A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İnsanlığın Yenilişi

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 3 Yorum | 30 Mayıs 2008 21:21:44

İnsanın toplumsal sistemleri var edişi, gerçek içsel ilişkiler üzerine değil, yaşam deneyimlerinden kaynaklanan mekanik imgesel ilişkiler üzerine kuruludur. İnsanoğlunun günümüz dünyasında kendisine yarattığı yaşam sistemleri tam bir yanılgıdır, yabancılaşma üzerine kuruludur, simülatiftir ve iflas etmiştir.

İnsanlığı yöneten sistem ve ideolojiler, insanın gelişim düzeyi ve zeka seviyesi ile doğrudan paralellik içermekle birlikte tamamen, obsesif ve hastalıklıdır. Karşıt önerme ise şudur; insanın doğaya dönmesi, hayvanların ampirik deneyimlerini, binlerce yıllık insanlaşma sürecinin hafızasında biriken teknolojiyle entegre ederek bir yaşam platformuna dönüştürmesidir… İnsanlığın içinde bulunduğu en büyük zaaf ise “Erdemsizliktir”. Bugün damarlarımızda pıhtılaşan kurumsal düzen, kevaşeliğini yaptığımız hayat tragedyasının kitlesel üstbenliğini oluşturmaktadır.
 

Çok yazık ki, mikrosundan makrosuna, yerel yönetiminden ülkeler üstü yöneticilere kadar hepsi bir deveranın içinde top yekun bir körleşme hastalığının mağdurları olmuş durumdalar. İnsanlık, yenidünya düzeninin, siyasi ideolojilerin manipülasyonunda, mekanik ve endüstriyel üretim ilişkileri ile paralel gelişmektedir, çobanın koyunları güttüğü gibi oradan oraya koşulmaktadır. Manipülasyonun çıkış noktası ise çok iyi bilinmektedir ki, gücünü ve liderliğini kapitalizmden alan çok uluslu sermayeler ve onların uşaklığını yapan devlet yöneticileridir; Bush’lardır.
 
 
Ancak Bush’lara fazla girmeden siyaset üstü bir fikrimin olduğunu anlatmak istiyorum. Eğer sınırda yaşamıyorsan bu dünyada çok yer kaplıyorsundur. Bazen Yiğit diyorum, benden kurtul, git başka dünyalar var, sadece git… Ama gidecek hiçbir yer yok. Aslında her yer burası. Gideceğim her yerde Bush’lar olacaksa, kapitalist sömürü olacaksa gidecek bir yer olmadığı çok açık. O halde geriye bu dünyayı değiştirmekten başka bir seçenek kalmıyor.
 
 
İnsanoğlunun en büyük yanılgılarından biri de kendinde hayata müdahale yetkisini görmesidir. Bu yanılgının nedeni “Zeka”dır. Yönetmen Stanley Kubrick’in, bilim adamı ve bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke’la birlikte oturup 1968’de sinemaya aktardıkları “2001: A Space Odyssey” adlı sinema klasiğinde zeka şöyle ele alınıyor; günümüzden 4 milyon yıl önce Afrika çöllerinde bir maymun adam hayvan leşleri arasında bir kaval kemiği bulur. Bu kaval kemiğiyle diğer kemikleri kırabileceğini fark eder. Elindeki güç aslında bir silahtır. Maymun adam, klanını su birikintisi önünde diğer klanın üyelerine karşı elinde bu silahla korur. Karşı klanın üyesi bir maymun adamı bu silahla öldürür. Daha sonra zekasına hayran kalarak sevinçle elindeki kemiği gökyüzüne doğru fırlatır. Kemik dünya yörüngesinde yol alan uzay gemisine dönüşür. Aradan 4 milyon yıl geçmiştir. Ancak zeka, bilinçli gelişmemiştir. Akılsızlık ve erdemsizliklerinin sonucunda kendini bu döngünün, bu hırs tuzağının içinde bulan insanoğlunun en büyük hastalığı kendi egosudur. Aynadaki aksine bakarak mastürbasyon yapan insanoğlu, megalomani tuzağına düşmüş bu çirkin hayvan, kendini olduğu gibi kabul ettiği gün, dünyada kötülük, yerini iyiliğe bırakacaktır.

 
Doğada bütün canlılar gen etkinlikleri doğrultusunda davranışlar geliştirirlerken, insanoğlu, doğa yasalarına karşı bir duruş sergiler –bunu bilerek düşünerek yapmaz- belirleyici etken toplum yasalarıdır. Toplum yasalarının oluşması ise sosyalleşme ve akılla diğer hayvanlardan kendini ayıran insanın altbenliğe (id) karşı, üstbenliği (süperego) yaratması ile oluşmuştur. Bu kaçınılmazdır, insanlaşma sürecinde ortaya çıkan toplumsallaşma ve sistemin koyduğu yasalarla altbenliği terbiye eden insan üstbenlik olgusunu geliştirdi. Ancak bu kitlesel ototerbiye günümüz insanlık gelişiminde, romantiktir. Altbenlik gibi hayatla örtüşmez. Yapay, yapmacık, sindirilmemiş, teorik ve deneyseldir. İdealdir ama insan toplumlarının gelişiminde başarıya ulaşmış bir süreç değildir. İnsanoğlu için üstbenlik baskıcı bir yaptırımdır, doğasındaki ilkel altbenliğe hala yenik düşen insan, toplum içinde birey olmayı öğrendiğinde üstbenliğini idare etme yetisine sahip olacaktır.


