
Bahrıye Üçok'u 18 inci ölüm yılında saygı ile anıyoruz. Kadın hakları ve iltica tehlikesi üzerinde duran tarihçi ve siyaset bilim insanı Bahriye Üçok 18 yıl önce kendisine gönderilen bombalı paket ile yaşamını yitirmişti.

Bahriye Üçok. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990'da Ankara'daki evine gönderilen bir kitabın içine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. İslam dininin yanlış yorumlandığını söyleyerek karşı çıkan Üçok, oruç tutmanın zorunlu olmadığını, İslam'da başörtüsü kavramının bulunmadığını konuşmalarında vurguluyordu.
Olaydan bir gün sonra polisin yaptığı araştırma sonucu, bombalı kitabın İstanbul'da Ekspres Kargo Perşembe Pazarı Şubesi'nden postalandığı ortaya çıktı. Şirketin teslim alma bölümünde görevli olan ve paketi teslim edenleri gören görevli Gülay Calap, ifadesinde zanlıların eşkallerini tarif etti ve kayıplara karıştı.
Calap, daha sonra İzmir'de yasadışı Türkiye Devrimci Halk Partisi'nin bölge sorumlusu olarak yakalandı. Ancak Üçok cinayetiyle ilgili umut olarak görülen Calap, yakalandıktan sonra verdiği ifadede bombalı paketi getirenleri tanımadığını söyledi.
Soruşturmanın ilk adımlarında, NATO menşeli olarak açıklanan patlayıcının cinsi sonradan yapılan açıklamalarda Ortadoğu kökenli örgütlerin kullandığı Çekoslovak malı C - 4 olarak değiştirildi.
Dokuz yıl boyunca diğer faili meçhul cinayetlerle birlikte aydınlatılamayan Bahriye Üçok cinayeti dosyası, 1999 Eylül ayında tekrar açıldı. Dönemin Ankara Emniyet Müdür Vekili Kemal İskender'in koordinatörlüğünde faili meçhul kalan olayların aydınlatılmasıyla ilgili "Faili Meçhul Olayları Analiz Birimi" adı verilen özel bir birim kuruldu.
Mayıs 2000'de Mumcu cinayetiyle ilgili başlatılan Umut operasyonu kapsamında ortaya çıkan ipuçları, Bahriye Üçok cinayetinin çözümüyle ilgili umut ışığı oldu.
Kışlalı cinayetinin çözümünde de ipucu olan zanlıların ifadeleri üzerinde yoğunlaşan polis, Üçok cinayetini çözmek için araştırma yapmaya başladı.
Soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, Üçok cinayetinin de diğer faili meçhullere ilişkin olarak da zanlıların sorgulandığını söyledi.
Umut operasyonu sürerken Hizbullah örgütü üyelerini sorgulayan polis, Muammer Aksoy ve Üçok cinayetiyle ilgili önemli ipuçlarına ulaştı. Örgüt üyelerinin sorguları sonucunda İslami Hareket ve Mumcu eylem grubunun dışında "Kayserililer Grubu" adıyla yeni bir eylem grubunun varlığı ortaya çıktı.
Mumcu suikastıyla ilgili tutuklanan Mehmet Şahin, ifadesinde bombalı paketin patlamasıyla yaşamını yitiren Üçok'a gönderilen bombalı kitabı Ankara'da gördüğünü söyledi.
16 Mayıs 2000'de Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, gözaltında tutulan Hasan Kılıç, Necdet Yüksel, Ferhan Özmen adlı kişileri sorgulaması sonucu Üçok'a yapılan saldırı da aydınlatıldı.
Bir üst düzey yetkili, Üçok cinayetinin faillerinin belirlendiğini doğruladı. Konunun yine İran bağlantılı olduğunu belirten yetkili, yakalanan kişilerin olup olmadığı konusunda, "Biraz daha sabredin. Her şey ortaya çıkacak, bizi takip etmeye devam edin" diye konuştu.
17 Mayıs'ta Umut operasyonu kapsamında Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan "Kudüs Komandoları" üyesi Necdet Yüksel ve Ferhan Özmen'in sorgulanmaları sonucu, Üçok'a yapılan bombalı saldırının failleri ortaya çıkarıldı.
Olayla ilgisi olduğu bildirilen biri Ankara dışında olmak üzere, üç kişi 16 Mayıs gecesi yakalandı. Bilal Yurt, Celal Aytufan ve Mehmet Gürova adlı zanlıların yakalanmasının ardından, polis 17 Mayıs sabaha karşı da Mustafa Koca'yı ele geçirdi.
Emniyet yetkilileri, gözaltına alınan bu kişilerin sorgulanması sonucu olayla ilgili yeni isimlerin belirlendiğini, bu kişilerin yakalanması için geniş çaplı operasyonların sürdüğünü bildirdi.
18 Mayıs'ta Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Üçok cinayetiyle ilgili aralarında Mehmet Kasap'ın da bulunduğu beş kişinin gözaltında olduğu bildirdi. Bir operasyonda yakalanan Mehmet Kasap'ın Üçok cinayetiyle ilgili olmadığını, ancak gözaltına bulunan diğer zanlılarla ilişkisi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını kaydetti.
19 Mayıs'ta Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında bulunan "Tekin" kod adlı Ferhan Özmen'in parmak izi Üçok'un öldürülmesi olayında kullanılan pakette tespit edilen parmak iziyle örtüştü. Bu bulgu üzerine tekrar sorguya alınan Özmen, cinayeti ayrıntılarıyla anlatırken, cinayetle bağlantısı olan ve bu olayda kendisini yönlendirenle yardımcı olanların isimlerini verdi.
Emniyet yetkilileri, Üçok cinayetiyle ilgili tüm detayların ortaya çıkarıldığını, ancak olayla ilgili bazı kişilerin firarda olduğunu, bu kişilerin yakalanması için çalışıldığını kaydetti.
Doç. Dr. Bahriye Üçok,
(1919, Trabzon – 6 Ekim 1990, Ankara)
Türk tarihçi ve siyasetbilimci, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi, Kontenjan Senatörü, Ordu Milletvekili ve SHP Parti Meclis üyesi.
Mehmet ve Nadire Bektaşoğlu'nun kızıdır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Coşkun Üçok ile evlenmiş ve Kumru isminde bir kızı olmuştur.
İlk ve Ortaokulu Ordu'da okuyan Üçok, İstanbul Kandilli Kız Lisesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenimini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Türk-İslam Tarihi Bölümü'nden alırken, aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera Bölümü'ne de devam etti ve bu bölümü de bitirdi. Samsun ve Ankara'da on bir yıl süren lise öğretmenliğinden sonra, 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi oldu. Aynı zamanda bu fakültenin ilk kadın öğretim üyesidir.
1957 yılında doktor, 1964 yılında "İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar" adlı çalışmasıyla da doçent olmuştur. Farsça ve Arapça'yı iyi derecede bilen Üçok, Kur'an-ı Kerim'e bağlı kalarak İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı. Bu nedenle 1960'lı yıllardan itibaren tehditler almaya başladı ve kendini güvende hissetmediği için akademik çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.
1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından kontenjan senatörü seçildi ve böylelikle aktif siyasi yaşama atılarak beş yıl boyunca Cumhuriyet Senatosu divan üyeliği yapmıştır. Siyasi tercihini CHP'den yana kullanan Üçok, 1977'de CHP'ye katıldı. 12 Eylül'den sonra açılan Halkçı Parti'nin 1983'de kurucu üyesi oldu. Daha sonra 1984 seçimlerinde de bu partiden Ordu milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1986'dan itibaren SHP üyesi oldu ve 1990 Eylül'ünde bu partinin parti meclisi üyesi seçildi.
Kasım 1988'da televizyonda yapılan bir açık oturumda, "İslam'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığını" açıklamasından sonra, "İslami Hareket" adlı örgütün yoğun tehditlerini almaya başladı. Üçok, 6 Ekim 1990 günü Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Köroğlu Caddesi'nde bulunan evine, Ekspres Kargo tarafından ulaştırılan ve gönderici olarak İlmi Araştırmalar Vakfı'nın göründüğü kitap paketini saat 16.30 sularında kapısının önünde açmaya çalışırken, paketin içine yerleştirilmiş olan bomba patladı. Ağır yaralı olarak Hacettepe Tıp Fakültesi Acil Servisi'ne kaldırılan Üçok, saat 20 sularında burada yaşamını yitirdi. Cenazesi 9 Ekim günü Maltepe Camii'nden kaldırılmış ve Karşıyaka Mezarlığı'na defnedilmiştir.
SHP Parti Meclisi üyesi olan Doç. Dr. Bahriye Üçok, katledildiği sırada SHP için bir laiklik raporu hazırlamaktaydı. Üçok, katıldığı toplantılarda sık sık laiklik, kadın hakları ve irtica tehlikesi üzerinde durmuş ve "laikliğin savunucusu ilahiyatçı" olarak tanınmıştır.
Fransızca, Arapça ve Farsça bilen Üçok, "İslam'dan Dönenler", "Yalancı Peygamberler" ve "İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar" adlı üç kitap yayınlamıştır.
Ölümünün ardından adı, İzmir'de önemli bir meydana; Artvin ve Ankara'da da bir caddeye verilmiştir.
Doç. Dr. Bahriye Üçok’un, Ankara’daki evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu yaşamını yitirdiği olayın ardından, paketi kabul eden ’kargocu kız’ olarak tanınan Gülay Calap, uzun süre ortadan kaybolmuştu. 16 Ocak 1994 tarihinde İzmir’de Türkiye Devrimci Halk Partisi İzmir sorumlusu olarak gözaltına alınan Calap örgütün, PKK’nın yan kuruluşu olduğu gerekçesiyle, çıkarıldığı mahkemece 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Kargocu kız, cezasının 4 yıllık bölümünü Çanakkale E Tipi Cezaevi’nde tamamlamış, 12 yıl hapis yattıktan sonra tahliye olmuş, DTP Parti Meclisi üyesi olarak 2007 Nevruz'da Çanakkale’ye gelmişti. Calap, 2007'nin Kasım ayında yapılan parti kongresinde DTP Genel Başkan Yardımcısı olmuştu.
Calap, Çanakkale’de 21 Mart 2007 tarihinde, DTP Parti Meclisi üyesi olarak katıldığı Nevruz etkinliğinde yaptığı konuşmada, bölücü terör örgütü PKK’yı ve lideri Abdullah Öcalan’ı övdüğü iddiasıyla, ’suç ve suçluyu alenen övmek’ suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Calap, bugüne kadarki iki duruşmaya katılmadı ve talimatla ifadesi alındı.
Eserleri
"İslam'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler",
"İslam Devletinde Kadın Hükümdarlar",
"İslam Tarihi",
"Emeviler - Abbasiler ve Atatürk'ün İzinde Bir Arpa Boyu"