A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Çatlı Yasası

Kategori Kategori: Söyleşi | Yorumlar 0 Yorum | 13 Şubat 2012 06:23:25

Yargı- Emniyet ve AKP arasındaki MİT krizi derinleşti. Özel yetkili savcının, MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadesinin alınması konusundaki ısrarına, hükümet kanadından jet bir yasa tasarısıyla karşılık geldi. Salı günü Meclis Adalet Komisyonu'na gelecek olan tasarıya göre artık sadece MİT müsteşarının değil tüm MİT çalışanlarının soruşturulması için Başbakan'dan izin alınacak.

Tasarı yasalaşırsa Fidan için geçerli olup olmayacağı yeni bir tartışma başlatmışken, yasalaşması halinde mahkemenin geri adım atmayarak Danıştay’a yasa değişikliğinin iptali için başvurabileceği konuşuluyor. Tüm bu hukuki ve siyasi krizi, eski başsavcı CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ile konuştuk.

- Mevcut krizden önce önceki geceden beri konuşulan tasarıyı sorayım ilk önce..
Genel bir yaklaşım hatası var. Bu yaşananlara bir sistem sorunu değil de yasalardan kaynaklanan bir sorunmuş gibi ele alınarak palyatif bir çözüm aranması yanlış. Sorun, Özel yetkili yargı düzeninden ceza hukukunun evrensel ilkelerinden baştan beri ihlaline ses çıkarılmaması nedeniyle özel yetkili yargı düzeninin adeta hukuk tanımayan bir frankeştayn’a dönüşmesi sorunudur. Sadece yasalarla bu durum düzeltilemez. Erzincan’da cemaati rapor ettiği için tutuklanan MİT mensuplarına niye kimse ses çıkarmadı?

Ama süreç ‘biz demiştik’ süreci değil o yüzden çözümü söyleyeyim: Artık düşman ceza hukukunu bir yargı pratiği haline getiren özel yetkili yargı düzeninden artık Türkiye’nin kurtulması gerekir.  CMK 250-251-252 ve TMK’nin adil yargılamayı ve CMK’deki diğer ihlal edilen maddeleri temizlemeden bu iş temizlenmez ama AKP bu yaklaşımdan çok uzak. Ancak kendisini ilgilendiren bir kriz çıktığında yanlış biçimde sanki yasada sorun varmışçasına yasa değişikliğine gidiyor.

- Peki AKP’nin getirmek istediği tasarının hukuki niteliği nedir? Örneğin MİT mensuplarına kalkan getirmesi eşitlik ilkesiyle bağdaşıyor mu?

Düzenleme, yasa tekniğinin ve ceza hukukunun bir çok kuralına aykırı. Ve sorunu çözmeyecek hatta daha çözümsüz kılacak. Öncelikle kişiye özel bir yasa niteliğinde. Eşitlik ilkesine aykırı. Yasalar sadece metinlerden ibaret değildir, hangi koşullarda çıkarıldıkları da yorumlama aşamasında önemlidir. Herkes biliyor ki bu Hakan Fidan ile ilgili çıkarılıyor. Ama herkes de şunu bilmeli ceza muhakemesine ilişkin hükümler, ‘derhal uygulanırlık ilkesi’ gereği önceden başlamış hukuki prosedürleri başa döndürmez. Yani maddi ceza hükümleri gibi geçmişe uygulanmaz. Öncesinde yapılan işlemleri geçersiz hale getirmez.

- Ama tasarının Fidan için de geçerli olabilmesi için hükümetin tasarıya ‘emredici bir hüküm’ ekleyebileceği konuşuluyor?

Hayır öyle bir şey olamaz. Zaten o da olursa bizim sürekli söylediğimiz Türkiye’deki hukuk sisteminin ucubeleştiği teşhisimizin çok keskin bir ispatı çıkar ki var olan hukuk düzeni bile ortadan kalkar. Ceza hukuku tekniği açısından oraya koyacağınız böyle bir madde işin içinden çıkılmayacak çok büyük sorunları beraberinde getirir. Usul açısından vahim bir ihlal olur. Ayrıca o zaman tüm süreç mi geriye gidecek? Erzincan’daki Mitçiler için yeniden izin mi isteyecekler?
Öte yandan zaten yasada bir sorun yok ki. Özel hüküm olduğu için zaten izin prosedürünün işlemesi gerekirdi.

- Peki tasarıda sizin gözlemlediğiniz sorunlar nedir?
Bu yasa değişikliğinin çok sorunu var. 1: MİT mensuplarını kapsıyor, 2: Başbakan tarafından özel görevlendirilmiş insanları kapsıyor. Başbakan tarafından özel görevlendirilen teriminin yer alması, bu değişikliğin sadece MİT mensuplarını kapsadığını düşündürse de zaten ilk cümlede MİT mensupları diye açıkça söylenmiş. Yani demek ki 2. Hüküm diğer tüm görevlileri kapsıyor. Bu hukukun kökünden iflası anlamına geliyor çünkü Başbakan’ın istediği kişiye dokunulmazlık vermesi gibi bir şey. Başbakan tarafından özel görevlendirme diye bir olgu bizim hukukumuzda yok. İdaremize göre kaynağını anayasadan almayan hiçbir yetki ve görev kullanılamaz.

