
Bolivya'nın ilk yerli başkanı, solcu Evo Morales şiddetli bir siyasi krizle ustaca başa çıktı ve sosyalist reformlarına direnen muhalif valilerle görüşmeye giderken elini güçlendirmiş görünüyor. Geçen hafta Morales karşıtı protestocular hükümet binalarına saldırıp, doğalgaz boru hatlarına sabotaj düzenlerken ve muhalefetin denetimindeki dört bölgede başkanın yandaşlarıyla çatışırken en az 17 kişi öldü.
Morales Pando’nun uzak Amazon eyaletinde sıkıyönetim ilan etti ve valiyi geçen perşembe köylülere karşı katliam düzenlemek suçundan tutuklattı.
Fakat askerler zaman zaman karşı karşıya gelmekten kaçınarak müdahale etmeme yaklaşımı sergileyerek çekince gösterdiler. Ve Güney Amerikalı başkanlar bu haftaki acil durum zirvesinde darbe girişimlerini ve ayrılıkçı asileri kınayarak Morales’e güçlü bir destek verdiler.
Washington merkezli Ekonomik ve Politik Araştırmalar Merkezi’nin başkanı Mark Weisbrot “Güney Amerika’da [Morales] hükümetine ittifak halinde çok güçlü bir destek var” diyordu. “Sol, sağ ya da merkez olsun bölgedeki diğer ülkeler muhalefetin şikayetlerinin meşru olduğunu düşünmüyor.”

Morales’in ölçülü tavrı aleyhtarlarının şiddetli protestoları ve hükümetinin şimdi tutuklu olan Pando Valisi Leopoldo Fernandez’i suçladığı cinayetlerle zıtlık oluşturuyor.
Muhalefetin kalesi Santa Cruz’da büyük bir gazete olan El Deber’in bir editörü Morales’in Güney Amerikalı başkanların desteğiyle “yadsınamaz ölçüde güçlendiğini” ve muhalefetin protesto stratejisini yeniden düşünmesi gerektiğini yazdı.
Sağcı valiler merkezi hükümetten daha fazla bağımsızlık ve kıtanın ortasındaki dengesiz, denize kıyısı olmayan ülkedeki ekonominin önemli bir öğesi olan enerji gelirleri üzerinde daha fazla kontrol hakkı istiyorlar.
Salı günü bir uzlaşmaya varıldı ve Morales her iki sorunu da valilerle müzakere etmeye razı oldu.
Fakat bir gün sonra Meclisteki muhalif üyelerden bir anayasa taslağı için referandum tarihi belirlemelerini istedi ve -Çarşamba günü başlayacağını umduğu- görüşmelerin ateşkes sağlanana kadar durmaksızın süreceğini söyledi.
Siyasetbilimci Franklin Pareja, Morales’in ancak muhalefetle anlaştığı takdirde gerçekten güçleneceğini söylüyordu.
Pareja geçen haftaki ölümlerin ardından “kazananlarla kaybedenler yok, hepimiz kaybediyoruz” diyordu.
Eski bir koka çiftçisi olan Morales 2006’nın başlarında anayasayı Bolivyalı yerli çoğunluğa daha fazla güç verecek ve doğal kaynaklar üzerindeki devlet kontrolünü arttıracak biçimde değiştireceğine ant içerek iktidara gelmişti.
Önümüzdeki aylarda bir anayasa taslağını oylamaya sunmak istiyor, fakat siyasi muhalifler hem taslağa hem de yoksullara toprak vermek adına büyük malikaneleri dağıtma planına karşı çıkıyor.
Hem Morales hem de muhalif valilerin çoğu geçen ay ulusal ölçekte yapılan ve Morales’in yüzde 67 destekle gelip çıktığı oylamayı onayladılar.
Bir başka Santa Cruz gazetesi olan El Mundo, eyalet valisini ve protesto lideri Branko Marinkovic’i Morales’in doğu bölgelerini “fetih” harekatına yeterince önem vermemekle suçladı.
Başkan desteğinin büyük kısmını Bolivya’nın batıdaki yoksul dağlık bölgelerinden alıyor, onun solcu politikalarına muhalefet edenler ise en fazla doğuda, doğalgaz kaynaklarınca zengin olan, ekilebilir verimli arazilerin daha fazla olduğu ve Avrupa soylu elitlerin yaşadığı batıda güçlü.
Morales Küba’nın eski lideri Fidel Castro ve sosyalist Venezüella Başkanı Hugo Chavez ile dost ve doğudaki pek çokları onun komünist bir rejim kurmasından endişe ediyor.
Morales hükümeti geçen yılki muhalefet boykotu sırasında müttefikleri anayasa taslağını onayladığından bu yana sağcı valileri ve meclis üyelerini susturdu.
Ve her ne kadar son görüşmeler tıkanıklığı kırabilecek olsa da pek çok analist tartışmanın devam edeceğinden endişe ediyor.
Bolivya merkezli bir stratejik araştırma grubu olan Andlar Enformasyon Ağı başkanı Kathryn Ledebur, hiçbir taraf “gerçek problemleri çözmedi. Yalnızca güçlerini yeniden kazanana kadar mola veriyorlar” dedi.
Eduardo Garcia
Kaynak: Sendika.org