A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

BALIK

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 25 Temmuz 2023 21:52:36

İnsan yaş aldıkça eskileri daha fazla hatırlarmış. Eskiye ve yaşanmış güzel hatıralara bir özlem mi bilmiyorum. Genelde çocukluğum gelir hep aklıma. Ankara’da Kurtuluş semtinde bir evde otururduk. Mahallemizde kaloriferli ev olmadığını hatırlarım. Evimizde koridorda kurulu bir sobamız vardı, sobanın içinin ateş tuğlası ile örülü bir yapısı olduğunu hatırlıyorum. Kışları çok sert ve karlı geçerdi. Kasım ayında mutlaka Ankara’ya kar yağardı. Kar yağmadan önce kışlık odun ve kok kömürü alınırdı. Hiç unutmam İncesu deresinin Sıhhiye’de bulunan pazar yerine yakın bir yerinde, köprü bulunurdu. Köprünün başında da bir odun kömür ardiyesi yer alırdı. Bir kış yetecek kadar odun ve yaklaşık yarım ton kadar kok kömürü alırdık.



İçi tuğla örülü kömür sobası, sabah bir kere doldurulup yakılırdı. Bir gün ertesi sabaha kadar o soba, evi ısıtırdı. Sobadan çok az kül çıkar, onu da bahçedeki ağaçların diblerine dökerdik. Bunu niçin yapardık bilmiyorum. Ancak bu soba yirmi dört saat ısıtırdı. Soba her gün doldurulur ve yakılırdı.
 
Alınan kömür ve odun bir kış yeter miydi? Bilmiyorum. Fakat ilk alınışta yarım ton kok ve bir çeki meşe odunu alınırdı. Sobanın ısısı hiçbir şeye benzemezdi. Karlı günlerde mahallede, boş zamanlarımızda, trafik yok denecek kadar az olduğundan, kızak kayar, donana kadar karlarda debelenirdik. Hatta kimi zaman bahçelerde bulunan tahta merdiveni bile kızak niyetine kullanıp, grup halinde yokuştan aşağıya kayardık.

Dışarda kardan ellerimiz iyice üşüyünceye kadar oynar, hiç bırakmak istemezdik. Ellerimiz soğuk ve kardan ıslanıp iyice üşüyünce eve girer, sobanın yanında bir miktar ısınıp tekrar sokağa çıkardık. Bu sokaklarda çok sevdiğim arkadaşlarım vardı. Kimilerini yaşam sürecinde kaybettik, ama hala haberleştiğim eski arkadaşlarım bulunmakta. Bizler çocukluğumuzu doya doya yaşadığımıza inanmaktayız.

O zamanlar Ankara radyosu akşamları birkaç saat yayın yapar sonra istiklal marşı ile kapanırdı. Başka da bir eğlence olmadığından, bahçelerde oyun oynamak, yani dış mekanda zaman geçirmek en büyük zevkimizdi. Kışın başka, baharda başka, yazın bir başka alemdi. Yazları, şimdiki gibi deniz kenarlarında denizle buluşmak hayal bile edilmez, Ankara’da yakın çevremizde arkadaşlarımızla oyun icat ederdik.
Kış aylarında, bazı akşamları, rahmetli peder, Ankara’ya zaman zaman gelen balıklardan alırdı. Genelde küçük kolyoz ve uskumru alıp eve getirirdi. Akşam olunca sobadaki ateş çok aşağıda kaldığından, sobanın üst kapağına göre yaptırılmış balık teline, balıklar dizilir, sobanın içinde ağır ağır pişmeye bırakılırdı. Rahmetli peder her aldığı balık hakkında bizlere bilgi verip anlatırdı.

Mühendis mektebine gitmeden evvel, Ziraat mektebinde okumuş  olduğundan, balıklar konusunda da bilgisi vardı. Bizlere, protein bakımından insanın balık tüketmesinin faydalarını anlatır, Ankara’da, o tarihte, balık pazarına gelen en taze balıktan aldığını söylerdi. Balığın taze olmasına dikkat ederdi. Bunu da bize, balığın kafasının iki yanında bulunan taraklarından anlaşıldığını izah ederdi. Pişirmeden evvel elleri ile taraklarını açıp, parlak kırmızı rengine ellerini sürüp anlatırdı. Sonra baş kısmını koklar , bize de koklatır, kötü koku olup olmadığını kontrol ederdi.
 
Çünkü balık bayatlamaya başladığında, baş tarafı ve tarakları değişik kokmaya başlardı. Zaten bir konu yozlaşmaya başladığında, işin ehemmiyetini belirten ve konuyu kontrol eden mekanizmanın yozlaşmasını ifa eden şu deyimde olduğu gibi:
‘ Balık Baştan Kokar ’
 
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, bir perdenin önünde seyrettiğimize inanmaktayım. Hatırlar mısınız, çocukluğumuzda Mehmet Muhittin Sevilen isimli bir perde sanatçısı vardı. Türkiye’de  büyük şehirlerde, birçok okulları gezer, sanatını icra ederdi. Biz kendisini Hayali Küçük Ali diye hatırlarız. Karagöz ve Hacivat’ı perdede seslendirir, bizleri hem güldürür hem de düşündürürdü. Hacivat ve Karagöz tiplemeleri ile diğer Çelebi, Zenne, Tiryaki, Beberuhi, Matiz, Külhanbeyi , Çengi ve Arnavut gibi farklı tipleri de, perdeye yansıtırdı.

Bu tiplerin sallanan ayak ve elleri, ana gövdeye bağlanır, gövde de bir sopaya bağlı olurdu. Hayali Küçük Ali, sopayla tipleri oynatır ve perde arkasından seslendirirdi. Bu gösterinin ipleri Hayali Küçük Ali’nin elinde olurdu. Bizlerin de, bir tepede oturanları uzaktan çubukla idare eden güçlerin sergilediği oyunun perdesini, karşıdan seyreden ahali olduğumuzu düşünmekteyim, ancak bu oyun artık Beştepe, sermaye kuruluşları ve onların efradından başka kimseye keyif vermemekte, balığın baş tarafının artık kokmaya başladığına inanmaktayım diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
 


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git