- Böyle bir hukuki dokunulmazlık, derin olayların sorgulanamaması anlamına da gelmiyor mu?
Tabii ki. Siz herhangi bir kişiyi herhangi bir suçtan yargılamaya çalıştığınızda Başbakan “Bunu ben görevlendirdim” dediğinde bu iş bitmiştir. Bu aslında Abdullah Çatlı yasasıdır. Buna gladyoyu koruma yasası diyebiliriz. Diyelim ki “Sen git şuraya bomba at, falancayı infaz et” dediniz ve bu açığa çıktı. Demokratik her ülkede bunun hesabı sorulurken, biz de Başbakan’ın “Ben görevlendirdim” demesi yargılamayı durduracak. Örneğin Başbakan “Git Suriye sınırında birilerini öldür, provokasyon  çıkar bunu da Esad yapmış gibi göster” dedi, bu açığa çıksa bile biz bunu soruşturamayacağız.Ve bunu getirmek istedikleri ‘devlet sırrı’ yasasıyla birlikte değerlendirdiğimizde; söz konusu açığa çıkan olaya bir de buna devlet sırrı adı koyulacak ve buna da çete devletine dönüşme yasası denir. Olağanüstü tehlikeli bir durum.

- Zaten talimatları uygularken bir suç işleyen kişinin yargılanması için o talimatları veren kişiden izin istemek mantıksız değil mi?
Mantıkla da, hukukla da bağdaşmaz ve Başbakan’a bu yetki verilirse bunu çok kötü kullanacağı da yakın geçmişimizle ortada. Belki artık tetikçiler yargılanamayacak. Zaten yargılanmıyordu ama bunu hukuki bir kalkan da getirilmiş olacak.
Bakın MİT müsteşarı Başbakan’a bağlı ve ona hesap veriyor. Bu demektir ki bir iddia gündeme geldiği zaman asıl muhatap o talimatı veren kişidir. Hem hukuken hem siyaseten. Ama şimdi siz asıl sorumluya soruşturma izni vermeme yetkisi veriyorsunuz yani aslında kendisine kendisini koruyan bir hak tanıyorsunuz. Onun için bu yetki en azından başka makama bırakılabilirdi mesela Cumhurbaşkanlığı, Danıştay’ın bir dairesi ki batı ülkelerinde böyledir.

- Peki hukuki boyutundan çıkıp mevcut duruma gelirsek; ortadaki tablonun  Emniyet ve yargıda güçlenen Gülen ile MİT’teki iktidarını bırakmak istemeyen Erdoğan arasındaki bir çekişme olduğu söyleniyor. Sizce?

Bu aslında Türkiye için büyük bir fırsat. Yıllardan beridir biz gölge boksu yapıyoruz. Olan biten her şey cemaate atfediliyor. Her komplo, her hukuksuzluk cemaatten biliniyor oysa demokratik ülkelerde birinci sorumlu iktidardır. Bu anlayışın şöyle bir sıkıntısı var: iktidar muktedir olduğu halde sorgulanamaz hale geliyor. 10 yıldır her şey siyasi sorumluluğu olmayan ve açıkta da olmayan bir cemaate atfediliyor. Bu fırsat olabilir çünkü cemaat mensupları, cemaate gönül vermiş insanlar bunu cemaatin legalize olması için bir fırsata çevirebilir. Ne deniyor cemaat emniyet ve yargıda, AKP MİT’te güçlü, biz bunu sorgulamalıyız, bunu kanıksayıp ortadaki kavgayı doğal görmemeliyiz. Cemaat kim? Yakalama emrini çıkaran savcılar mı? O zaman o mekanizmayı ortaya çıkarmalıyız. Ya da bunun böyle olmadığını cemaat ispat etmeli. Asıl görev onlara düşüyor, ortaya çıkıp böyle bir kombinasyonun, görevlendirmenin olmadığını söylemeleri gerekiyor. Bunun inandırıcı bir şekilde ortaya çıkarılması gerekiyor. Asıl yargı kapsamlı bir soruşturma başlatıp gerçekten böyle bir kadrolaşma var mıdır diye araştırmalı. Yada kapsamlı bir Meclis araştırılması yapılmalı. Yoksa bu sanırım Türkiye’de herkesin hoşuna gidecek bir şeydir. Bu çağrıyı buradan cemaate tarihi bir çağrı olarak yapıyorum. Kimlikleriyle ortaya çıksınlar yaptıkları suç değilse zaten ortada bir sorun yok. Bu gündemimizden derhal çıkmalı. Türkiye'nin bu tartışmadan kurtulması, bu hayaletin de Türkiye'den çıkması gerekir. Emniyette, yargıda böyle bir yönlendirme varsa bunun hukukta yeri yoktur.

Zaten MİT’in kendi yönetmeliği sorunlu
Aslında yasa Mit mensupları tanımında da sıkıntı var ve o da çok tehlikeli. MİT mensubu dediğimiz olgu, MİT yasasında tanımlanmış. Orada bir kadrolular var, bir de sözleşmeliler var. Ama oradaki “yasa ve yönetmeliklerle görevlendirilmiş diğer görevliler” tanımı çok belirsiz.
Muhbirler olabilir mesela. Ayrıca MİT yönetmelikleri zaten gizli, yayınlanmıyor. Yani siz kimin ne şekilde, ne için görevlendirildiğini kimse bilmiyor. Bu çok tehlikeli bir durumdu zaten bir de üstüne bu yapmak istedikleri son değişiklik bunu daha da tehlikeli hale getirecek. Yani sömürge hukukunun yaygın olduğu devletlerdeki gibi bir madde çıkarılmak isteniyor.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git