A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kadın ve Erkek

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 11 Ekim 2024 16:53:40

Bir insan olarak, yaşadığımız bu dünyada, bugünlerde kendimden, hatta insan olduğumdan utanıyorum. Hatta ve hatta erkek olduğumdan utanıyorum. Vahşi doğaya bakıyorum; hayvanlar, açlıklarını gidermek için avladıkları hayvanları yedikten sonra, tekrar acıkana kadar başka bir hayvanı öldürmüyor.



İnsanlık tarihine baktığımızda, iktidar sahipleri güçlerini başka toplumlara da kabul ettirmek adına diğer ülkelere saldırıp savaşlar çıkarmışlar. Bu savaşlar yüzlerce yıl öncesinden geliyor. Bir İngiliz subayı olan Albay Richard Holmes’in kaleme aldığı The World Atlas of Warfare yani Harp Silahı Atlası adlı kitabın daha ilk sayfaları, medeniyetin beşiği Anadolu’dan başlıyor ve bu coğrafyada kurulan birçok şehir devletinin, hakimiyetlerini yaymak adına diğer şehir devletleriyle savaştığını yazıyor. Galip gelen devlet, diğerinin topraklarında hükümranlık sürer ve zaman içinde bir başka devlet gelip bu hükümranlığa, bir savaş sonrası son verene dek bu döngü sürer.

Anadolu toprakları üzerinde yüzlerce yıl boyunca savaşlar olmuştur ve bu savaşlarda savaşan ordularda hep erkekler telef olmuştur. Ayrıca yine bu topraklar üzerinde kurulan birçok medeniyet, üzülerek ifade edeyim, hep deprem fayları üzerine şehirler kurmuş. Bu şehirlerin kurulmasında bazı önemli unsurlar olduğunu düşünüyorum. Mesela yörede bir sıcak su kaynağı varsa, oraya yakın mutlaka bir şehir kurulmuş. Bunu eski Roma şehirlerine baktığımızda da görmekteyiz. O tarihlerde şehir kurmak pek kolay olmadığından, şehir devletleri galip geldikleri savaşlar sonrası ele geçirdikleri şehri yerle bir edip, üzerine yeniden bir şehir inşa etmişlerdir. Tarihi kazılarda bu durumu görmekteyiz. Örneğin, Kayseri sınırları içinde bulunan Kültepe antik kentinde, şehrin yedi kez istilaya uğrayıp yeniden yıkıntılar üzerine inşa edildiğini, bir kesitte bu yedi kat şehri görmek mümkündür.

Tüm bu dönemlerde şehir devletleri arasındaki savaşlarda ölenler, büyük çoğunlukla erkeklerdir. Buna rağmen, 1927 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yapılan nüfus sayımında, Anadolu’da 6.6 milyon erkek ve 7.1 milyon kadın nüfusu olduğu tespit edilmiştir. Yani genç Türkiye Cumhuriyeti’nin toplamda 13.7 milyon nüfusu vardır. 1935 yılında yapılan sayımda ise 7.9 milyon erkek ve 8.2 milyon kadın nüfusuyla, toplam nüfus 16.1 milyona ulaşmıştır. Ancak bu büyüme, eğitimle aynı oranda gerçekleşmemiştir. Nüfusun %78’i okuma yazma bilmez durumdadır.

1950’lere gelindiğinde erkek nüfusu 10.6 milyona, kadın nüfusu ise 10.4 milyona ulaşmış ve ülkemizde toplam nüfus 33.4 milyon olmuştur. Ancak bu dönemde de eğitim seviyemizin düşük olduğunu hatırlıyorum. 2000’li yıllarda erkek sayısı 34.3 milyon, kadın sayısı ise 33.4 milyondur. Nüfus toplamda 67.7 milyona ulaştığında, eğitim düzeyinin aynı oranda artmaması beni ciddi şekilde endişelendirmiştir. Sanayi, tarım ve hayvancılıkta yatırım yapılmadığı takdirde kırsaldan şehre göçün engellenemez hale gelmesi, toplumda derin yaralar açacağını düşünmüştüm.

2007’de erkek nüfusu 35.4 milyona, kadın nüfusu ise 35.2 milyona ulaşmıştı. 2020 yılına gelindiğinde ise TÜİK verilerine göre nüfusun %49.9’unu kadınlar, %50.1’ini erkekler oluşturmaktaydı. Kadın nüfusu 41 milyon 698 bin, erkek nüfusu ise 41 milyon 915 bin olarak kaydedilmiştir. Ancak TÜİK verilerine güvenmeyenlerin sayısı günümüzde inananlardan çok olduğundan, 2001’den sonraki verilere pek iddialı yaklaşamıyorum.

Şu bir gerçektir ki, her ne kadar Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda erkek nüfusu büyük kayıplar vermiş olsa da, son 100 yıl içinde erkek nüfusunun arayı kapattığını ve hatta kadın nüfusunu az da olsa geçtiğini gözlemlemekteyiz. Ancak bu gelişmeyi eğitim alanında aynı oranda sağlayamamışız. Ülkemizin büyük bir kısmının hala cahil olduğuna inanıyorum. Bir sanatçı; “Benim oyumla bir çobanın oyu bir mi?” diye sorduğunda başına gelmedik kalmamıştı. İyi ile kötüyü, siyah ile beyazı, sefalet ile refahı ayırt etme bilgisine sahip olmayanların ülkenin geleceğini nasıl etkilediklerini izlemekteyiz. Kadın ve erkek eşitliğini gelecek nesillere aktaracak olan bizler, bunu başaramayacağımızı düşünüyorum.

Hala kadın cinayetlerini engelleyemeyen bir yönetim var. Kısa bir bilgi vermek gerekirse, son üç yılda kadına karşı işlenen cinayetlerin önemli bir rakama ulaştığını görmekteyiz:

• 2021 yılında 433 kadın cinayeti ve 280 şüpheli kadın ölümü,

• 2022 yılında 409 kadın cinayeti ve 334 şüpheli kadın ölümü,

• 2023 yılında 415 kadın cinayeti ve 315 şüpheli kadın ölümü,

• 2024 yılının ilk 9 ayında ise 292 kadın cinayeti işlenmiştir. Günde 1 kadın cinayete kurban gitmektedir.

Kadınları ilgilendiren İstanbul Sözleşmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmasına rağmen, cemaat baskısıyla bir erkeğin attığı imza bu sözleşmeden çıkılmasına neden oldu. Bunun faturasını kadınların hayatlarıyla ödemesi utanç verici değil mi?

Ülkemizin yarısı kadın, yarısı erkek, ancak ülkeyi  yönetenler errkek. Kadınlar hakkında karar verenlerin erkek olması, o ülke için ZUL değil mi ? Kadınların hayatlarını koruyamıyorsa,  bir ülkenin iç emniyetinden sorumlu kişisi , başka ne işe yarar ki ? diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Düşen İHA’lar, Yükselen Gölge Savaş: Türkiye Semalarında Rus İstihbaratının Sessiz İşgali ve Egemenlik Krizi
Yağmurlu Bir Bayrampaşa Sabahında Orta Asya’dan Uzakdoğu’ya Uzanan Bir Hat
Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi

İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik işbirliğini derinleştiriyor.
Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Avatar’ın Ormanları, Betonun Gölgesi: Kadıköy ve Bayrampaşa Arasında Hayatın Gerçekliği Üzerine
Timsahın Yerine Çığlık: Ekoloji, Moda ve Kapitalizmin Yeni Masalı
Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git