İnsanlaşma toplumsallaşma ile doğru orantılı ve paralel gelişmiştir. Bu nedenle toplumsal yasalarla birlikte gelişen beyinsel gelişim, birçok hayvan türünden farklı bir seyir izlemiştir. İnsan, gücünü birlikten yani toplumdan alır. Yoksa vahşi doğada neslini sürdürmesinin başka bir yolu olamazdı. İnsanlaşma süreci ve toplum olma özelliği birlikte geliştiği için insandan aidiyet geleneğini bir anda yıkması beklenemez. Bu nedenle kalabalıkların içinde birey olmak, özgün fikir ve tavır sahibi olmak kolay değildir, hatta yorucudur. İnsanoğlu, her dönem içinden dominant karakterli olan bir üyeyi lideri olarak benimsemiş ve onun koyduğu yasalarla, yaşamayı yeğ tutmuştur. Çünkü bu pratiktir. Bir lider onu kendisi adına düşünüp, programlayıp, koruyordur. Bir de buna kafa yorma sorunsalı ortadan kaldırılmıştır. İş bölümü yapılmıştır; daha az enerji harcamak için gerekli sistem kurulmuştur. Biri, birileri adına düşünüp, yönetecektir. Ancak, egonun iki ögesi çatışırken, altbenlik hep üstün gelmiş ve akıl, uyanıklıkla yer değiştirmiştir. Yani insan, zekayı altbenlikten kontrol etmiştir. Klanın dominantı, yönettiği toplumun koyun sürüsünden farksız olduğunu fark etmiş ve başlamıştır gütmeye. Bugün insanoğlunun içinde bulunduğu durum budur. Ancak insanoğlu her halükarda hayatından memnun olacak ki, kimse klanının şefine, sürünün dominantına, dünyanın tiranına başkaldırmıyor. Kafa tutmaya çalışmıyor.
 
 
Dünyanın bir uyanışa ihtiyacı var; buna benzer uyanışlara tarih içinde şahit olundu. Akıl Çağı denen dönemde Germen kabileleri Avrupa’da birlik olarak kiliseye karşı savaş açtılar. Bunun sonunda siyasi bir model gelişti. Yüzyıllarca din baskısı altında ezilen Avrupa’dan daha sonra reformlar, laiklik, insan hakları ve yeni kıtaya gidenlerinden ise demokrasi dediğimiz siyasi model çıktı. Ancak, demokrasi, kapitalist dünyanın gölgesindeki her ülkede olduğu gibi bizde de sessiz çoğunluğun haklarını korumaktan aciz bir modele dönüştü. Siyaset üstü bir bakışla denebilir ki, kapitalizmin patronları var olduğu sürece “öteki” milletler kendi iç dengelerinde de sosyal eşitlik kuramazlar. Burada reform; milletlerarası eşitliktir, “Uluslararası demokrasidir”. Toplumda birey olabilmiş; aynadaki kendini değil; evrendeki dengenin, evrensel öznenin ve enerjinin değişmez yasasının bir parçası olduğunu fark etmiş bireylerin girişeceği dinler üstü ikinci bir akıl açığı ile uluslararası demokrasi bir ütopya olmaktan çıkıp dünyanın geleceğini belirleyecektir. Kitlesel üstbenlik, Uluslararası demokrasinin mimarı olacaktır. Uluslararası demokrasinin ise bir politika değil, bir yaşam standardı olarak okunması şarttır. Şimdi soru şudur: biz insanımsılar ölü hayvan kemiğinden ilk silahımızı ürettiğimiz günden bugüne ne kadar geliştik? Ve hayata müdahale etmeye değer mi?
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

sevgıler { 29 Aralık 2008 07:53:46 }
kısacası ellerımızle üretdık herseyi.aklımızı kullanırken sezgılerımızı yok etdık.
Umit Dagitan { 11 Haziran 2008 01:14:38 }

Yigit arkadas yine ne dediyse guzel demis, cok begendim.

Yazinin yargilarla dolu olmasi bence negatif birsey degil bilakis pozitif. Derin dusuncelerin urunu olan yargilar yanlis ta olsalar hurmete sayandirlar - ki yine bence bu yazidaki yargilarin buyuk kismi dogru.

Umit Dagitan
deniz { 30 Mayıs 2008 22:25:14 }
sevgili yigit, yaziniz bastan sona yargilarla dolu. yalnizca sunu sormak istiyorum.

bunu farkettiniz mi?
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git