A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Güvercinim Uçuverdi

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 06 Ekim 2010 06:52:08

Baskın rüyalar başka anıların diyarında / Alışmak mı ölümün kör karanlığına / "Rahatı Kaçan Ağaç"lar sağır, topal / Işık ışıklığını biliyor ama ne fayda / Şakası, şakıması yok beden göçünün

30 Ağustos – 5 Eylül
 

30 Ağustos, Pazartesi
 
Şiir Günlüğü’mle boğuştum bütün öğleden sonra.
 
Tuttuğum notları geliştirdim, açımladım biraz daha. Şiirin nabzını tutmak gibi bir iddiam yok. Ya? Ben, kendimce yazılması, işaret edilmesi gerekenlerin günlüğünü tutuyorum.
 
Unutulmuş bir antolojiden de, unutamayacağımı düşündüğüm dizelerden de, bir şiir dergisinden de, yeni yayımlanan bir şiir kitabından da... yola çıkıyorum. Yoksa günümüz şiirinin ateşini ölçmek gibi haddimi aşan bir işe soyunmadım, soyunmam da.
 
Ahkâm kesen çok nasıl olsa!
 
 
31 Ağustos, Salı
 
Aslında bırakmamak gerekirdi Ayvalık’ı. Gurbetin gözü kör olsun demiyorum, ne suçu var sılanın, gurbetin, sınırların. Suçlular aramızda, tepemizde.
 
Ayvalık dönüşü uyumsuzlukla başım dörtte her yıl olduğu gibi. Hava değişimi, bırakılıp gelinen dostlar, mekânlar, güzel anlar... Ben şiirin peşinde, o sılanın, gurbetin, aşkın...
 
Ben aşkın peşine düşünce sıla, gurbet, yürek sancısı birbirine karışıyor. Şiir bu kargaşada başını kaldırıyor, dil çıkarıyor ve boynuma sarılıyor; yazma sırası gelmiş demektir duyguların, düşüncelerin... Dizeler imgelerle doluyor gözümdeki yaşlar gibi, gönlüm daralıp daralıp yelken açıyor yurtsuzluğumun bağrına.
 
 
1 Eylül, Çarşamba
 
İlk sayısı Temmuz / Ağustos’ta Kuşadası’nda yayımlanan Mavi Güvercin dergisinin dosya konusu, Barış.
 
Daha önce yayımlanan ve ilk kez bu sayıda yer alan “barış” şiirleri seçkisi unutulacak gibi değil. Ben de yeni bir şiirimle yer aldım bu dosyada. Barış için umudumun kalmadığını imliyorum ama kimin umurunda benim bu tavrım, sessiz protestom.
 
“Güvercinim Uçuverdi”
 
Baskın rüyalar başka anıların diyarında
Alışmak mı ölümün kör karanlığına
“Rahatı Kaçan Ağaç”lar sağır, topal
Işık ışıklığını biliyor ama ne fayda
Şakası, şakıması yok beden göçünün
 
Bir sevinç gelecek ağaçların kupkuru dallarına
Açacak günün gül gibi kıpkırmızı yüzü
Ruhumuza can gelecek, canan gelecek
Islıktan geçilmeyecek yer-gök
Şaşıracak “barış” sözcüğü gördüklerinden
 
Baskın rüyalar korkutmayacak umutları
Alışacağız zeytin dalının özgürlüğüne
Rahatı kaçacak birilerinin, kaçsın
Işıklarla yıkanacağız, yıkayacağız günlerimizi
Şapka çıkaracak dünya “barış”ın önünde
 
Babam tutacak elimden, oğlum diyecek
Aşktır yaşamak özgür kaldığın sürece
Rıhtımında “barış” rüzgârları estirmek elinde
Issızlığı bilme, tenhalığa güvenme sen yine de
Şarkı söyle geleceğin güzel günlerine
 
 
2 Eylül, Perşembe
 
Okulun kütüphanesi. Bu yılın ders kitaplarını dağıttık sınıf sınıf. O arada gördüm Modern Öykücüler seçkisinin bazı sayılarını. Bu seçkinin tüm sayıları yok ne yazık ki çok eksik. Olanlarda da çağdaş dünya yazının en seçkin öykücülerinin ürünleri yer almış: Kafka, Böll, Borchert, Dürrenmet, Gottfried Ben (şair ama demek öykü de yazmış), Robert Musil, Avusturyalı şair Hugo v. Hofmannsthal, Traven, Anna Segers, Egon Erwin Krsch, Siegfried Lenz, Brecht, Thomas Mann, Hermann Broch, Ingeborg Bachmann, Max Frisch... hemen gözüme çarpan öykücüler. İnternetten bakacağım bu ilginç seçkinin ne kadar sürdüğüne. Belki de bizdeki öykü dergileriyle ilginç bir karşılaştırma da ortaya çıkabilir.
 
