A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye'deki İrtica Gerçeğinin Kavramsal Ve Anatomik Analizi-2

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Şahin Filiz | 20 Mart 2008 08:45:20

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, çalışmasının ikinci bölümünde, genişletilmiş bir 'irtica' tanımı denemesinde bulunmakta, ve irtica kavramnı Arap-Din anlayışı açısından ayrıntılı olarak incelemektedir.

Dini, Felsefi, Sosyolojik ve Stratejik Yaklaşım

İrtica Sorununa Yeniden Bakış
Klasik İrtica Tanımı Üzerine Değerlendirmeler

Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işlerine karıştırmamaya çalışıyoruz. Kasta ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.” [1]

Atatürk’ün, dinin millet işlerine karıştırılmasından kastı, yatay irticadır. Dinin devlet işlerine karıştırılmasından kastı da dikey irticadır. Bu iki eksen, ülkemizde her dönemde varlığını sürdüren; zaman ve zemine göre renk, vurgu ve yöntem değiştiren irticanın inkâr edilemez varlığının omurgasını oluşturmaktadır.

Genişletilmiş İrtica Tanımı Denemesi

Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, bu devletin kurucu iradesi olan Atatürk ilke ve inkılâplarına, egemen ve büyük toplum olan Türk milletine, onun ahlakı, maneviyatı ve değerlerine (bayrak, vatan, din ve kültürel değerler vs.), hangi gerekçeyle olursa olsun, varlığına ve istikbaline yönelik bölücü, yıkıcı, tehdit ve tahrip edici iç ya da dış kaynaklı her türlü dini, siyasi, kültürel ve ekonomik örgütlü düşünce ve faaliyetlere irtica adı verilmelidir.

TESEV, Masonik kuruluşlar oldukları halde Atatürkçülüğü kullanan STK’lar, klanik ve etnik ırkçı (silahlı ya da silahsız) sosyal ve siyasal örgütlenmeler ikinci tip gruplara dair en açık örneklerden yalnızca bir kaçıdır. Bu tanım, hem saf ve sıradan dindar Türk toplumunun devlete daha fazla yakınlaşmasını, yakınlaşan Türk halkının her türlü tehdide karşı devletinin yanında yer almasını sağlayacak ve Miletleşmeye ivme kazandıracaktır. Türk halkı böylece devletinin, milli ve ahlaki değerlerine sahip çıktığını nesnel olarak görebilecektir.
Arap-İslam İdeolojisinin Teolojik ve Sosyolojik Arka Planı ve Arap-Din Anlayışı
Kaynaklı İrtica
Vahhabilik adlı siyasal-dinci hareketin mimarı Muhammed b. Abdilvahhab (1703–1792) ve sosyolojik-dinci hareketin meşhur düşünürü Seyyid Kutub (1906–1956)’un ortaya koydukları selefi düşünce geleneği, kendilerinden sonraki bir çok düşünürü, İslam ülkesini ve nihayet İslam düşüncesinin ve din anlayışının seyrini derinden etkilemiştir.

Ahmed b. Hanbel (VIII. Yüzyıl) tarafından sistemleştirilen Selefilik geleneği Muhammed b. Abdilvahhab’ın düşüncesinde dinsel doktrine dönüşerek katı ve köktenci bir kimlik kazanmıştır ve Selefiyeciliğe dönüşmüştür. Bir inanç önermesi olarak kullanılan yargılar Muhammed b. Abdilvahhab’la siyasal ve ideolojik bir hüviyete bürünerek Selefiyeciliği, daha doğrusu Arap tarzı bir İslam anlayışını doğurmuştur. XIX. Yüzyıldan itibaren Selefiyecilik, rasyonalist yaklaşımlarla daha modern hale getirilmeye çalışılmıştır.

