A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gerçekte bu alışverişi kim yaptı?

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 13 Mayıs 2009 05:39:42

Market çıkışı, poşettekileri neye göre satın aldığınızı sorsalar, belki fiyattan, kaliteden bahsedeceksiniz. Reyonların her birinde ayrı numarayla karşılaştığınızı, sepeti sadece iradenizle doldurmadığınızı bilin... Şimdiye kadar kaç farklı süpermarkete girip çıktınız? Hepsinin raf düzenleri ve genel yerleşimlerinde bir benzerlik seziyor musunuz?

Bu elbette ki, süpermarket yöneticilerinin hayal gücü kıtlığından kaynaklanmıyor. İnsanlara markette alışveriş ettirmek bir bilim. İnsan beynine süzülen, teknolojik gelişmelerden yararlanmayı ihmal etmeyen, hızlı ilerleyen bir bilim...

Bir süpermarketten içeri adım attığınızda öncelikle sizi fikren alışveriş etmeye hazırlayacak bir alan bırakılır. Terminolojide ‘tazyik bölgesi’ olarak anılan bu bölgenin amacı bütün rafları şöyle bir size göstermek, indirimlerden haberdar edebilmek. Numaralar daha burada başlıyor. Örneğin üst üste yığılmış bira kasalarının ‘çok ucuz’ olduklarına dair bir imajları var.

Wal-Mart gibi dünyanın bazı büyük perakendecilerinin müşterileri kapıda karşılayan ekipler görevlendirerek bu alanı ‘hoş geldin’ maksatlı kullandıkları da oluyor. Araştırmalara göre sıcak karşılama hırsızlık oranını düşürüyor; ‘tatlı’ insanlardan çalmak daha zor...

Yüksek ihtimal ilk karşılaşacağınız, taze sebze ve meyvelerin bulunduğu bölüm olacak. Normal koşullarda bu anlamlı değil, çünkü zarar görmelerini engellemek için taze olanı en son satın almak daha akıl kârı. Fakat burada da psikolojik bir oyun var. Satın almaya taze ve sağlıklı olandan başlamak, sonrasında abur cubura yöneldiklerinde insanların kendilerini daha az suçlu hissetmelerini ve o reyonlarda daha az tereddüt etmelerini sağlıyormuş.

Süt, yoğurt gibi mecburen günlük alınan ürünlerin reyonlarda arkalara bırakılması da şaşırtıcı değil. Süte ulaşırken önünden geçeceğiniz raflar ona göre düzenlenmiş. Süpermarket işletmecilerinin önemsediği bir kavram da buradan doğuyor: Market ikameti... Bütün gaye markette ikamet ettiğiniz zamanı uzatmak. Geleneksel olarak adımla ölçülen bu birim, yakın zamanlarda cep telefonlarının desteğiyle şekillenir olmuş. Yok, kimse marketteki telefon konuşmalarınızı dinlemiyor, kaydetmiyor, sonra kullanmayacak ama şebekenizden market içindeyken aldığınız hizmeti ölçerek, market ikametinizi yanılmaz bir rakamla ortaya koyabiliyorlar. Bu rakam önemli çünkü araştırmalar markette geçirilen zaman yüzde 1 arttığında, satışların yüzde 1.3 arttığını gösteriyor. Bu işletmeci için o kadar ağız sulandırıcı ki...

Temiz çarşaf sesi
Taze sebze ve meyveden, şarküteri, kasap ve hazır yemek bölümlerine geçiyorsunuz. Yakın zamanlarda girdiğiniz her süpermarketin küçük de olsa bir fırınının olması boşuna değil. Asıl kazancı orada kendileri yapıp sattıkları ekmeklerden, çöreklerden değil, kokuya yenik düşenlerin ona buna saldırmasından kazanıyorlar.

Normal koşullarda bir süpermarkette daha çok görsel uyarıcılar çalışıyor: Etiketler, promosyon ilanları, reklam panoları... Fakat kokunun da başarılı bir satın alma uyarıcısı olduğu kanıtlandığından beri, bu duyu da gıdıklanıyor. Çamaşır deterjanlarının bulunduğu bölüme temiz çamaşır kokusunun yayılması bir örnek. Hatta öneriler arasında kokunun yanında temiz çarşaf silkeleme sesinin de çaktırmadan verilmesi yer alıyor. Saldırı her yandan...

Market alışverişlerine yön veren, üretici ve perakendecilerin dillerinden düşürmedikleri bir ‘karar anı’ var. Bu felsefi bir terimden çok, en kaba anlamıyla bir rafın önünde dikilen potansiyel müşterinin onu değil de bunu satın almaya karar anını simgeliyor. Bir markette ürünlerin nasıl dizileceği, reyonların nasıl dağıtılacağı merkezi ofisten gelen milimetrik plana göre yapılıyor. Ucuz ürünlerin alt raflara konarak, göz seviyesinin pahalılara ayrılması artık bayatlamış bir numara.

