A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

30 Ağustos’a Doğru

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 31 Ağustos 2022 08:50:40

Tarihi tekrar yazmak gerekirse neler konulmalı içine diye hep düşünürüm. Tarihi yaşayanlar bugün aramızda olmadığı için tekrar tarih yazmak biraz zor olsa gerek. Hele konu bir ülkenin tarihi olunca çok daha zordur.Ancak bu kısa yazımda bir konuyu sizinle paylaşmak istedim. Aklıma hep gelir Yunan orduları Ankara’nın Polat’lı kasabasına kadar gelince, ne yaşandı da koskoca üç Yunan Tümeni ve kolordusu, Afyon ile Ankara arasında yaygın konuşlanmış iken, 26 Ağustos günü binlerce askeri, onlarca subayı ve generalleri altı günde Anadolu’yu terk etmek mecburiyetinde kaldılar ?



General Trikopis’in sözleri:
“Bizim Anadolu’da ne işimiz vardı?  Bizim menfaatimiz Balkanlarda Makedonya’ da Adalarda olabilir, ama Anadoludan bize ne? Şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum, bizim Anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. Biz yabancı devletlere alet olduk. Hata idi Anadolu harekatı.”  Bu sözleri General Trikopis Yunanistan’a iadesinden sonra bir toplantıda Türkiye Büyükelçisi Ruşen Eşref Ünaydın’la yaptığı sohbette dile getirmiş.

Bakınız çok önemli bir harp taktiği uygulayan Mustafa Kemal Paşa’nın, 1921’de Ordunun savunma cephesini hep geri çekerek, Yunan ordularının ikmal yollarını zayıflatarak, düşman ordusunun takviye çıkmazına düşmesini iyi değerlendirdiğini düşünmekteyim.

General Trikopis şöyle devam etmekte: “21 Ağustos 1921’den sonra bir duraklama  dönemi oldu. Türklerin büyük bir hazırlık devresine girdiğini fark etmiştim. Anadolu’da üç Kolordumuz vardı. Muhtemel taarruzları önlemek için cepheyi yıkılmayacak şekilde tahkim etmiştik. Ve bu cephenin çökmesine ihtimal vermiyorduk.  

26 Ağustos 1922 sabahı, Türk’lerin beklenmedik taarruzu ile karşılaştık. Bu taarruz bizim için çok büyük idi. Cephe Komutanı General Hacı Anesti, bütün kollara komuta etmek istiyordu.  Ama Olmadı. Ben İzmir e telgraf çekip takviye istedim. Takviye göndermediler. Halbuki karşımızda Mustafa Kemal vardı, neye uğradığımızı anlayamadık.  CEPHE çökmüş, ordu iki günde dağılmıştı. Her yanımız çevrilmişti. Durumun kötüye gittiğini gören yaverim bir ara yanıma gelerek Generalim kılıcınızı yok edelim dedi. Aldı kırdı ve parçaladı. Bu arada atım da vurulmuştu. Başka bir ata binerek çemberi yarıp kaçmayı denedim. Olmadı yakalandım.

Beni yakalayanlar benim kim olduğumu anlamışlardı. Atın eyerinde duran kılıcı benim kılıcım sandılar, üzerimdeki revolveri ve kılıcı aldılar. Beni önce İsmet İnönü’ye götürdüler. Kendisi ile fazla konuşmadık. Garp cephesi Komutanı İnönü, beni Başkomutanlığa götürdü ve Mustafa Kemal e takdim etti.

Baş Komutan Mustafa Kemal: ‘Üzülmeyin Generalim siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmek de var. Napolyon bile savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu.  Konuğumuzsunuz, yakında her şey düzelecektir. Buyurun istirahat edin, dedi.”

 
Aslında General Trikopis’i esir alan Ahmet Başçavuş. Saldırıda takımın başında olan Ahmet,  takımıyla Elmalıdağ’da, Yunan karargahına bilmeden dalar, elinde el bombası olarak  herkese :  ‘Eller yukarı, kimse kıpırdamasın, silahlarınızı yere bırakın’ der. Serin kanlı Ahmet Çavuş’a General Trikopis ‘ beni esir alman için senin rütben nedir?’ diye sorar. Ahmet çavuş ‘Ben Başçavuş Ahmet, Alay komutanıyım.’ Kendisinin bir Tümen komutanı olduğundan, bir tümen komutanına teslim olabileceğini ifade eder. Konu hemen Karargah’da bulunan Yüzbaşı Nihat OK’ aktarılır.  Bu sefer Yüzbaşı OK, kendisinin Tümen komutanı olduğunu ifade ederek, Yunan karargahına gelir.  General Trikopis’le birlikte iki general, yüz kadar subayı teslim alır. Karargahtakileri esir alıp Garp Komutan Karargahı’na getirirler.  

Bundan sonrasını da General Trikopis anlatır. ‘Bizi cephe gerisine gönderdiler. Benimle birlikte dört general  daha vardı. Çok sayıda asker de esir alınmıştı. Bizi Uşak’a getirdiler. Oradan da Kayseri’ de TALAS ta kurulan esir kampında tuttular.’ der.  Harekat sırasında başka karargahlardan iki generalin daha esir alınmış olduğu anlaşılmakta.

