A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

    s a l ı   |   n i s a n   29, 2025  
   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Orhan Pamuk'un Çalıntıları...

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 1 Yorum | 18 Aralık 2014 07:55:09

Orhan Pamuk Beyaz Kale 10. baskıya ulaşınca yararlandığı kaynakları yazdı. Ancak kitaba temel olan Pedro'nun Zorunlu İstanbul Seyahati kitabı kaynak listede yine yoktu! İlk kez, Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları'nın, Thomas Mann'ın ailesinin üç kuşak öyküsünü anlattığı Buddenbrook Ailesi romanına benzediği, Benim Adım Kırmızı adlı romanını Umberto Eco'nun Gülün Adı adlı eserinden, Kar'ın ise konusunu ve roman kahramanlarını Dostoyevski'nin Ecinniler adlı romanından alıntıladığı iddia edilmişti.

Ben, herkesin Orhan Pamuk diye gözünün karardığı dönemde Yeni Şafak'taki bir yazının ve Murat Bardakçı’nın birer cümleyle dile getirdiği savları ciddi bularak izini sürdüm ve 1996 yılında iki kitabı inceleyerek aşağıdaki benzerlikleri(!) ortaya çıkardım;  Edebiyat ve Eleştiri’nin Mart-Nisan 1996, 24. sayısında “Roman Yazma Teknikleri İçin Bir İbret Belgesi” adıyla yayınladım.*

Bir romancı, tarihi romanda elbette tarih metni zengin bir anlatım sunuyorsa, tarihsel gerçeklere sadık kalmak için bunu aktarabilir; ancak kaynağı vererek! Tersi, okuru aldatmaktır!


Türk Edebiyatı sahipsiz değildir!

Orhan Pamuk, yeni kitabında bir bozacıyı anlatırken belki bur gün şıracıyı da anlatır umuduyla  bu “ibret belgesi” metni tekrar yayınlıyorum. 
 
Aşağıdaki karşılaştırmada kullanılan bordo alıntılar, Güncel Yayıncılık tarafından Ocak 1996 yılında yayınlanan, Fuad Carım çevirisi, Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı, 16. yy. da Türkler’e esir düşen bir İspanyol’un anılarını anlatan kitaptan, ve İletişim Yayınları tarafından Ocak 1996 yılında l7. baskısı yapılan Orhan Pamuk’un Beyaz Kale adlı romanından alınmıştır.

"...Cenova’dan Napoli’ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponza Adaları’nda bekleyen Türk donanmasının hücumuna uğradık..." (Pedro s.11)

“Venedik’ten Napoli’ye gidiyorduk. Türk gemileri yolumuzu kesti..."
(Pamuk s.11)

***

"...Ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. Malüm a, kürek çekenler ya Türk, ya Mağribi. Gemi bir kere zaptedil mi, bunlar artık serbest. O vakit, Türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı, derler..." (Pedro s.12)

"... Türk ve Mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çığlıkları atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (Pamuk s.11)

***

 "...İlk önce, öyle bir niyetimiz olmadı değil. Fakat bir borda ateşi yiyince teslim olduk..." (Pedro s.13)

"Şiddetli bir borda ateşine tutulmuştuk, hemen teslim olmazsak gemimiz batacaktı..."
(Pamuk s.12.)

***

"...Birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi: ‘Böyle eden böyle olur’. Öbürünü kazığa çaktılar..." (Pedro s.12)

"Kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüştü. Kırbaççıları, burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..."
(Pamuk s.11.)

***

"...Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler, onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. Hem, sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok daha değerli eşyalarla doluydu..." (Pedro s.13.)

"...Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. Gemi ana-baba günüydü. Dışarıda herkesi toplamışlar çırılçıplak soyuyorlardı..." (Pamuk s.14.)

***

"...Cerrah mısın, diye sordular. Hayır deyince, az kalsın partiyi kaybediyordum. Bereket versin lafa, sözü geçen kaptanlardan Durmuş Reis karıştı. Cenevizli dönme Durmuş Reis ‘İdrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır" dedi, kürekten işte bu suretle kurtuldum..." (Pedro s.13.)

"...Sonradan Ceneviz dönmesi olduğunu öğrendiğim Reis iyi davrandı bana; neden anladığımı sordu. Küreğe verilmemek için hemen astronomi bilgimden, geceleri yön bulabileceğimden söz ettim, ama ilgilenmediler. Bunun üzerine bende bıraktıkları anatomi cildine güvenerek hekim olduğumu ileri sürdüm. Az sonra gösterdikleri kolu kopmuş birini görünce cerrah olmadığımı söyledim. Öfkelendiler, beni küreğe çekeceklerdi ki, kitaplarımı gören Reis sordu: ‘idrardan ve nabızdan anlıyor muydum?’ Anladığımı söyleyince hem küreğe verilmekten kurtuldum..."
(Pamuk s.14.)

