A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Seçim ve seçme üzerine

Kategori Kategori: Avustralya | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 28 Kasım 2009 23:36:57

Sizlere onurlu bir politikacıdan söz etmek istiyorum. Ben, Avustralya'da oy kullanmaya başladığımdan beri hiçbir seçimde Liberal Partiye oy vermedim. İşçi Partisinin emekçiler tarafından kurulan sendikaların oluşturduğu bir parti olduğundan hareketle sosyal demokrat bir parti olan İşçi Partisine oy verdim.

Hepimiz yaşamımız süresince birçok seçimle karşı karşıya kalırız. Bu seçimler bazan gerçek seçimler olur, bazan da “seçimmiş gibi” görünür. Atların en önemli ulaşım aracı olduğu dönemlerde, 16.-17. yüzyılda İngilere’de yaşamış bir ahır sahibi olan Thomas Hobson atları dinç tutmak için yorgun atları ahırın gerisine çeker, dinlenmiş olanları ahırın ön tarafına koyarmış.  Kendisinden at kiralamak isteyenlere “seçim sizin; ya ahırın önüne yakın olan atlardan birini kiralarsınız, ya da hiç kiralamazsınız” dermiş.  Bu, bir seçim olarak sunulmasına karşın, aslında seçim değilmiş tabii.  O gün bu gündür “seçim olmayan seçim”lere “Hobson’ın seçimi” adı verilmiş.
 
Bizdeki “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” deyimi de ikisi de kötü olan iki şey arasındaki seçimi anlatır.  “Kayayla sert bir yer arasındaki” seçim de buna benzer.
 
1982’de yönetmen Alan Pakula’nın çevirdiği “Sophie’s Choice” (Sophie’nin Seçimi) filminde Meryl Streep’in canlandırdığı Polonyalı Sophie Zawistowski’nin karşılaştığı seçim anlatılır.  Nazi döneminde oğlu ve kızı ile birlikte Auschwitz toplama kampına alınan Sophie’ye bir Nazi subayı çocuklarından birinin hayatının bağışlanacağını, ötekinin öldürüleceğini söyler ve hangisinin serbest bırakılacağını Sophie’nin seçmesini emreder.  İki çocuğunu da seven bir anne olarak Sophie seçim yapamayacağını söyleyince “birini seçmezse her iki çocuğunun da öldürüleceği” söylenir.  Sophie’nin seçimi iki çocuğunun da öldürülmesi ile birini kurtarmak arasındaki seçimdir.  Sophie oğlunu kurtarır, kızı öldürülür.  Sophie bundan sonraki ömrünü suçluluk duygusuyla karabasanlar içinde geçirir ve sonunda intihar eder.  Evet, bazan ömrü boyunca insanın yakasını bırakmayan seçimler de vardır.  Faşist rejimlerde bir tutsağın ağzından yoldaşlarının isimlerini almak için işkence yapılırken çok kez buna benzer yöntemler kullanılır.  Birisine ihanet edip ölüme göndermezse hepsinin öldürüleceği söylenir.
 
Böylesi seçimlerle karşılaştırdığımızda çoğumuzun karşılaştığı seçimler gerçekten önemsiz kalır.  Üç, dört, beş yılda bir ülkeyi kimin yöneteceği seçimlerle belirlenen ülkelerde şu veya bu parti arasında seçim yapmamız istenir.  Kimilerimiz –pek de haksız olmayarak- “al birine, vur birine” deyip oy kullanmaz.  Ama oy kullanmayarak çoğunluğun yaptığı seçimi dolaylı olarak desteklemiş olur, yâni seçim yapmayarak bir seçim yapmış olur.  Bir de ilkesiz, çıkarcı, rüzgâra göre yön değiştirenler vardır ki bunlar “çitin üzerinde oturur” (“sit on the fence”).  Sonuç belli olup bir taraf, ya da bir parti kazanınca hemen kazanan tarafa geçerler.  Özetle insanları, hepimizi ömrümüz boyunca yaptığımız seçimler belirler.
 