Kayseri’de kurulan esir kampının nerede olduğu kayıtlarda tam olarak bulunmamakla birlikte, Generallerin Talas’taki Amerikan Kliniği arkasındaki lojmanda tutuldukları, bazı kayıtlarda bulunmakta. General Trikopis hatıralarında, bu mekanda bir yıl kadar kaldıklarını söylemekte.  

Ne kadar enteresan bir mekan. 1922 senesi Eylül ayında Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopis ile birlikte dört general TALAS’daki kliniğin arkasında bulunan taş binada esir olarak tutulurmuşlar.  

Bu mekan Kurtuluş Savaşı evveli ve sonrası nelere şahit olmuş. Ata rahmetlinin Sivas Kongresi’nden Ankara’ya dönerken Kayseri yakınlarında aracının lastiği patlar, ve Amerikan Kliniğinin aracının yedek lastiği Mustafa Kemal Paşanın aracına takılır. General Trikopis’in Talas’a gelmesinden 31 yıl sonra biz, yine bir Eylül günü kliniğin bulunduğu yerde olan Talas Amerikan Orta Okulu olan bu mekana eğitim için geldik diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye ve Arap ülkelerinde
DEPREM : Hangi ülke, ne yardım gönderiyor?
YAS...
YAKIŞMIYOR
İşte Millet İttifakı'nın 9 ana başlıklı Ortak Mutabakat Metni'nin önemli maddeleri

Katar Gate: AP'deki rüşvet skandalında Türkiye bağlantısı
73 YIL SONRA BİR 14 MAYIS DAHA
NATO'nun 31'inci üyesi Finlandiya
Avustralya’dan TikTok’a yasak geldi
Almanya: İş gücü göçünü kolaylaştıran yasa kabineden geçti

AB Meta'yı 1,2 milyar euro para cezasına çarptırdı
55 bin kişiyi işten çıkararak yerine yapay zeka kullanacak
Dünyada gıda fiyatları 12 aydır düşerken; Türkiye'de 31 aydır yükseliyor
Türkiye Irak’a yaklaşık 1,5 milyar dolar tazminat ödeyecek
Türkiye’de halk borç batağında! Bankaların alacaklarında dev artış

2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası’nda rekor bekleniyor
Rüya...
Kocaman bir aile gibi
Yeni Zelenda: 2009 sonrasında doğanlara sigara yasağı
Avrupa’nın ardından ABD’de maymun çiçeği virüsü alarmı

GREV HAKKI TARTIŞILIYOR, TANINIYOR
“İŞÇİLER SAHAYA İNMELİ”, BÜLENT ECEVİT’LE SÖYLEŞİ
KİTAPÇI RÜSTEM, PARİS: EMEKÇİDEN YANA ve FAHRİ KONSOLOS
Değerli Dost Aydınlık Yürek - HASAN MEYZİNOĞLU
“ŞAİR LÂFI”

Ana gibi yar, Anadolu gibi diyar olmaz
HÜMANİZMANIN KANITLANMASI
YABANCILAŞMA
GERÇEK FELSEFE
MADDE VE DÜŞÜNCE

2023-2027'de dünya genelinde rekor hava sıcaklıkları görülebilir
Okyanus sıcaklıkları rekor seviyede
BM'den uyarı: Deniz seviyesi rekor hızla yükseliyor
AB'nin enerji tüketiminde yenilenebilir kaynakların payı 2030'a kadar %42,5'e yükseltilecek
'Ekosistemi yeniden dengele': Dingoları ve şeytanları geri döndürme planı

Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?
Apple'dan iPhone Uygulamalarına Dev Zam: 1 Dolarlık Uygulama 17 TL Oldu
Yapay Et Şirketi Üretime Hazırlanıyor

Leonardo da Vinci'nin annesi Çerkes bir köle
UÇAN KÜÇÜK ŞIRINGALAR
Kanser hücrelerini öldüren virüs hastalar üzerinde olumlu sonuç verdi
Çin'de havadaki Covid-19'u tespit eden maske geliştirildi
Orta Çağ'da Bir Mühendislik Dehası Cezeri

Modern köle sıralamasında Türkiye zirvede
Türkiye'de temelsiz yargılamalar devam etti
Türkiye’de çocuklar ekmek veya makarna ile besleniyorlar...
Türkiye yine
Birçok ülkede IQ oranları giderek düşüyor

Mezopotamya’nın Ağıtları
KARGALAR, ÖRÜMCEKLER, LEYLEKLER VE DİĞERLERİ
1 MAYIS 1945
ABİDİN DİNO İLE HAYALİ SÖYLEŞİ
56 YIL ÖNCE YAZILDI

MEVSİMLER
HUKUK NEDİR?
GÜVENMEK
Tanrının Arabası
FARELER

Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış
Antik Çağlarda Kendi Memleketlerine Karşı Savaşan Paralı Askerler
Sümer Atasözleri ve Özdeyişler
Museviliği benimsemiş tek Türk devleti : Hazarlar


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git