***

"...En üste Muhammed’in sancaklarını astılar; bunların altına, bizden aldıkları bayrakları, haçları ve Meryem Anamız’ın tasvirlerini astılar. Külhanbeyler, başaşağı asılan bu haçlarla tasvirleri bir ok yağmuruna tuttular... Derken denizlerde eşine rastlanmayan bir top ateşi koptu..." (Pedro s.18.)

"...Bütün direklerin tepesine sancaklar çektiler, altlarına da bizim bayrakları, Meryem Ana tasvirlerini, haçları tersinden asıp külhanbeylerine aşağıdan oklattılar. Derken toplar yeri göğü inletmeye başladı..."
(Pamuk s.14.)

***

"...Ulu-Türk, tutsakları görmek istedi. İki bine yakın tutsağı, ayaklarından zincirleyip sıraladılar; kaptan ve zabit olanları boyunlarından çemberlediler ve bizden aldıkları trampetaları  çalarak, boruları öttürek ve bayrakları sürükleyerek hepimizi saraya götürtüler..." (Pedro s.19.)

"...Bizleri Padişah’a çıkarmak için zincire vurdular, askerlerimizi gülünç göstermek için zırhlarını ters giydirdiler, kaptanların ve subayların boyunlarına demir çemberler taktılar, gemimizden aldıkları borularımızı, trampetlerimizi alayla ve keyifle çalarak eğlene eğlene bizi saraya götürdüler..."
(Pamuk s. 18)

***

"...Sinan Paşa’nın oniki yıldan beri çektiği nefes darlığı artmıştı. Göstermediği hekim kalmamıştı. Sonunda beni de çağırdılar. Paşa’ya elimle bir şurup hazırladım. Nasıl alınacağını sorunca, işi çaktım ve bir kaşık isteyerek, gözü önünde, üç kere doldurup içtikten sonra, ‘alsana senyör’ diyerek, kendisine de içirdim..." (Pedro s.22.)

"...Oysa, derdi, bildiğimiz nefes darlığıydı. İyice sorup soruşturdum, öksürüğünü dinledim, sonra mutfağına inip orada bulduklarımla naneli yeşil haplar yaptım; bir de öksürük şurubu hazırladım. Paşa zehirlenmekten korktuğu için göstererek şuruptan bir yudum içip haplardan bir tane yuttum..." (Pamuk s.17.)

***

"...Amcabey diye  anılan, aslen Valencialı birini yollayarak, bir hıyanette bulanmayacağıma dair yemin ettirip zincirimi söktürdü..." (Pedro s.24.)

"...Bir hafta sonra bir gece gelen kâhya, kaçamayacağıma yemin ettirdikten sonra zincirlerimi çözdü..."  (Pamuk s.18)

***

"...yolda müslüman olmamı istedi. Yapamam, dedim. Koruya vardığımızda, dostlarından olan ve Hristiyanlıktan dönme, iki kişi beklemekte idi... Ne söylediğimi soran Paşa’ya, ben karşılık vererek, öfkeyle, kestirin kafamı, callada da, sana verilen emri yerine getir, dedim... ‘Seni din düşmanı ve Muhammed düşmanı köpek seni, biraz geçsin, ben sana yapacağımı bilirim...’ deyip yürüdü..." (Pedro s.28-29)

"...Bir kâhya kararımı sordu. Belki kararımı değiştirirdim, ama bana bunu bir  kâhya sordu diye değil!  Şu sırada din değiştirmeye hazırlıklı olmadığımı söyledim... İkisi, bir duvar dibinde durup ellerimi bağladılar, pek de büyük olmayan bir balta vardı ellerinde. Müslüman olmazsam, Paşa boynumun hemen vurulmasını emretmiş. Kalakaldım...

(...) Orada ellerimi çözerlerken azarladılar beni: Allah, Muhammet düşmanıymışım."
(Pamuk s.30-3l.)
 
“Roman Yazma Teknikleri İçin Bir İbret Belgesi”, Edebiyat ve Eleştiri dergisi, Mart-Nisan 1996, No: 24

NOT: "Beyaz Kale" başlıklı çalıntı romanının Almanca baskısının iç kapağında şöyle bir anıştırma vardır: "Bu kitabın Almancaya çevirisi Alman Sanayii ve Endüstri Ticaret Odaları tarafından finanse edilmiştir"


Ahmet Yıldız


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut { 19 Aralık 2014 10:06:46 }
sözcü gazetesinde "oray eğin"in yazısını
ilşikteki linkten okuyabilirsiniz..
nobel ödülü alabilmenin ne kadar bir hesap
kitap meseslesi olduğunu / türkçe bilmeyenlerin
nasıl oturup roman yaabildiklerini / politik alanda
bu ünlerine dayanarak nasıl ahkam kestiklerini...

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/oray-egin-2/orhan-pamukun-boza-problemi-677178/
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.

Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.
Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git