A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İtaat, güven ve velayet...

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Ferruh Dinçkal | 17 Aralık 2007 04:15:44

İnsanların, yetke dayatmasına boyun eğdikleri ya da razı oldukları açık. Ancak, yetke dayatmasına razı olmalarının gerektiği o kadar açık değil. O halde sormalıyız: Hangi koşullarda ve niçin bir kişi ya da kişilerin ötekiler üzerinde yetkesi olmalıdır?

Yetke sözcüğünün sözlükteki karşılığı: Yeterliğine herkesi inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, velayet.Ama yetke sözcüğünün biri betimleyici öteki işlevsel (otoriter) iki anlamı var.
 

Betimleyici anlamına baktığımızda, yerleşmiş ilkeler ve yükümlülüklerden söz edildiğini görürüz. Yani davranışların hangi inançlar çerçevesinde tanımlar, bireylerin nasıl davranmaları gerektiğini belirtmez. 
 
İşlevsel anlamı için ise sanırım bir şey söylemeye gerek yok. Buyruk vermektir.
 
Devlet, sınırları belirlenmiş bir toprak üzerinde güçlü bir yetke ile donanmış ve bu yetkesini o toprakta oturan nüfus üzerinde kullanan bir grup insanın oluşturduğu tüzel bir varlıktır.  
 
Şaşıracak bir şey yok...
 
Elbette bu tanım kendini demokratik olarak niteleyen devletler de olmak üzere bütün devletler için geçerli.
 
Devletin belirleyici özelliği, yetkeye, yani yönetme gücüne ya da siyasetcilerin, sosyal bilimcilerin deyimiyle egemenliğe sahip olmasıdır. Örnek mi? Kralın mutlak hakimiyetindeki devlete monarşi, halkın devlete sahip olması ya da “olduğunu sanması” haline ise halkın egemenliği deniyor !!!
 
Yetke, yönetme hakkı, buna bağlı olarak da, boyun eğme zorunluluğudur. Devlet bunun için zamana, günün koşullarına, o topraklarda oturan nufüsün deneyimlerine göre yetkiler ile donanır.
 
 
Yetke tanımının betimsel anlamıyla devlet:
bir toprak üzerinde yaşayanlar üstünde yetkeye sahip bir örgütlenmedir.
 
Ya da yetke tanımını buyurucu anlamında alırsak devlet:
bir toprak üzerinde yetke kullanan bir grup insandır.
 
Yetişkin insanın buyruk ile inandırıcı sav arasındaki farkı algılaması beklenir:   
 
İnandırıcı sav:  Yetke tarafından bir şeyi yapmamız buyrulduğunda, tehdit altında olmasak bile buna uymayı seçebiliriz. Çünkü yapmamız gereken bir şey olduğuna inanmış ya da aklımıza yatmış olabilir.  
 
Buyruğa itaat: Devlet tarafından verilen talimatı bize taşıyan kişinin veya kuruluşun örneğin polisin, bizim üzerimizde bir yetkesi olduğunu varsayabiliriz. Bu da bizim inandığımız ya da savlarını kabul ettiğimiz için ona uyduğumuzu açıklar. Ancak, bu hareket, buyruğu veren kişinin veya kuruluşun yani bu örnekte polisin, kendisinin bir yetkesi olduğunu ya da bizim böyle bir yetkeyi kabul ettiğimiz anlamına gelmez.
 
Genelde insanların, yetkeyi kabullenmesinin birçok nedenleri olduğunu söyleyebiliriz:
 
Bütün yazılı tarihi göz önüne aldığımızda, en basit nedenin geleneğin buyurucu gücü olduğunu görüyoruz. Bir şeyin uzunca bir süre uygulandığı için neredeyse yasallaşmış sayılması, töre hükmüne geçmesi, genel kanıya uygun olması ve bunun ileride de sürmesi için birçok kişinin gözünde yeterli sayılıbiliyor.
 
  • Karizmatik ya da idolleştirilmiş kişiler, yetke sahibiymiş gibi davranabiliyorlar. Bu kişiler çevrelerin gönüllü olarak itaat eden bireyleri topluyorlar. Bir kez mürit olunca, önderlerinin buyurmaya hakkı, hatta yetkesi olduğuna iyice inanıyorlar.
 
  • Kralların kalmadığı, peygamberlerin soyunun tükendiği günümüzde, bürokratik orduların, kurumlaşmış dinlerin dünyasında, yetke artık resmi makamlardaki kişilere veriliyor.
 
  • İnsanlar, matbu formlar, nişanlar, plakalar, rozetler gibi görünen resmi işaretlere göre davranmaya şartlanıyor. Yalnızca bir üniformanın görülmesi bile çoğu zaman üniforma içindeki kişiye itaat edilmesi gerektiği duygusuna kapılmaya yetiyor.
 
  • İdolleştirilen kişilere, kendimiz seçmemize karşın başbakanlara, bakanlara itaat edilmesi gerekiyormuş gibi hissediliyor.
 
 
 
Arkalarında küresel sermaye bulunan filanca uluslar arası bir yayın kuruluşunun yorumu bunları desteklemiyor mu?
 
 
Oysa ciddi biçimde sormamız gerekiyor: Hangi hallerde - buyurucu anlamında - devlet var olmalı veya olmalı mıdır?


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 9 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git