A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bu pazar iyi dinlenin anneler, sonraki her gün yine yorulacaksınız

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 11 Mayıs 2019 17:02:07

Komşumuz Barbara’nın birkaç ay önce ikinci torunu doğdu. Kızı ilk çocuğunu beklerken Barbara’yla aramızda şöyle bir konuşma geçmişti:

“Bebeğe kendi bakmak istiyor. İşten ayrılacak.”

“A öyle mi? Şirketteki konumu oldukça iyiydi değil mi?”

“Evet. Biraz da onun için zaten. Çocukla birlikte güç olacağını biliyor.”

“Bu noktaya gelmek için çok çalıştı diyordun. Sonradan pişman olmasın. Annelik izni alsa…”

“Alıyor. İzni biterken de istifasını verecek. Kararım kesin diyor.”

“Eh, kendi bilir elbette.”

“Bir çocuğun anneye her an gereksinimi var. Evlenip çocuk sahibi olunca umarım işi bırakır diye hep içimden geçiriyordum. Ama söyleyince kızıyordu o zamanlar.”

“Şimdi o da öyle düşünüyor demek.”

“Çocuğumun ilk sözcüklerini, ilk adımlarını kaçırmak istemiyorum, diyor. Neden ben değil de bir başkası tanık olsun bunlara, diyor.”

July çocuklarını alıp bazen sabah kahvesine bazen öğle yemeğine geliyor annesine, yaşam biçimini seviyor gibi görünüyor.

Geçenlerde karşılaştık, büyüğünü çocuk yuvasına bırakmış, küçüğü kucağında arabasına doğru yürüyordu.

“Ah,” dedi, “Bugün tek çocuklu olmanın keyfini çıkaracağım. Öğlende bu ufak da uyur umarım. Elime kitap alıp ayaklarımı uzatmayalı aylar oldu.”

Arkadaş edinsin diye haftada iki gün yuvaya bırakıyormuş büyük oğlanı. Biraz da kendi rahatı için, kafa dinlemek için.

“İkisiyle birlikte olunca bir dakika boş ânım yok. İşi özledim desem yalan olmaz, masamda oturup huzurla çalışıyordum.” Güldü.

Bir kadının çocuk sahibi olunca çalışmak ya da çalışmamak kararını kendi isteğine göre verebilmesi için her şeyden önce parasal sorunu olmaması gerekiyor elbette. Toplumlar varsıllaştıkça seçeneği olan kadınlar arttı. Fakat seçme şansına sahip bir kadın bile bu kararı çoğu zaman toplumsal baskıların altında veriyor. Alışılmış neyse ona uyuyor. Toplumun önerdiği, yapılması gerekli varsaydığı davranış biçimi zaman içinde değişiyor ama değişene kadar da, kurala uymamak pek kolay değil!



Çok sevdiği annesinin ölümünden sonra bir hukuk savaşı vererek anneler günü diye bir günü Amerika’da resmî olarak kabul ettiren Anna Jarvis’in adını herkes duymuştur.

Aradan on yıl geçtikten sonra, anneler günü satış amaçlı, kâr amaçlı, politik yarar sağlamak üzere kullanılan bir gün haline geldiğinde, Anna Jarvis, bir gazeteciye pişmanlığını anlatmış. “Keşke öyle çabalamasaydım,” demiş. “Tasarladığım şey kesinlikle bu değildi.”

Yaşamının geri kalan yıllarını bunu değiştirmeye çalışarak geçirmiş. Değiştirememiş elbette. Gün geçtikçe reklamcıların, satışçıların istediği yönde ilerliyor anneler günü.  

Büyük mağazaların anneler günü broşürleri birkaç haftadır en görünür yerlerde. Daha önce alışveriş yaptığımda boş bulunup e-posta adresimi verdiğim yerlerden e-postalar yağıyor:

Anneniz için tüm ürünlerde %20 indirim...

İşte annenizin çok seveceği yirmi kitap…  

Annenize en uygun armağanı seçmeniz için size rehberlik ediyoruz.

Oyunbozanlık etmek pahasına soruyorum. Gerçekten anlamlı mı bütün bu “gün”ler? Sevgililer Günü. Dünya Kadınlar günü. Dünya Tiyatro Günü. Dünya Kitap Günü. Dünya Çocuk Günü. Ve evet, hatta Anneler Günü?

Anneler/kadınlar yılın her günü evin tüm işlerini yaptıktan sonra yalnızca bir gün yemek önlerine geldiği için neden her şeyi unutup fazlasıyla mutlu olsunlar? Mayıs’ın ikinci pazar gününde sabah kahvaltısını çocukları veya kocaları hazırladığı için, değerlerinin bilindiğini neden hissetsinler ve bundan haz duysunlar?

Annelerin/kadınların değerini bilmek bir günlük iş mi? Diyeceksiniz ki, kimse diğer günlerde bilinmesin demiyor.

Evet kimse demiyor ama, çalışan kadınlar bile erkeklere oranla %40 daha fazla ev işi yapıyor olduklarına, işverenler işe alırken çocuksuz kadınları tercih ettiklerine, annelik iznini kullandıktan sonra işe dönen kadınların birçoğu kendini eski konumundan daha aşağı düzeyde bulduğuna, benzer işi yapan kadınla erkek arasındaki ücret farkı hala erkeğin lehine olduğuna göre durumun pek de öyle olmadığı açık.

Anneler günü kutlansın elbette, fakat;

1- Tüketimi körüklemese…

2- Kadınların, anneler günü dışındaki günlerde ev işlerini sadece kendi görevleri olarak kabullenmelerini kolaylaştırmasa... Annelerin kendilerini hiçe saymaları düşüncesini alkışlatmasa…

Bir yazıda okumuştum. Anneler gününü, sizi bütün yıl hak ettiğinizden az ücretle çalıştıran patronunuzun yılbaşında hediye vermesine benzetiyordu.

Anneler gününün kutlanış biçiminde bir düzeltme, bir iyileştirme yapılması gerekmiyor mu?

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git