İbn Suud’la birleşerek kelami kaygılarla başlayan Muhammed b. Abdilvahhab’ın Selefizm’i siyasal ve politik hedeflerle Seyyid Kutub’un sosyolojik Selefizmi’nin temelini oluşturmaktadır. Seyyid Kutub’daki Selefizm, fert boyutunda değil de toplumsal boyutta ön plana çıkmaktadır. Kutub, toplumu, İslam toplumu ve Cahiliye toplumu olarak iki ana kategoride ele almaktadır. Kutub, Muhammed b. Abdilvahhab’tan farklı olarak insanları toplumsal açıdan mümin ya da kafir olarak yargılamaktadır. Bu da onun Selefizm’inin daha çok sosyolojik özellikte olduğunu göstermektedir..

Kutub’un sosyolojik Selefizm’inin sosyal ve siyasal arka planının büyük bir kısmında Vahhabiliğin etkisinin olduğunu görmekteyiz. Vahhabilik öz itibarıyla teolojik kökenli olsa da sonuçta sosyo-politik bir hareket haline gelmiştir.

Kutub’un toplum düşüncesi kendisinden sonra radikal İslamcı gruplar tarafından daha çok benimsenmiştir. Onun Cahiliye toplumu diye nitelendirdiği toplumlara karşı tavrı bu gruplar tarafından cihat ideolojisine dönüştürülmüştür. İlk hedef, Milli devletlerdir. Kutub’un Cahiliye’ye karşı mücadelesi ile Muhammed b. Abdilvahhab’ın bidatlerle mücadelesinin birbirine benzediğini, hatta birbirinin devamı olduğu olduğunu söyleyebiliriz.

Ülkemizde dini akım ve hareketlerin anlaşılması için Muhammed b. Abdilvahhab ve Seyyid Kutub’un düşüncelerinin ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. İlki yatay, ikincisi de dikey İrticanın kaynağıdır. Çünkü ülkemizde milli birlik ve bütünlüğümüzü, Türklük ve ulus devlet yapımızı İslam dininin karşıtı olarak gören ve ideolojisini, İslam’ın temel inancı kabul eden irticai hareketlerin başta Arap kültürü olmak üzere dış kaynaklarını oluşturan özellikle bu iki figürdür.

Bu din yorumunun şeceresini kısaca şöyle belirtebiliriz:
1.Modern İslam ya da Yenileşme: Dine dayalı etik idealin kesintisiz yeniden yorumunu öngörür.
2.Fundamentalizm (Köktencilik): Etik idealin yorumunu tamamen reddeder.
3.Gelenekçilik: Etik idealin yorumlanmasına, genel olarak toplumsal uzlaşmaya aykırı olmamak kaydıyla izin verir. Gelenekçilik, modernizm ile fundamentalizm arasındadır. Ancak gelenekçiler değişime karşıdırlar. Sünni gelenekçiliğin temel doktrini, ilk nesil İslam bilginlerinin içtihatlarını ödünsüz kabule ve takibe bağlı olan bir görevdir. Buna ‘taklit’ denir..
Sünni gelenekçilik sistematik olarak Gazali (ö. 1111) tarafından ortaya konulmuştur. Ülkemizde Gazali dini egemendir. X yüzyıldan itibaren gelenekçilik Sünni İslam’da başat bir eğilim olmuştur. XVIII. Yüzyıla kadar pek çok gelenekçi, içtihat kapısının kapandığına inanmıştır. [2] Bir Cumhuriyet Kurumu olan Diyanet’in de böyle bir din politikası ve anlayışını benimsemediğine dair en ufak bir kanıt bulunamaz.


[1] Atatürkçülük 2, (Genel Kurmay Başkanlığı) MEBY., İst. 2001, s. 324.
[2] Bkz. Michel Hoebink, Thinking About Renewal in Islam…,ss. 23, 31, 35.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykur yazgan { 20 Mart 2008 18:13:46 }
yazının "TESEV" diye başlayan dördüncü paragrafını maasesef tam olarak anlayamadım.
bir açıklık getirilmesi ricası ile...
aykut
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git