Kimi marketler en yüksek raf seviyesi olarak göz hizasını sınır sayarken, bazıları bunu biraz daha artırmayı tercih ediyor. Raf sonlarının görünebilirlik açısından avantajı var. Araştırmacılar insanların büyük kısmının sağ elini kullandığını ve soldan sağa bir bakış yönü olduğunu varsayarak bir ürün için en ideal konumun göz hizasında rafın sağ yanı olduğuna karar kılmış.

Alışveriş analizlerini kolaylaştıran bir araç da gizli market kameraları. Bunların sadece hırsız kovalamak için konduğunu düşünmüyordunuz herhalde... Pennsylvania Devlet Üniversitesi’nden Rajeev Sharma’nın kurucularından olduğu VideoMining adlı şirket tam da bunu yapıyor. Market gizli kameralarından alınan datayı bir software yardımıyla ayıklıyor, tüketicilerin ‘karar anlarını’ deşifre ediyor. Kaç kişi doğrudan bir rafa ve markaya uzanıyor, kaçı tek tek fiyatlara ve ambalajlara bakıyor?

Örneğin VideoMining’in bira alışverişleri üzerine yaptığı analizden, tüketicinin doğrudan bir markaya doğru yöneldiği ve alacağını aldıktan sonra derhal oradan uzaklaştığı tespit edilmiş. Fakat iş meyve sularına geldiğinde en sağlıklısını ve katkısızını bulabilmek için reyon önünde bir zamana ihtiyaç var. VideoMining ve benzeri şirketlerin temel hizmetleri de bu: Daha sonrasında bira üreticilerine market içinde değil, dışında marka oluşturmaya bütçe ayırmalarını salık vermek ya da meyve suyu üreticilerine raflarda benzerlerinden sıyrılabilmeleri için önerilerde bulunmak gibi...

Bir süpermarketten elleri boş çıkanlara neden hiçbir şey satın almadıkları sorulduğunda verdikleri cevap sandığınız gibi fiyatların çok yüksek olması değil. Temel şikayet, karar verememek... Bu yüzden de gerçekten çok saçma kategorizasyonlar bile olsa ürünleri bölmek ya da müşterilerin ürünü deneyimlemelerini sağlamak işe yarayan yöntemler olarak kabul edilmiş.

Şampuanı atladınız!
Fiyatı yazmayan ürünlerin de alışverişi sekteye uğrattığı kanıtlanmış durumda. Kaldı ki Radyo Frekansı Tanımlaması (Radio Frequency Identification) sisteminin yaygınlaşmasıyla fiyat etiketi bulunmayan ürün kalması da gittikçe güçleşiyor. Fiyatı düştükçe daha da yaygınlaşan bu teknoloji, nihayetinde kasa kuyruğunu ve bu da demek oluyor ki kasiyerleri devreden çıkarmayı hedefliyor. Daha girişte müşterisini tanımlayan ve sepete koyarken her ürünün tespit edilip fiyatlandığı bu sistem, ‘Hep bu şampuanı alırdınız, geçtiniz’ uyarısına kadar varabilir. Daha da tehlikelisi uygun bir sistemle herkesin sepetinize ne attığınızı öğrenebilecek olması. Alışveriş sepetinin evin bir bölümü kadar mahrem olduğunu düşünenler bunu özel hayata müdahale sayarak muhalefet ediyorlar. İşin acıklı kısmı yapılan soruşturmalarda eğer bir indirimi varsa birçok insanın alışveriş yaparken görüntülenmeyi ve kayda geçirilmeyi kabul etmesi...
Hâlâ marketten getirdiğiniz poşetin tamamen sizin seçimlerinizle dolduğunu mu düşünüyorsunuz?

Kaynak : The Economist


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?
DEVLETLERÜSTÜ ŞİRKET-LER ve BAŞKAN
Türkiye’de Hayvan Hakları İhlallerine Hasidik – Kabala Perspektifinden Bir Bakış
Saraybosna'da "keskin nişancı" iddiasına soruşturma
Yeni e-postalar: Epstein'a göre Trump kurbanlarından biriyle 'saatler geçirdi'

Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?
Trump, Veliaht Prens ve Kaşıkçı'nın Öldürülmesi
Güvenilir Kaynaklar Kamuoyunu Nasıl Şekillendiriyor ve Haber Seçiminiz Neden Düşündüğünüzden Daha Önemli?
Eylemde Kozmopolitanizm: İnsan Ticaretiyle Mücadelede Küresel Yönetişim

Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.

Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess
Kalamış ve Fenerbahçe Kıyıları Tarihiyle, Belleğiyle, Halkıyla Var Olan Bir Yerin Suskunluğa Kurban Edilmesine İzin Vermeyeceği…

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git