![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
İki Karakter
![]() Varsa Galatasaray, yoksa Galatasaraydı hayatında. Esas ismi Mehmet Şevki Günay’dı, bu isim ile tanıyanlar çok azdır, amma Karıncaezmez dendiği zaman herkesin aklına Şevki gelirdi. Karıncaezmez’in giydiği gömlek sarı kırmızı olurdu, pantolonu sarı kırmızı, hatta yün bere takardı, o bile sarı kırmızı renkte olurdu. Galatasaray’ın galibiyetine en sevinen o olurdu, mağlup olduğunda da en üzülen Karıncaezmez’di. Bazıları ona Amigo derlerdi amma değildi, bir yakasında sarı kırmızı karanfil, diğer yakasında kırmızı beyaz karanfil takardı. Tam bir memleket aşığı idi. 1919 doğumlu olan Karıncaezmez İstanbul’da belediyede otobüs şoförlüğü yapardı. Yakasına karanfil taktığından, olmadığına inandığım Belediye Otobüsleri Şoförleri Giyim Kuşam nizamnamesi çıkınca, görevinden istifa ettiği söylenir. Galatasaray galip gelince etrafındaki taraftarlarla Taksim’e yürür, caddede trafik durur, oradan da İstiklal Caddesi yolu ile Galatasaray lisesine varıp, orada asker selamı ile okulu ve Türk bayrağını selamlardı. 1970li senelerde talihsiz bir itişmede, tirübinlerden aşağıya düşer ve kolu kırılır. Mağlubiyetlerin sebebi olarak Karıncaezmezi gösteren bazı fanatik taraftarların bu davranışları, Şevki’yi çok üzer ve türbinlere küser. Kolundaki kırığın ne yazık ki kaynaması düzgün olmaz, tekrar kırılır ve kangren olur. Kolunu kaybetmesinden sonra, eşi de onu terk eder. Peşinden arabasına haciz gelir, bütün varlığını adadığı Galatasaray sevdasından elinde bir şey kalmaz. 23 Mart 2000 tarihinde Galatasaray’ın Mallorca’yı elediği gün hayata veda eder. Bir ömür sona erer. Sonunda elde kalan bir isim Karıncaezmez. İstanbul’un bir başka renkli ismi Sülün Osman’ dır. Asıl adı Osman Ziya Sülün 1923’de Istanbulda doğar. Osman Ziya’ın çocukluğu konusunda fazla bir bilgi elde olmamakla birlikte, yaptığı dolandırıcılık faaliyetleri ile ün salar. Benim temiz yurdum insanı kendine iyi niyetle yaklaşıldığını düşünerek, söylenen bir çok konuya inanır. Taksim meydanına kurduğu paspasların üzerinden her geçen insandan para toplaması, yaratıcılık açısından inanılması güç bir girişimdir. Dolmabahçede saat kulesinin önünde durup saat ayarı yapanlardan para toplama gösterimi ile saati satması çok kolay olur. Kullandığı erkete veya yemlik adamları nereden bulur, nasıl kurgular? Düşüncenin ötesinde bir senaryo gerektirir. Bunu başaran bir kimsenin yapamıyacağı iş kalmaz diye düşünmekteyim. Hele Taksim’de İş Bankası’nın kumbara tipli bir saati vardı. O saati bile sade vatandaşa satmasıyla filimlere konu olmasının tahayyül bile edilemiyeceğini düşünmekteyim. Gerçek hayatta bu olaylar olmaz diye düşünürsünüz amma, Sülün Osman’lı İstanbul’da sıradan olabilecek bir dolandırıcılık hadisesi olarak kabul edilir. Konu hem komik, hem de şirindir. Osman Ziya Sülün’ün hapishanede kaldığı süre içinde bir de ‘Alınteri ile Yaşamak’ adlı kitap yazdığı bilinir. Hakime anlattığı ve kendisini savunduğu bir dolandırıcılık hadisesini o kadar güzel süsler ki, nerdeyse hakim bile onu haklı görmeye başlar. Kuyumcunun akşam kepenk kapatmasından hemen sonra dükkanın önünde vitrine bakan yurdum insanına yaklaşan Sülün, hasta eşinin bileziklerini satmak için getirdiğini söyler. Kuyumcu kapalı, hasta olan eşine ilaç yetiştirmek zorunda olduğunu söyliyerek, bin liralık bilezikleri üç yüz liraya verebileceğini söyler. Yardım sever sade vatandaş istenilen parayı verir, bilezikleri alir. Yurdum insanı ertesi gün bilezikleri kuyumcuya götürür, sahte olduğunu öğrenince dolandırıldığını anlar. İnsan analiz etme yeteneğinden olayı Sülün Osman’ın Fransa’ya bile konferans vermeye çağırıldığını okumuştum. Bu konferansta lisan bilmediği için Fransa büyük elçiliği bir de tercüman tahsis eder. Sülün Osman bu konferansa gitmeyi kabul etmez. Meraklı insanlar ‘Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez niye gitmedin?’ diye sorarlar. Bu soruya yanıtı çok ilginçtir ’ Tercümana güvenmedim, sahtekar birine benziyordu’ diye yanıtladığı söylenir. Biri Karıncaezmez, ülkesini, Türk Bayrağını ve Galatasaray’ını özünden fazla seven bir insan, diğeri ise gözüne kestirdiği sade vatandaşı acımadan aldatan, ikna kabiliyeti kuvvetli bir karakter, Sülün Osman. Bu gün yurdumun güzel insanları Karincaezmez’ler, ülkeye dağılmış ve inanmadıkları halde enjekte edilen konuları savunan 63 Sülün’leri dinlemekte diye bir sözüm geldi, söyledim hem nalına hem mıhına.
Yorumlarmetin atamer
{ 09 Mayıs 2013 13:02:49 }
Kanimca Deniz Yusuf ve Huseyin i iyi taniyan bir insanim. Mahir ve Sinan i da yakin tanidim.
Baska insanlarida tanidim ben bu yasima kadar. Bu ulkeyi idare ettiklerini dusunen insanlar cok ama cok hata yaptilar.Tarih bunlarin kacini yazacak bilmiyorum.Ama siz yazin. Erdogan Uzunoz
{ 09 Mayıs 2013 06:00:20 }
Hur kalemden bir bolum;Bugun gunlerden Deniz, Yusuf,Huseyin...Oyle bir ates yaktilar ki; sonmuyor! Sondurulemiyor! Atesin dev cinarlari buyuyor. 6 Mayis 1972 Tan agarirken adalet kendini idam ederken; Deniz,Yusuf, Huseyin daragacinda filizlendi. Bu gun gunlerden Deniz,Yusuf, Huseyin... Ey baharlarimi; daragacina gonderen zihniyet. Ey maskesini takan! Ey paraya tapan! Ey ulkeyi satan! Vatani yikmaya calisan hain! Soyle: Gercek yurtseverlik nedir? hic akliniza geldi mi? Bilesiniz, bizim yuzyillara meydan okuyan, CINARLARIMIZ VAR CINARLARIMIZ!!!!!!
Diğer Sayfalar: 1.
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |