
Zaman zaman düşünüyorum da, bu ülkede yaşamak için ya dünyaya erken gelmişim ya da çok geç kalmışım. Yaşadığımız bu ülkeyi, insanlığın başladığı yer olarak görmekteyim. Her medeniyet bu topraklarda doğmuş. "On bin yıl bile az" söylemlerine doğrusu inanmaktayım. Yazılı tabletler, yapılan kazılar, bulunan eşyalar ve en sonunda, tesadüfen bir çoban tarafından bulunan Göbekli Tepe, bu düşüncemi doğrulamakta. Daha da geriye gidebilecek, mutlaka toprak altında keşfedilmeyi bekleyen bulgular olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, gelişmiş birkaç ülkenin bu topraklarda gözü ve emelleri olduğuna adım gibi eminim.
Bu konuda, güçlü ekonomilere sahip ülkelerin birçok planı olduğuna da inancım tam. Ekonomisi güçlü olmayan ülkelerin yer üstü ve yer altı kaynaklarına göz diktiğini, planlar yaptığını hepimiz biliyoruz.
“Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyım.” diye ortaya çıkanlar, bu projenin maşası olmaktan geri kalmazlar. Belki farkındadırlar, belki de bilmezlikten gelip, kirli bir projenin parçası oluverirler. Bir kere çarkın içine dahil olursanız, çark döndükçe girdaptan kurtulma şansınız kalmaz. Verilen bütün görevleri yapmak için her şeyi feda etmeye başlarsınız. Bunu, isteseniz de istemeseniz de yapmak zorunda kalırsınız. Genellikle filmi geri sarıp nerede hata yaptığınızı göremezsiniz.
Çünkü artık girdabın içindesinizdir. Eğer "EY BAŞKAN!" diye ortaya çıkarsanız, başkan sizin yatırımlarınızı araştırma kartını masaya koyar ve ardından, gönderdiği uçağa rahip efendiyi kendi ellerinizle koyup yollamak zorunda kalırsınız. Göndermezseniz, sizin çamaşırlarınızı yıkamaya başlarlar. İşte o zaman geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olursunuz.
“Ne istediler de vermedik?” sözünün arkasında yatan konuyu iyi incelemek gerekir. Her meslek için yapılan sınav sorularının kimler tarafından çalındığını araştırmak gerekir. Hangi okulların soruları çalındı, hatırlıyor musunuz? Askeri okullara giriş sınav sorularının bile çalındığını unuttunuz mu? Okyanus ötesinden kumanda edilen bir eğitim sisteminin çarkları içine, kendi adamlarının yerleştirilmesini hepimiz izledik.
Askerin içine bile sızan bu güç, son yirmi yılda neler yaptı neler! Bir düşünün ne olur… Dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan bir Türkiye vardı
DÜN. Bugün ise, bu güçlü orduya hâlâ sahip olduğumuzu söylemek zor.
Ülkemizin banisi, çürümüş bir imparatorluktan yepyeni bir Cumhuriyet yaratan
Mustafa Kemal Atatürk’ü bile unutturmaya çalışan güçlere alet olanlar var bu ülkede.
Atatürk demeye bile dilleri varmıyor. Ama genç neslin
Atatürk’e sahip çıkmasını izlemek umut veriyor. Kimi zaman
Anıtkabir civarından geçen yolu kullanırım. Her seferinde, onlarca otobüsle gelen çocukların
Atatürk’ün huzuruna koştuğunu görmek bana heyecan veriyor. Küçücük çocuklardan tutun da ellerinde bastonlarla, dünyanın saygı duyduğu bu insanı ziyarete gelen yaşlıları gördükçe, gelecek için endişelerim dağılıyor.
Yine de bazı kuşkularım var geleceğe dair. Sadece son 20 yılda
30.800 cami yapılırken, çocukların eğitileceği okullar için yeterli yatırım yapılmaması beni ziyadesiyle üzüyor. Türkiye’de
25.245 ilkokul olduğunu biliyoruz.
Size daha çarpıcı bir istatistik vermek isterim.
BirGün Gazetesi’nin haberine göre, 2023 yılı itibarıyla Türkiye’de, ihtiyaca bakılmaksızın şehirlerde ve kırsal alanlarda inşa edilen cami sayısı
90 bine dayanmışken, giderek artan nüfusa rağmen
sadece 60.734 okul var.
Peki, Türkiye’de her yıl açıklanan bütçeden en büyük payın
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kullanıldığını biliyor muydunuz?
İşte bu yüzden biz
“muasır medeniyetler” hayalimizin peşinden koşamıyoruz. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için çok çalıştığımızı düşünüyorum. Ancak bunda başarılı olduğumuzu hiç sanmıyorum. Torunlarımıza yaşanabilir bir vatan bırakamayacağımız için üzülüyorum. Medeniyetlerin beşiği olan bu vatanı bize emanet eden bir önceki neslin önünde saygıyla eğiliyorum.
Utancımdan
Anıtkabir’e gidemiyorum.
ATA’NIN huzuruna nasıl çıkacağım?Ama zamanı var… Gün gelecek, yüzüm olacak onun huzuruna çıkmaya.
Belki yarın, belki yarından da yakın diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına..