A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Eski bir defterle buluşma (2)

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 25 Mayıs 2013 13:49:25

Bir öykü yazmış ortaokul yıllarında. Ya da bir anlatı, izlenim. Kapağında nilüfer baskıları ve kendi karalamaları olan eski deftere. Bilgisayarın olmadığı, hala kalemlerin kağıtların kullanıldığı o yıllarda. Adını, Bir Günün İçinde koymuş. Bir günün içinde, şehrini anlatmış. Belki de hayalindeki bir şehri. Neyin gerçek, neyin hayal olduğu mu? Bilinmez...

Yeni uyanan sokakları görmüş ilk gençliğin eşiğindeki, yazma heyecanıyla dolu çocuk. Yola çıkan günü görmüş. Ve öykü başlamış...

Güneş yeni yeni doğuyor. Henüz kentin sokaklarında kimseler yok. Arada bir fabrikalarına giden işçiler göze çarpıyor. Ama bunlar erken gidenler olsa gerek. Çünkü asıl fabrika saati gelince akın ederler.

Bir süre sonra öteki işçiler görünmeye başlıyorlar. Çoğunun üzerlerinde bol bir pantolon, eski bir gömlek var. Bir kısmı ise daha derli toplu giyinmiş. Onları işyerlerinde tulumlar bekliyor. Çoğalıyorlar. Fabrikaya gidebilmek için ilk otobüsü beklemeleri gerekiyor. Durağa geliyorlar. Beş, on, onbeş dakika geçiyor. Uykular dağılıyor, söylenmeler başlıyor.

Nerde kaldı bu otobüs?

Vaktinde geldiği görülmüş şey mi? Yine geçikti işte.

Bu memlekette hangi iş düzenli yürüyor ki bu yürüsün.

Haydi canım sen de. Yalnızca burada mı? Bütün dünyada böyle.

Bu sırada otobüs geliyor. Tıklım tıklım doluyor işçiler. Şoför sürüp gidiyor külüstür arabayı. Kocaman kocaman görültüler çıkarıyor motor.

Sonra köşedeki gazeteci çocuğu fark etmiş yazan çocuk.  Omuzunda heybesiyle ağır ağır yürümekteymiş gazeteci. Bir kedi yavrusu varmış bir evin bahçe kapısında. Gazeteci kediyi görmüş. Yazma heyecanıyla dolu çocuk, hem kediyi hem gazeteciyi görmüş.

Birisi gazete istemiş. Gazeteci sevinçle vermiş.  Adam şöyle bir bakmış gazeteye, spor sayfasını çevirmiş. Bu haftaki maç çok önemli, demiş kendi kendine, bizim takım bir kazansa.

Saatler ilerlemiş, öykü sürmüş gitmiş...


 Güneş hafifçe yükseliyor gökyüzünde. İşçiler, memurlardan sonra iş adamları çıkmaya başlıyorlar evlerinden. Bir kısmı otomobillerine biniyor. Bir kısmı yürüyor.

Gazeteci  kediyi bırakıyor. Bir simitçi geçiyor o sırada. Gazetecinin yanına geliyor, bir yandan da bağırıyor. Taze simiiit... Gazeteci çocuğun da kedi gibi karnı aç. İki simit alıyor. Bir parça kedinin önüne atıyor. Geri kalanları büyük bir iştahla kendi yiyor. Kedi önündeki lokmaya bakıyor. Kokluyor...Yesem mi yemesem mi diye düşünüyor sanki.

Caddedeki dükkan sahipleri dükkanlarını açıyorlar. Çoğu açmış bile. Manav marulları suluyor. Sonra yere çeviriyor hortumu, kaldırımı suluyor. Kasabın çırağı kapının önünde durmuş, ustasının gelmesini bekliyor. Güneş biraz daha yükseliyor. Genç bir delikanlı motosikletle hızlı, gürültülü, tozlu bir şekilde geçiyor.

Ah, işte tamam, manavla kasap ve öbür esnaf öyküye girmişler şimdi.

Yazan çocuk, çarşı esnafını seviyormuş. Yaz sabahlarında dükkanlarının önünü sulayan, kapının önünde durup birbiriyle şakalaşan, akşam üzerleri dışarı birer tabure atıp dostlarını ağırlayan güleryüzlü bakkalı, manavı, kasabı, berberi seviyormuş. Ustasının öğlen yemeği için köfte ısmarlamaya gönderdiği çırağı; babasına yemek getiren bakkalın oğlunu; berberin kulağına dayadığı ufacık radyosunu; kasabın kollayıp baktığı kedileri, köpekleri... Haftasonu oynanacak büyük maçı bahane edip şakalaşmalarını seviyormuş.


Manavla kasabın dükkanları yanyana. Müşteri olmadığı zamanlarda maçı konuşuyorlar.

....... kazanacak, diyor biri, öbürü tam aksini söylüyor. Hayır, ........ kazanacak.

Bizim oğlanlar gidiyorlar maça, ben de gitsem dedim ama, üşendim, diyor az ilerdeki berber yaklaşarak.

Onun gelmesiyle kasap, ikiye karşı bir kalıyor. Tuttuğu takımı şiddetle savunuyor, ama diğer ikisi sözleri ağzına tıkıyorlar bir yandan gülerek.

Öğlen yemeği için evlerine gidenler manava uğruyorlarmış kimi zaman.

Manav, İşte bizim Hasan bey geliyor, diyor. Çok huysuz adamdır, aman dikkat. Ya da,

Buyur Mehmet efendi, nerelerdesin yahu? Kaç gündür görünmüyorsun. Gözlerimiz yollarda kaldı.

İncirler, üzümler, salatalıklar, biberler kesekağıtlarına konuyormuş. Yazan çocuk, manavın kesekağıtlarını seviyormuş. İncirlerin olgunluktan kesekağıdının dibinde bıraktığı izi, ıslaklığı seviyormuş.

Gün uzuyor, gölgeler uzuyor, yazan çocuk yazıyormuş.


Ev hanımları alışverişe çıkıyorlar. Biri kasaba uğruyor, diğeri manava. On iki, on üç yaşlarında bir kız tuhafiyeciye giriyor. Annesinin ısmarladığı lacivert makarayı alıyor.

Birkaç genç kız ellerinde dondurmalarla geçiyorlar. Beş altı kişilik bir grup bisikletle dolaşıyor.

Arkadaki büyük arsada gençler maç yapıyorlar. Her biri tuttuğu takımın oyuncularından biri gibi hissediyor kendini.

Yedi yaşlarında bir çocuk bisiklete binmeyi öğreniyor. Bisikleti pırıl pırıl. Herhalde yeni alınmış. Daha büyük iki çocuk onu arkasından tutuyorlar. Bağrışıyorlar.

Sonra akşam inmeye başlamış şehrin üzerine.

Güneş alçaldı, dağların ardında battı. Sokaktaki çocukların bazıları evlerine giriyorlar. Bazıları ise hala girmek niyetinde değil. İçlerinden birinin annesi bağırıyor.

Haydi oğlum, bakkaldan yoğurt al ve eve gel.

Çocuk, annesinin, sıkışık, küçük apartmanın ta üst katlarından birinden attığı parayı alıyor. İstemez adımlarla bakkala doğru yürüyor. Yoğurtla birlikte kendine bir çikolata almayı düşlüyor.

Berber ile kasap dükkanlarını kapatıyorlar. Manav, dükkanı çırağına bırakıp eve gidiyor. Sonra tekrar gelecek. Bakkalsa hala dükkanda, müşterilerine ekmek, yoğurt, gazoz yetiştiriyor. Kim bilir kaçta kapatacak dükkanı.

Karanlık çoktan kendini gösterdi. Bir gün daha usul usul bitiyor.

Gün bitmiş, ilkgençliğin eşiğindeki yazma heyecanıyla dolu çocuk evine girmiş, üzeri nilüfer baskılı defterini eline almış.


Günün içinden notlar – Eski bir defterle buluşma (1)


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git