![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Zamanın Geçtiğini Sana Kim Söyledi?
Gerçekten kim? Anneniz mi, sabahın ilk ışığıyla uyanan telefonunuz mu, yoksa size hep daha hızlı ol diye bağıran ekonomik sistem mi? Ya da o, içinizde sessizce duran, namağlup gibi görünen ama aslında sürekli fısıldayan yetser hara (İbranice: kötü eğilim) mıydı??? “Geç kaldın. Artık yapamazsın. Bu fırsat kapandı.” Bu sözlerin zihninizde bıraktığı etkiyi bir an ölçün, biçin. İçinizde bir kilit kapanıyor mu, bir hareketi mi erteliyorsunuz, yoksa kalbiniz hafifliyor, bir kapı mı aralanıyor?Bu soruyu sormamın sebebi şu aslında, eğer biz sorup sorguladıkça öğrenirsek ve de öğreniyorsak, eğer irdeledikçe onarıyorsak, o halde “zaman geçti” iddiasını da irdelemek gerekir. Bu iddiayı kim üretiyor, hangi amaçla üretiyor, ne tür bir kodlama bu, bilinçli ya da bilinçsizce mi taşınıyor, yayılıyor? Zman iz a matone fun Riboyne Şel Oylem (Yidiş: “Zaman, Alemlerin Rabbi’nin armağanıdır.”) Bu cümleyi bir an içselleştirin, zaman, bir hediye. Hediye kavramı niyet taşır, paketi açanın sorumluluğu vardır. Kim sana, bana, bize “hediye sona erdi” dedi? Kim bu hediyenin takvimini yok sayıp “bitirme” emrini verdi? Vaethanan (Devarim / Tesniye 6:4–5) bize temel bir yön gösterir: “Şema Yisrael — Dinle ey İsrail”; devamında ise “T-nrı’yı bütün kalbinle sev” diye buyurulur. (Şema Yisrael — Dinle Ey İsrail. Veaavta — Bütün kalbinle sev.) Buradaki “bütün” kelimesi, parçalanmış yaşamları reddeden bir çağrıdır. Zamanı parçalara bölüp, ‘’önemli olmayan’’ kısımları kenara atma mecburiyetine karşı bir itirazdır. Sevgiyi, ibadeti, anlamı “yarına bırakma”ya izin vermez. Modern kapitalizmin “zaman para” sloganı, bizi takvimlerin hapishanesine sokar. Oysa Vaethanan bize, zamanın kutsallığını geri talep etmemizi önerir. Zamanı T-nrı’ya, ruha ve insan ilişkilerine göre örgütlemeliyiz. Emet (אמת) — Hakikatin Gücü Emet (אמת — hakikat), sadece doğruluk değil; varoluşun gerçek harmonisidir. İbranicede Emet harfleri baştan sona (א–מ–ת) “başlangıcı, ortayı ve sonu” kapsar. Bu, hakikatin her zaman dilimini kucakladığı anlamına gelir. Emet’e göre yaşamak, zamanın efendiliğine teslim olmamak demektir. Hakikat bilinci, bizi yapay aciliyetlerden, panikten ve zaman geçti telkininden korur. Günümüzde zamanın daralması hissinin büyük kısmı bir algı yönetiminden kaynaklanır. Reklam kampanyaları, hızlı tüketim kültürü, sosyal medya algoritmaları sürekli anı azaltıp daha hızlı ol baskısı kurar. Emet bilinci buna karşı durur. O, “o an”da, bulunduğun konumda doğruları görmek ve onlara göre hareket etmek demektir. Eğer hakikat rehberiniz ise, zamanın sınırları değişir. Çünkü hakikatin ölçütleri zamansal baskılardan bağımsızdır. Baal Şem Tov, Hasidik geleneğin kurucusu, “bir an bütün dünyayı yaratır” der. Bu sadece edebi bir imge değil, ruhani bir gerçekliktir. Bir an, tam odaklandığınızda hem geçmişi hem geleceği etkileyebilir. Bu, anı yoğunlaştırma pratiği, Hasidut’un özüdür. Hayatı ritmik ve şuurla yaşamaktır. Düşünün, bir nefes tam bilincinizle alındığında, o nefes gerçek bir başlangıç olabilir. Tora’nın “zaman” kavramı kronolojik değil, kavramsaldır. Zman bir çağrı, et (עת — an) bir karardır. Her an, T-nrı'nın sana özel yazdığı bir mektuptur. Kohelet (Vaiz) kutsal kitabında, her işin vakti vardır diye yazarken, aslında her eylemin ruhani bir uygunluğu olduğunu, dolayısıyla eylemin zamanını doğru seçmenin önemini vurgular. Modern dünyada bu, şöyle çalışır. Eğer