![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
İran, Oscar, Politika
![]() ![]() İran gazeteleri, “Ayrılık” filminin Oscar kazanmasını, bir İsrail filmini yendiği için İsrail’e karşı “zafer” şeklinde yorumladılar. Oysa, Oscar’a aday yabancı filmlerden biri olan “Dipnot” (Footnote), İsrail’de bir Filistinli için yaşamın ne kadar zor olduğunu anlatıyordu. İsrailli sinemacılar ödül töreninden iki gün önce İranlı meslekdaşlarıyla biraraya gelip adaylıklarını kutladılar. İsrail filminin baş oyuncusu Lior Ashkenazi, İranlılar için “Oturduk, içtenlikle sohbet ettik. Çok sıcak kanlı insanlar. Bizi Tahran’a davet ettiler, biz de onları İsrail’e davet ettik.” dedi. ![]() İranlı aydınlar filmi propogandaya alet etmeden, “ulusal onur kaynağı” diye nitelendirdiler. Sinema yönetmeni Tahmineh Milani, Oscar ödülünün İranlıların kalbindeki umudu canlandırdığını söyledi. Yarıdan fazlası İran İslam Devrimi’nin gerçekleştiği 1979’den sonra doğan İranlı gençler, birbirlerine yolladıkları mesajlarda bu ödülün geleceğe olan inançlarını pekiştirdiğini yazdılar. Film, politik bir mesaj içermese de, aşırı tutucu kesim film için ”Ülkeye dolaylı yoldan indirilmiş bir tokat” değerlendirmesini yaptı. Dinci yönetimin sözcüsü sosyolog Ebrahim Fayyaz, filmin İran’ı geleneklerin kıskacında kalmış yaşlı ve hasta bir adam gibi gösterdiğini, batıya göç etmeyi çözüm olarak sunduğunu ve zaten batının her zaman kendi politikaları doğrultusundaki filmleri ödüllendirdiğini söyledi. İran televizyonları Oscar törenini naklen yayınlamadı. Ama yasak olmasına rağmen çanak anteni olanlar naklen yayını gizlice izlediler. Devlet televizyonu daha sonra Farhadi’nin konuşmasını verdi. Haberde İsrail filmini “yenen” İran filmi övülürken, sürekli olarak ABD’de savaş boruları çalan İsrail’in bu ülke üzerindeki etkisinin azalmaya başladığı vurgulandı. Tuğladan, ilk gitar diye kabul edilen çalgı aleti tardan şaraba kadar dünyadaki birçok ilk’e imzasını atan İran topraklarında yaşamış eski uygarlıklar, daha milattan önce 2500 yılında bankacılık ve vergi sistemini pratik olarak uygulamanın ötesinde cebir, trigonametri, kimya ve tıp alanlarında devrim yaratan buluşlar gerçekleştirmişler. Eski çağlardaki Pers İmparatorluğu’ndan sonra Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Gazneliler ve Selçuklular da dahil birçok medeniyetin gelip geçtiği İran, gerçek anlamda bir medeniyetler beşiği. Bu uygarlıkların mirasıyla zenginleşen İran, dünyaya Firdevsi, Mevlana ve Hayyam gibi şair, filozof ve edebiyatçıları armağan etmesinin yanısıra estetik, incelik ve ustalık harikası antik eserleri, minyatürleri ve halılarıyla dünyanın en büyük müzelerini süslüyor. Bu zengin mirası yaşatmaya çalışan İranlı aydın ve sanatçılar, politikacıların çabalarını gölgelemesinden aşırı rahatsız. Sadece ülkelerindeki gericilik, baskı ve yasaklara karşı mücadele etmekle kalmıyor, İran’ın batı dünyasındaki imajını yumuşatmak için de uğraşıyorlar. Birçok İranlı aydın ve sanatçı, yurtdışına çıkmak yerine ülkesinde kalarak bazen hapisi göze alıyor, bazen de sanatını icra edebilmek için ödün vermek zorunda kalıyor. Asghar Farhadi’nin İran’da film yapabilmek için hapis ve sürgündeki meslekdaşlarına verdiği sözlü destekten cayması eleştirildi. Farhadi’nin filmi aslında hem politik sistemi, hem de değerler sistemini eleştiriyor. Ama sansürü aşabilmek için senaryodaki her sözcük dikkatle seçilmiş. Yönetmen film hakkındaki soruları yanıtlarken, herhangi bir mesaj vermeye çalışmadığını, değerlendirmeyi izleyiciye bıraktığını söylüyor. Gazetecilerin, “İran yönetimi ödülünüzü nasıl karşılayacak?” sorusuna, “ İran Hükümeti’nde herkes aynı görüşte değil. Film aday gösterildiğinde bazıları sevindi, bazıları sessiz kaldı, bazıları ise hiç sevinmedi. O yüzden şimdi ne olacak bilmiyorum.” diye yanıt verdi. Farhadi’nin ayrılık öyküsüyle aldığı ödüller, ülkesine uluslararası itibar ve saygınlık kazandırmaya devam ediyor. Bu arada 800.000 dolara malolan film, şimdiden 13 milyon dolarlık gişe hasılatı yaptı. Oscar sayesinde bu rakamın daha da artacağına kesin gözüyle bakılıyor. ![]() Melbourne’da Farsça El Yazması Kitaplar ve Minyatür Sergisi Love and devotion: from Persia and beyond (9 March–1 July 2012) State Library of Melbourne. Bu arada Melbourne’daki State Library’de (Devlet Kütüphanesi) 11. Yüzyıldan başlayarak 18.Yüzyıla kadar binlerce öykünün ve şiirin kağıda döküldüğü eşsiz el yazması kitaplar ile minyatürler sergileniyor. 9 Mart’da başlayacak olan sergi, ücretsiz ve hergün saat 10 ile 5 arasında açık. Perşembe günleri gece saat 9’a kadar açık olan sergide, Osmanlı döneminden birçok eser de yer alıyor. Avustralya’daki koleksiyonlardan ve İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nin Bodleian Kütüphanesi’ndeki koleksiyonlardan derlenen sergi, İran kültürünün tanıtılmasını amaçlayan iki günlük bir konferans (12-14 Nisan 2012) ve bir dizi etkinlikle tam bir festival havasında geçecek. Tarih boyunca içiçe yaşayan ve her alanda birbirinden etkilenen Türk ve İran kültürleri, kuşkusuz iki ülkenin insanlarını da yakınlaştırıyor. Bu sergi, komşumuzu daha iyi tanımamız için iyi bir fırsat olacak.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |