
Bu günlerde reklam afişlerinde, televizyon ekranlarında yoğun bir şekilde nükleer santral konusu işlenmekte. Hani bilinç altına, nükleer santral konusunu gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında devamlı işlenirse, toplum nükleer santral yapımını kabul eder mantığından hareket edilmekte.
Nükleer santral konusu ekranlara geldiğinde sizlerin de benim gibi hemen Çernobil Nükleer Santral felaketini hatırladığınızı düşünmekteyim. Tabii nükleer santral kazasının sadece Ukrayna’daki Çernobil’de meydana gelmediğini hafızamızı tazeleyerek bilgilerimizi yenileyerek düşünmek gerekir. İsterseniz nükleer santral kazalarından bir kaçına göz atalım.
Teknolojik alanda Gelişmiş Ülkeler sıralamasında en önlerde olan Amerika’daki Three Mile Island Nükleer Enerji Santralı’nda 28 Mart 1979 senesinde büyük bir kaza yaşanır. Sistemde ana kazan tahliye vanasında meydana gelen bir hatadan dolayı sistem çalıştırıcıları, soğutucu sistemin basınçlı kristallerini atmosfere yansıtarak basınç düşürmeyi denerler. Reaktördeki aşırı ısınmayı önleme adına yapılan bu büyük hatayı düzeltmeye çalışanlar, göstergedeki yedek havalandırma ışıklarını farketmemeleri sonucunda, atmosfere radyoaktif iyot ve radyoaktif gazların salınmasına engel olamazlar. Soğutma suyundaki yönlendirmede yapılan hata ile ırmak yatağına radyoaktif salınım önlenemez. Bunun neticesinde yöre ve rüzgarın etkisi ile yayılan yerler de etkilenirler. Bu gün bile bu kazanın etkisi ile kanser vakalarında yaşanan artışın önüne geçilememesi üzüntü vericidir. İşletme hatasından meydana gelen bu kazada santralın maddi zararı ise milyar dolarla ifade edilmektedir.
Bu kazadan daha elim bir kaza 26 Nisan 1986’da Ukrayna’nın Kiev şehrine 140 kilometre mesafede bulunan Çernobil kentindeki nükleer santralde meydana gelmiştir. Santral çalıştırıcıları, düşük seviyede soğutma suyu ile sistem çalıştırma deneyi yaparken, göstergelerin değerlerini dikkate almamalarından ötürü artan ısı ve basınçla hidrojen patlamasının oluştuğu söylenmekte. Hidrojen patlaması, reaktörlerdeki ısının aşırı artmasına neden olur. Sonucunda nükleer santralda meydana gelen yangın, sadece kendi çevresine değil, bütün Karadeniz ülkelerine etki etmiştir. Karadeniz’de yaşayan ülkelerdeki insanlar bunu hayatları ile ödemekteler. Bu gün bile işletme hatasından meydana gelen kaza ve etkileri konusundaki gerçekler üzerinde çok konuşulmaktadır.
Yine bir Mart ayı, 11 Mart 2011, yer Japonya’daki Fukuşima Nükleer Santralı. Honşu adası açıklarında meydana gelen bir deprem sonrası oluşan tsunami ile dev dalgalar Japonya’yı vurur. Katlanarak artan bu dalgalar Fukuşima Nükleer Santral binasının boyunu aşarak kıyıyı kaplar. Bu büyük dalgalar santral binasına dolar. Binanın içinde zeminde bulunan yedek dizel jeneratörler sular altında kalır. Besleme ve soğutma suyu sistemini çalıştıracak olan jeneratörler sular altında kalınca, reaktörlerin soğutulması imkansızlaşır. Burada da aşırı ısınan reaktörlerde hidrojen patlaması meydana gelir. Bu olaydan dolayı nükleer sızıntının önüne geçemezler. Fukuşima Nükleer Santralında, işletme ve tasarım kusurundan kaynaklanan hataların bedelini insanlar hayatları ile hala ödemekteler.
Gelelim Türkiye’nin işletme konusundaki başarısızlık karnesine. Türkiye’de devletin yönettiği bir işletmeyi ele alalım. Devlet Demir Yolları. Geçtiğimiz son 60 senenin değerlerine bakmakta yarar vardır.
•7 Ekim 1945 senesi Erzincan Bağış arasında iki yolcu treni çarpışmasında 40 kişi ölü 40 kişi yaralıdır.
•9 Ekim 1948 Ankara’da bir yolcu treni raydan çıkar 38 kişi ölü, 103 kişi yaralı vardır.
•17 Mayıs 1952 yer Ulukışla, yolcu treni yoldan çıkar 31 kişi ölür 15 yaralanır.
•20 Ekim 1957 İstanbul, iki yolcu treni çarpışır, 95 ölü 150 yaralı kayıtlıdır.
•30 Nisan 1961 İstanbul, iki yolcu treni çarpışır 15 kişi ölür,70 yaralı bulunur.
•31 Ekim 1972 Eskişehir, bir yük treni yolcu trenine çarpar, 38 kişi ölür 90 kişi yaralanır.
•5 Ocak 1979 Ankara, iki tren çarpışır 20 ölü 136 kişi yaralıdır.
•9 Ocak 1979 yine yer Ankara, iki tren çarpışır 32 kişi ölü 81 yaralıdır.
•3 Mayıs 1980 İzmit’te iki yolcu treni çarpışır. 17 ölü 25 yaralı kurtulur.
•7 Haziran 1980 Kayseri’de iki tren çarpışır. 25 ölü, yaralı kaydı bulunmamaktadır.
•22 Temmuz 2004 Ankara-İstanbul seferi yapan yolcu treni raydan çıkar 36 kişi hayatını kaybeder, 74 kişi yaralanır.
•11 Ağustos 2004 İzmit’te iki tren çarpışır 8 kişi ölür 88 yaralı kurtulur.
•27 Ocak 2008 tarihinde Kütahya’da raydan çıkan tren kazasında 9 kişi ölür, 37 kişi yaralı vardır.
İşletmeler konusunda başka çarpıcı bilgileri burada peş peşe sıralamaya gerek olmadığı kanaatindeyim. Ancak kömür işletmelerinde meydana gelen kazaların istatistik değerlerine bakarsak, çok çarpıcı bilgilere ulaşmamız mümkündür. Sadece geçtiğimiz 2014 senesinde Soma’ da meydana gelen maden işletme kazasında yitirdiğimiz 301 vatandaşımızın acısını hala yüreğimizde hissetmekteyiz.
Nükleer Enerji Santralı konusunu incelemeden önce işletme karnemizi tetkik etmemizde yarar olduğu kanaatindeyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.