1975-1983 arası Liberal Parti iktidardaydı ve Malcolm Fraser başbakandı.  1975’de Whitlam’ın İşçi Partisi iktidarının kansız bir darbe ile devrilmesinin ardından İşçi Partisi yanlıları Fraser’a diş biliyordu.  1983 seçimlerine İşçi Partisi eski sendikalar konferasyonu başkanı Bob Hawke’un liderliğinde katıldı.  1983’te yapmış olduğum bir seçimden halâ utanırım.  İşçi Partisine oy vermekle kalmadım, seçim sandığı başında İşçi Partisinin oy verme kağıtlarını dağıttım.  Bob Hawke’un başbakan olması benim sayemde olmadı elbette.  Ama ben de buna ufak ta olsa bir katkıda bulundum.  Oysa Bob Hawke’un ABD’nin devşirip, yetiştirip Avustralya’nın başına geçirmek için hazırladığı bir kişi olduğu sonradan açığa çıktı.  1980’lerde küreselleşmenin ilk adımları atılıyordu.  1983’te başa geçen İşçi Partisi hükûmeti bir özelleştirme furyasına girişti, gümrük duvarlarını indirip Avustralya’nın imalât sanayiinin altını oymaya başladı.  O günleri yaşamayanlar için bir örnek vermek gerekirse şunu anlatayım: Avustralya’da ayakkabı sanayii vardı ve bu sanayi sağlam ama zevksiz ayakkabılar üretiyor ve fazla da çeşit sunmuyordu.  1983 sonrası dünyanın dört bucağından, önce İtalya’dan, Brezilya’dan, sonra da Çin’den ucuz ayakkabılar gelmeye başladı ve halk daha fazla seçimi olmaktan hoşnutken, ayakkabı sanayiinde çalışan binlerce kişi işini kaybetti.  Buna benzer gelişmeler hemen her sanayi dalında yaşandı.  Artık bugünlerde çok yaşlanmış olan Malcolm Fraser insancıl ve yurtsever yaklaşımıyla önce Liberal Parti’nin, ve genellikle Avustralya vicdanının sesi olmayı sürdürüyor.
 
Gelelim bugüne. 
 
Rudd’ın İşçi Partisi hükûmeti üzerimize kâbus gibi çöken ırkçı Howard hükûmetinden sonra içimizi ferahlattı.  Hükûmetin küresel ısınmayla ilgili ETS (Salınım Ticareti Planı) geçenlerde meclise sunuldu.  Bu plânın doğruluğu, yanlışlığı, yeterli olup olmadığı bir başka yazı konusu.  Hükûmetin her önerisine Baykalvâri bir tutumla karşı çıkmak yerine Liberal Parti lideri Malcolm Turnbull, bazı değişiklikler yapıldığı takdirde bunu destekleyeceğini bildirdi.  Kendi partisi içinde buna şiddetle karşı çıkanlar olmasına karşın ilkeli tutumunu sürdürdü ve “küresel ısınma sorununa benim kadar inanmayan bir partinin lideri olmam” diyerek politik kariyerini tehlikeye attı.  Her ne olursa olsun iktidar olma, iktidara gelme yerine ilkeli olmayı, inançları doğrultusunda hareket etmeyi yeğledi.  Turnbull’un liderliği yakında kaybetmesi gayet olasıdır ama benim kitabımda her zaman saygıyla anılacak onurlu bir politikacı olacaktır.  GST’yi (Mal ve Hizmetler Vergisini getireceğini dürüstçe söyleyip seçimi kaybeden John Hewson yerine GST olmayacağını söyleyip sonra bunu yapan kaypak John Howard akla geliyor).  Turnbull’un yardımcısı Joe Hockey ETS’i destekler görünürken fırsat bu fırsattır diyerek 180 derece çark edip lider olabilmek için ETS’e karşı çıkmaya başladı.  Seçimler her zaman akla kara arasında olmuyor ve bazan da kaybeden kazanıyor.  Fraser gibi Turnbull da şimdiden kazandı bile.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut yazgan { 29 Kasım 2009 08:13:31 }
sevgili gündoğdu yerkürenin bir diğer tarafında bize yabancı olan isimler ve seçimler yazmış.
sağolsun.
aramızdaki binlerce fesah mesafeleri aşıp binlerce fersah yaşam biçimlerini anlamak zor.
ama konu seçim olduğunda kısaca şunu söylemek mümkün.
politikacıların, demokrasi havarilerinin, buyurganların ve tiranların buldukları en güzel yöntemdir.
biraz da hobbs'unkine benzer.
önümüze bir'den beş'e kadar konulandan birini seçmemiz istenir.
bizler bunu 'demos' olarak bir tür 'krasiya' sanarız.
ve avunuruz.
halbuki bu önümüze konulan 'beş' in ötesini seçememe tutsaklığından başka bir şey değildir.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git