bütün gün e-postalara ve bildirimlere tepki veriyorsanız. Gerçekten yaşamınızın kutsal işi için bir an ayıramazsınız. Hasidik öğreti uyarır. Anı kutsamak, anı seçmek ve o anla bütünleşmektir. Takvim Firavununa Karşı: Günümüzün Mısırı Mısır’dan çıkış tarihseldir ama aynı zamanda her insanın içsel yolculuğunda sürekli tekrarlanan bir deneyimdir. Mitn Mitzrayim fun haynt (bugünün Mısırı) dediğimizde, yalnızca tarihsel bir coğrafyayı değil, bizi fetheden gündelik düzenleri kastederiz. Mesai saatleri, rapor teslimleri, performans göstergeleri, kredi geri ödemeleri. Hepsi “zaman” maskesi takmış güçlerdir. Bizim en samimi anlarımızı bile mekanikleştirmek isterler. Sizden “zaman geçti” diye ciyaklayan, asla sizin ruhunuzun ihtiyaçlarını bilmeyen bir sistem, sizin ruhani ritüellerinizi ve içsel perdenizi yırtmak ister. Vaethanan’ın “bütün kalbinle sev” çağrısı, aynı zamanda bir direniştir. Kalbinizi T-nrı’ya göre düzenlemek ve dış güçlerin takvim talebine teslim olmamaktır, karşı bir duruş sergilemektir “Zaman geçti” telkini, psikolojik olarak kaygı, çaresizlik ve erteleme döngüsünü besler. Çok geç düşüncesi üretkenliği öldürür, yaratıcılığı dondurur, siler veya silmeye zorlar bizleri. Modern psikolojiyle paralel bir anlatımla söyleyecek olursak eğer, algılanan zaman baskısı karar mekanizmalarını bozar, öğrenilmiş çaresizlik yaratır. Tora ve Musar ise bunun çözümünü pratik uygulamalarda, topluluk içinde ve bireysel disiplinle sunar ve ışığa ulaştırır. Bir an içinde yapılan küçük bir dönüşüm, bir dua, bir niyet, bir hareket, zinciri kırabilir. Teşuva (תשובה — dönüş/tövbe) kapısı her zaman açıktır. Vaethanan’ın Şema’sı, bize şimdiyi hatırlatır. Teşuva, yalnızca geçmişin hatalarını onarmak değildir, geleceğe yeniden niyet etmektir. Ne Yapmalıyız? 1. Günlük kısa “Şema” ve anlama odaklı bir kavana pratiği: Sabah bir dakika, gece bir dakika — niyetinizi T-nrı’ya adayın. (Şema Yisrael(Dinle Ey İsrail), Veaavta — Bütün kalbinle sev.)Bunlar basit ama dönüşümcü pratikler olabilir. Sistemin “zaman geçti” koduna karşı küçük ama etkili direnişler yaratabilirsiniz. Teşuva’nın Sonsuz Kapısı ve Eylemin Çağrısı Tora (Bereşit / Yaratılış 7:16) diyor: “Kapılar kapanmadan hala vakit var.” Bu, doğrudan teşuva öğretisinin kalbidir. Teşuva, sadece tövbe etmek değildir, eyleme geçmektir. Eğer “zaman geçti” denince içimizde kaçış başlıyorsa, bunu tersine çevirmek bizim elimizdedir. İnsanı esaretten kurtaran, düşünce değil, harekete geçmiş düşüncedir. Eylem, kaçışın panzehiridir. Vaethanan’ın Şema çağrısı, bizi hem bireysel hem toplumsal olarak uyarır. T-nrı’yı bütün kalbinizle seviyorsanız, o sevginin adımlarıyla yaşarsınız. Bu da zamanı kutsallaştırır. Bu kutsama, modern hayatın hızına rağmen daha sağlam, daha derin bir zaman algısı kurar. İçsel Devrimin Daveti Zamanın geçtiğini size kim söyledi? Belki öğretmeniniz, belki telefonunuz, belki kademeler, pusulanın ibresini çevirenler, belki de kendi içinizdeki “geç kaldın” diyen ses… Ama bu iddianın doğruluğunu sorgulamak, onu bozmak ve kendi zamanınızı talep etmek sizin elinizdedir. Emet (hakikat) ile hareket eden insan, “çok geçti” yargısını çözer. Çünkü hakikat, anda harekete davet eder. Artık beklemeyin. Susmayın. Başlayın ŞİMDİ. Bu nefeste, Bu cümlede, Bu kararda. Küçük bir eylem büyük bir devrimin kıvılcımı olabilir. Mitsrayim-Mısır’dan ÇIKIŞ bir kez olmadı. Her gün yeniden oluyor. Şimdi sizinle olan da yeni bir ÇIKIŞtır.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |