A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Aşk Kusur Sevebilmektir.

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 4 Yorum | Yazar Yazan: Tayfun Şahin | 28 Eylül 2009 01:15:17

Parlak ışıklar altında, üzerinde ipekten yapılmış pürüzsüz bir elbiseyle, yavaş çekimdeymiş gibi aheste adımlarla yürüyen, her adımda gözlerinin önünden geçen saçların arasından, etrafı süzen tanrısal güzellikte bir kadına âşık olmaktan daha doğal ne olabilir?

Ya da beyaz atının üzerinde, heybetli vücudundan daha gösterişli bakışlarla, dörtnala kadınına at süren ‘Zeus soyundan’ bir erkek, kaç genç kızın rüyalarını süslemiştir acaba?

Hemen her gün, başında saatler harcadığımız filmleri, dizileri referans alırsanız; ‘aşk’ için ideal olan kadınlar ve erkekler, neredeyse kusursuz, insanüstü varlıklar. Tutkulu aşkların öznesi olan çirkin(!) bir kadına rastlamak ya da koca göbekli, dişlek bir adamın başrol oynadığı bir film bulmak neredeyse imkânsız renkli ekranlarda.

Mesela, bir kanalda Angelina Jolie arz-ı endam ederken, öbür ekranda Brad Pitt veya Orlando Bloom kıkırdatır güzel kadınları tek bir bakışla. Zaman değişir, mekânlar ve oyuncular değişir ama ‘aşk’ hemen her zaman ‘en güzellerle’, ‘en yakışıklılar’ arasında yaşanan bir oyun gibi resmedilir.

Oysa gerçek hayat bambaşkadır. Sabah ekmek aldığınız fırında çalışan kız, Sharon Stone’a benzemediği gibi, minibüs şoförünün Kadir İnanırla yegâne ortaklığı ismi olabilir. Türkan Şoray gibi bir köylü kızının ‘Al Yazma’sıyla bize görünüp, ceylan bakışlarıyla aklımızı almasını beklemek ise, ancak bütün hayatımızı köyden köye dolaşmaya adarsak ‘ihtimal’ sınıfına girebilir.

Bizler, yani sıradan insanlar, hayatımızın hiçbir döneminde film yıldızları kadar güzel ya da yakışıklı olamayacağız. Cicili balo salonlarında, orkestra eşliğinde ya da yıldızlar altında tutkulu bir müzikle ‘tango’ yapıp, nasıl kazanıldığı belli olmayan paralarla sevgililerimize pahalı sürprizler yapamayacağız. Ama filmlerin tam tersine; şişman kadınlar, kel erkekler, kısa boylu, yüzü sivilceli, fırça saçlı, bakımsız insanlar olarak birbirimize âşık olmaya devam edeceğiz.

Mükemmel bedenlere âşık olmanın kolaylığına sığınmadan, ‘kusurları’ sevmeyi, eksiklikleri içselleştirmeyi öğreneceğiz. Kadınımızın yüzündeki ‘yara izlerini’ özleyeceğiz örneğin. Sevgililerinin göbeklerinin, aslında ‘çok sevimli’ olduğunu iddia eden kızların sayısının ne kadar büyük olduğunu, şaşkınlıkla keşfedeceğiz. Aşk dolu bakan gözlerin, küçük de olsalar, nasıl anlamlı olduğunu öğrenip; şefkatle yüzümüze dokunan ellerin, kocaman ya da küçücük olmasının önemsizliğini fark edeceğiz huzur dolu, kaçamak buluşma günlerinde.

Hatta eğer, kurtarabilirsek kendimizi ‘dayatılan’ güzellik kavramından; en duygulu aşk şiirlerini, kargacık, burgacık harflerle, alelade bir kâğıda yazıp; çirkin, titrek sesimizle okumaya çalışacağız ‘aşklarımıza’. Ve bizler kadar sıradan olan kadınlarımızın ya da erkeklerimizin, film yıldızlarından çok daha gerçek ve güzel olduklarına iman edeceğiz.

İşte bütün bunları yapabilirsek bir gün… Aşkın kusurları sevebilmek olduğunu anladığımız gibi, parıltısına aldanmadan sistemin, büyüsüne kapılmadan düzenin, çocuklarımız da bizler gibi âşık olabilsinler, kendilerini kilolarıyla, büyük burunlarıyla, koca ayaklarıyla sevecek insanların olduğunu öğrensinler; paranın, boyalı dudakların, satın alınmış unvanların her şey olmadığını bilsinler diye, daha adil, daha insani ve çok daha yaşanabilir bir dünya kurabileceğiz.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

nadir { 28 Ekim 2009 09:05:02 }
Gecenlerde yasli 70 lerinde bir teyze ile tanismistim ve hem acimistim haline hem de cok saygi duymustum esine olan hurmetine. 6 ay kadar once kocasini yitirmis ve hayatinda ilk kere kendi karariyla bir dost ziyaretine planlayip, biletini alip kalkip gelmisti uzaklardan. Birtek sunu soyledi " esime ve kararlarina okadar saygili ve guven icindeydim ki, kendim karar verirken kendi sorumlulugumu ustlenmek cok agir geldi..." 52 senelik evlilikte hicbir aksam yemegini ve sabah kahvaltisini ayri yapmamislar neredeyse ve hicbir farki olmayan kahvaltilardan sonra bile bey eline saglik demis oyle kalkmis sofradan... Eminim teyzeyi Rahmetli Baris Manco dinleseydi cok ama cok guzel ezgiler cikardi bu mutlu tablodan...
Ask biraz da sevene hurmet, sevilenden de ozen bekler diye dusunuyorum...
Yoksa dizilerdeki sanal kurgulanmis hayatlarin denk gelen olaylari ile ortussun istersek yasami, cok bekleriz...
Memet { 25 Ekim 2009 03:29:08 }
bu yazı bana her zaman saygı ile andığım sayın edebiyat öğretmenim Hüseyin Gürtunca'nin hala unutmadığım şu sözlerin anımsattı: "kusurların meziyet sayıldığı yerde aşk vardır".
ibrahim { 18 Ekim 2009 02:06:45 }
ve bunun iki tarafli olmasidir..
kübra { 29 Eylül 2009 19:15:13 }
evet süper bir yazı beni lise çağlarıma getirdi defterlerimizdeki kısa notlar geldi aklıma aşk sevgilinin çarpık bacaklarını düz görme eğilimidir yazıyordu bir defterimde aşk kalbe girince seyahate çıkan akıllar güzel günlerdi bizlerde büyüdük tıpkı dediğiniz gibi dizileri seyrettik filimleri izledik ama onlar gibi mükemmel ne olduk nede onlar gibi mükemmellerle birlikte hayatı paylaştık .ama farklı şeyler gelişti hayatımızda bu seferde neden sende şu filmdeki adam yada kadın gibi romantik değilsin bana öyle süprizler yapmıyorsunlar başladı yada bunu gibi şeyler.aşık veyselin dediği gibi güzelliğin beş para etmez bendeki bu aşk olmasa evet insan güzeli sevmez sevdiğini güzel sanır sevdiğimiz güzellerle bir ömür geçirmek umuduyla ....
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git