 
3 Eylül, Cuma
 
Yeni bir şiir. Nasıl aktı, aktı. Öyle ham ki, ben de öyle yorgunum ki! Aram soğusun biraz, ondan sonra ele alacağım yazdıklarımı.
 
Ham şiirle arama uzunca bir mesafe girmezse, giremiyorum o şiirin havasına, dünyasına. Sıcağı sıcağına şiiri ele almak iyi sonuçlar vermiyor her zaman., yanılabiliyor insan duygularına kapılıp. İlk anda iyi gelen dizelerin şiire nasıl zarar verdiğini çok gördüm.
 
Pek çok dizenin hantallığından, duygulu duruşundan... kurtarmak gerekiyor şiiri. Sonradan çalışmayla, ince ayarla şiirin eli yüzü ortaya çıkar. Onu da dinlendirmek gerekir bir süre, ondan sonra yenden masa başına oturmak, bir başkasının şiirini düzeltir gibi, okur gibi... çalışmak gerekir üstünde.
 
Ya oluşur şiir yayımlanmak için derginin birine yollanır, ya henüz bitmemiştir biraz daha bekletilir yeniden üstünde çalışmak için. Bir çırpıda şiir yazıp yayımlayanlar sonradan pişman oluyorlar mıdır acaba?
 
 
4 Eylül, Cumartesi
 
Yalnızca iki gün sürecek bir sanat, galeri etkinliği turuna çıktık ressam arkadaşım Abuzer Güler’le. Yedi sekiz galeri gezdik. Profesyonel işlerin yanında çok amatör çalışmalar da gördük.
 
Galeriler yeni çalışmaları, genç ressamları tanıtmak için böyle bir etkinlik zinciri oluşturmuşlar. Yenilerin resim, heykel çalışmalarına alışmak kolay değil. Aralarında beğendiklerim de olmasına karşın ilgimi çeken aman aman çalışmalar yoktu.
 
Heykel ve resimlerini hiç görmediğim Zeynep Delibalta’yla tanışmak sevindirdi beni bir tek. Kil, alçı ve taştan yaptığı özgün heykellerin yanında sıradan ve taklit pek çok çalışma da vardı. Kişiliğini oluşturan heykellerinde kadın olma halleri annelik, yalnızlık, aşk, sevişme, cinsellik... hemen göze çarpıyordu. Atölyesine birkaç kez daha gidip çalışmalarına iyice bakmam gerekiyor Zeynep’in yapıtlarının dünyasına girebilmem için.
 
Yorucu bir Kruezberg turundan sonra içtiğimiz şarabın tadı hâlâ damaklarımda. Peki, yayınevleri genç şairler için böyle bir şey düzenleyemezler mi yeni şiiri, yeni şairleri tanıtmak için?
 
Bunun üstünde düşünmeli biraz daha.
 
 
5 Eylül, Pazar
 
Hikmet, ölmüş. İnanılmaz bir şey bu. Aklım almıyor. Daha bu yazın “Şiir Ayvalık”tada birlikte şiir okumuştuk. Sonra Hayat Bahçesi’ne birlikte gidip dönmüştük. İki yıl önce bizim yan siteye taşınmıştı.
 
Ama evinin terasında güneş batıracak zamanı ne o, ne de ben bulabilmiştim.
 
Ayvalık’a gider gitmez bürosuna uğrar, geldiğimi haber verirdim ve ‘en kısa zamanda görüşelim’ derdik coşkuyla ama bir türlü görüşme fırsatı bulamazdık ailecek. Ya onun konukları olurdu ya da bizim.
 
Şu şiiri onu ne güzel anlatıyor:
 
“Bir dolu şey yaşadım geçmişimde
  Bir dolu kavgaya girdim
  Dünyayı karanfillere
  Bezemek adına
  Neyi başardım
  Nerede eksik kaldımsa  
  Yaşam
  Kazıdı yaşadıklarıma
  Şimdi bakıyorum da
  Kendime ters düşmemişim
  Haklıymışım en azından
  Savunduklarımda”
 
 
Sapına kadar dürüst ve ilkeliydi. Şiirleri Ayvalık’ın doğasını yansıtırdı. Kaz Dağları’ndan başlayıp Ayvalık’a getirirdi dizelerini hep: Geleceğe umudunu yitirmeden akşamları, günbatımları, aydınlık günleri, ilkyazın sevincini... yeni sevdalanmış bir gibi coşkuyla şiirine kazandırırdı yapyalın bir biçimde. Kitabı en çok hak edenlerden biriydi oysa, ama kitabı yoktu.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git