka.

Bu sütunun okuyucuları güncel konuları tartışmaktan, çok kez birçok kişiye aykırı gelebilecek düşünceleri ifade etmekten çekinmediğimi bilirler. Öyleyse neden bu tarihe, geçmişe, taaa Asurlulara kadar dönüş diyebilirsiniz.
 
Bizler her konuda, bilsek te bilmesek te bir fikir yürütmekte çok usta olan bir kültüre sahibiz.  “Ben bu konuda birşey bilmiyorum” diyen kaç kişiye rasladınız?  Ben fazla raslamadım.  Genelde o konuda pek birşey bilmesek te hepimiz dünyaya belli açılardan baktığımız için bilmediğimiz konularda da o görüş açısı doğrultusunda mutlaka söyleyecek birşeyler buluruz.  Peki bu görüş açımız nasıl biçimlenmiş, bunu hiç durup düşündünüz mü?  Binlerce yıllık tarihi olan göçebe Türkler, güçlü Arap imparatorluklarının zoruyla Müslüman olup Anadolu’ya ayak bastıklarında, Anadolu’da da binlerce yıllık geçmişi olan halklar yaşamaktaydı.  Büyük bir çoğunluğu Hıristiyan olan bu halkların da geçmişi ta Hititlere dayanıyordu.  Antik çağlardaki üç büyük imparatorluk Mısır, Asur ve Hitit imparatorluklarıydı.  Ve bu üç büyük imparatorluk birbirleriyle yüzyıllar boyu zaman zaman çarpışmış, çok kez ticaret yapmış, bazan da kız alıp vermişti.  Ve tabii ki birbirlerinin kültürlerinden etkilenmişlerdi.  Anadolu’ya gelen Türkler Anadolu’nun yerli halklarıyla karışıp bu kültür mirasının üzerine bir de kendi göçebe kültürleri ile yeni edinmiş oldukları Müslümanlığı katınca bin yıl kadar sonra onların torunları olan bizlerin “benim görüş açım” dediğimiz görüş açısı biçimlenmeye başladı.  Kendimizi anlamak için Dede Korkut masalları kadar Hamurabi yasalarını, Hıristiyanlığı, onun kökeni olan Museviliği ve Müslümanlığı anlamamız gerekir.  Bizim diye benimsediğimiz birçok görüşün, değerin, değer yargısının binlerce yıl öncelerindeki köklerini anlamamız gerekir.  Bir örnek vermek gerekirse, Musevilikte de Müslümanlıktaki gibi sünnet âdeti olduğunu çoğumuz biliriz.  Ama bunun aslında bir Mısır geleneği olduğunu ve Anadolu’nun yerli halkı Hititlerin Mısırlılarla “işiniz gücünüz yok, milletin bilmemnesinin ucuyla mı uğraşıyorsunuz” diye dalga geçtiklerini herhalde pek azımız bilir.
 
Neyse, geçen hafta bıraktığımız yerden devam edelim.  Yıl M.Ö. 722 ve Asur kıralı II. Sargon İsrail kırallığını yıkarak bütün Yahudileri Babil’e sürüyor.  Babil’de “göze göz, dişe diş” diyen Hamurabi yasaları geçerli.  Yahudilerin peygamberi Musa.  Musa’nın ne zaman yaşadığı tam olarak bilinmiyorsa da M.Ö. 1200 dolaylarında yaşadığı kabul ediliyor.  Yahudi aşiretleri Babil’e girince Çemizkezek’ten Istanbul’a gelmiş gibi oluyorlar.  Yahudilerin inancına göre Tanrı, Yahudilere kıyak çeken özel tanrıları.  Musa’nın önderliğinde Mısır’da kölelikten kurtulmalarını tanrının kendilerini kayırmasına bağlıyorlar.  İnançlarına göre Musa, Tanrı’nın sesini duyuyor ve sen kimsin, adın ne diye soruyor.  Tanrı “ben neysem oyum, İbrahim’in, İshak’in, Yakub’un tanrısıyım” diye yanıt veriyor.
 
Sonra Tanrı alevler, dumanlar içinde Tur dağına iniyor ve Musa’ya: “Ben sizi Mısır’dan kölelikten kurtaran Tanrı’yım, buyruklarımı dinleyin diyor:
1.Benden başka bir tanrıya tapınmayacaksınız.
2.Gökteki, yerdeki ya da sudaki hiçbirşeyin suretini yapıp bu putlara tapınmayacaksınız,
3.Tanrı’nın adını rasgele anmayacaksınız,
4.Ben altı günde herşeyi yaratıp yedinci gün dinlendim. Siz de haftanın yedinci gününü Tanrı’nıza adayacak, çalışmayacaksınız,
5.Ananıza babanıza saygı göstereceksiniz,
6.Öldürmeyeceksiniz,
7.Zina işlemeyeceksiniz,
8.Çalmayacaksınız,
9.Komşunuza karşı yalancı şahitlik yapmayacaksınız,
10.Komşunuzun evine, karısına, hizmetçilerine, öküzüne, eşeğine, hiçbirşeyine göz koymayacaksınız.
 
Ve inanışa gore bu buyruklar taşa kazınmış olarak Musa’nın elinde beliriyor.  Geçen hafta sözünü ettiğim tanrı Şamaş’ın Hamurabi’ye yasaları vermesi gibi.
 
Eski Ahit (Old Testament) adıyla bilinen kitap aslında bir antoloji.  İçinde ayrı ayrı kişilerce yazılmış birçok kitapçık var.  Bizim Tevrat dediğimiz, bunun içindeki 5 kitapçıktan oluşuyor.  Zebur dediğimiz ise yine Eski Ahit’in içinde yer alan “Davut’un mezmurları (ilâhileri)” adlı bir başka kitapçık.  Eski Ahit M.Ö. 1000 yılından M.Ö. 500’lere kadarki 500 yıllık bir süre içinde yazılmış, yeniden yeniden elden geçirilmiş.  Tevrat ve Zebur da dahil olmak üzere Eski Ahit’in Tanrı’nın kelâmı olmak gibi bir iddiası yok.  Museviliğin temelindeki 10 Emir’e baktığımızda insanlara nasıl yaşamaları gerektiği buyuruluyor ama dikkat çekici nokta şu: bunlara uymazsanız cezasının ne olacağını Tanrı belirtmemiş.  Yâni müeyyide yok.  Eski Ahit’in kaleme alınıp son halini bulması Yahudilerin Asurlular tarafından tutsak edildiği süre içinde olmuş ve Hamurabi’nin “göze göz, dişe diş” gibi, öküzlerle ilgili hükümleri gibi hükümleri Eski Ahit’te yer almaya başlamış.  Daha sonra Persler Yahudileri tutsaklıktan kurtarıp İsrail’e geri gönderdiğinde Eski Ahit, artık asmalı kesmeli bir dinin değişmez kitabı olmuş.
 
Dinleri bir ahlâk sistemi, bir yaşam modeli olarak kabul edersek, bunlar ya insanlara Amerikan yerlilerininki, Budistlerinki gibi nasıl yaşamaları gerektiğini öğütleyen, ya da Hamurabi’ninki gibi “şunu yaparsan cezası budur” gibisinden ceza yasaları biçiminde olmuş.  Musevilik ilk kez Babil’de bu ikisini birleştirmeye başlamış.  Tarih içinde insanlara yalnızca nasıl yaşamaları gerektiğini öğütleyen dinlerden pek bir zarar gelmemiş.  Ötekilere de haftaya bakalım.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git