A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

MABET - İNSAN (1)

Kategori Kategori: Merkezli Düşünme | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Metin Bobaroğlu | 03 Kasım 2009 23:28:32

Düşüncenin merkezine bir kavramı oturtmak ile düşüncenin merkezine bir olguyu oturtmak veya bir nesneyi oturtmak arasındaki ayrımı görmek için ortaçağdaki düşünceyi biraz daha inceleyeceğiz. Düşüncenin merkezine soyut kavramsallığı koyacağız; böylece soyut kavramsallığın nitelikleri biçimleri, bunların doğurduğu bilinç durumları ile ilgili düşüncemizi irdelemeye çalışacağız.

Dolayısıyla kendi üstüne katlanan yansımalı düşüncenin ya da özneye dönüşün, öznenin bakışını nesneden çekip kendi üzerine döndürmesinin yolunu izleyeceğiz.

Arkaik dönemlerle tarihsel olanlar arasında yaşamın değerlendirilmesi veya yaşamı içselleştirmek, yaşamak anlamında birçok özellikli ayrımlar var. Ancak bizim bu çalışmamıza özgün bir ayrımı M. Eliade’nin Ebedi Dönüş Mitosu’ndan izleyebiliriz.
 
Arkaik ve geleneksel toplumların insanıyla Musevi Hıristiyanlığın güçlü etkilerini taşıyan modern toplumun insanı arasındaki başlıca fark; arkaik olanların kendisini kozmosla ve kozmik ritimlerle ayrılmaz bir biçimde bağlantılı olarak görürken, diğeri yani tarihsel olanın yalnızca tarih ile bağlantılı olduğunu iddia etmesidir.
 
Yani modern insan kendisini tarihsel olanda görüyor ve kendi içsel bağını tarihselliğinde kurguluyor. Dolayısıyla tarihsellik somut bir kültür öğesini taşıyor. O somut kültür öğesinin o somut insanı belirlediği savı var, ama arkaik toplum böyle değil. O kozmosla ve kozmik ritimlerle (güneşin doğuşu-batışı, ayın hareketleri, mevsimlerin belli aralıklarla kendilerini tekrar etmesi vb.) kendini bütünleştiriyor. Başka deyişle kozmosta olan olaylarla hatta o dönemde Astroloji, gök biliminin çok ilerlemesinin bir nedeni olmuştur. Sürekli gök gözlemleri ile kendisini özdeş kabul eden bir insan anlayışı var: Mevsimlerin gelmesi, güneşin doğup batması aslında birer yanılsama olmakla birlikte o zaman için bunlar birer gerçeklik olarak kavranmış. Aslında birer realitedirler, yanılsama realitesi tabi, ama hakikat değiller yani belli bir yasalılık içinde tanımlanmış değiller. Bu güneşin doğup batması ritmi, bir sürekliliği ve güvenilirliği oluşturuyor.
 
Arkaik insanın genel davranışlarında ne dışsal dünyanın nesneleri ne insani eylemler kelimenin tam anlamıyla özerk, kendine ait bir değere sahip değiller.
 
Nesneler ya da eylemler onları aşan bir gerçekliğe şu ya da bu tarzda katılmakla değer kazanırlar; yani herhangi bir eylem, bir insan edimi tek başına bir değer taşımıyor.
 
Onun kendisini aşan bir gerçekliğe hizmet ettiği düşüncesiyle ona bir değer yükleniyor. Bu bir olay için de böyle, bir nesne için de böyle yani güneş yalın, modern bir anlamda, bilimsel anlamda arkaik topluma hiçbir şey söylemiyor. O zaman salt bir doğa parçası, ama güneş hayat veren, insan hayatının bütün safhalarını kapsayacak olan ilk kaynağı oluşturması açısından dinsel bir öğedir de. Ona tinsellik yüklenmektedir ya da o nesne olarak var olmasından daha farklı bir şeye katılmakla anlam taşımaktadır. Bu nedenle bütün doğa nesneleri yaşam öğeleriyle ilişkili olarak düşünüldüğünde yaşamı anlamlı kılan tinsel bir boyut kazanıyor arkaik toplumlar için.  
 
Bu anlamda arkaik toplumların sanatını da yaratan davranış olarak sanatın kaynağının kültürel (kültürleştirme anlamında) yani fantastik, tasarımsal bir şey olmadığını, gereksinimden doğduğunu ve o gereksinimin daha çok yaşamı anlamlı kılmak gereksinimi olduğunu söylemek olanaklıdır. Dolayısıyla sanat, felsefe, bilim ve psikoloji bu noktada kesişiyor, tam da bu noktada kesişiyor, çünkü yaşamın anlamlı olması psişeyi yaratıyor.
 
İnsan psişesi yaşamın anlamı üzerine kurulan bir şey, ve yaşamın anlamını yitiren insan giderek psişesinde dağılma, parçalanma, kopma ve patolojik durumlara kadar giden bir süreci yaşıyor. (geri dönüş).
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

ümit yılmaz { 31 Aralık 2009 19:17:50 }
Metin bey tüm sohbetlerinde ve yazılarında dinleyene yada okuyucuya kendisini anlatmıyor,tam tersine okuyucuya kendi kendisini anlamasını, yani okuyanın kendi eşsiz yaratıcı gücünü idrak etmesini sağlayan aktif bir ortam yaratmaya çalışıyor.Bunu yapabilmenin tek yolu okuyucuya ASİST yapabilmektir.Sanırım bunu yapan tek kişi Metin bey.Hem sohbetlerde hem de yazıların da karşısındakine öyle iyi asistanlık yapıyorki, siz ne kadar bilgisiz yada yeteneksiz olsanız bile ,bu ilişkiden karlı çıkan yine siz oluyorsunuz.Aydınlarımızın bu konuda inanılmaz bir eksiği var; oysa her zaman USTA olan asist yapandır: Metin beyin tüm yazılarının bu açıdan da değerlendirilmesini ;yani okuyucuya nasıl da asistanlık yaptığının idrak edilmesini umuyorum; saygılarımla
soru { 07 Kasım 2009 22:43:32 }
burada merak ettiğim nokta doğanın getirdiği olayların insanlar üzerinde yarattığı tarih ve tanrı etkisi diyebilirim. yani tarihi oluşturan günler güneşin doğması ve batması ile sınanmış kavramlar toplamı , aynı zamanda ilk tanrı düşüncelerini de doğanın insanlar üzerindeki korku anlayışı (yıldırım, ateş vs) olarak düşünürsek bu iki kavramın sürekli olarak birbirini kovaladığı gerçeği biraz garip. arada sanki bir şeyler kopuk yada ben yanlış anladım. insan kosmos ile yalnızlığı, bireyselliği ve tanrı ile sonsuz birlikteliği tadıyor gibi, peki bu ikisi birleşince ortaya çıkacak karışımın yan etkileri ne olabilir... yazılarınız için teşekkürler.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…
Türkiye raporu: Özgürlükler ciddi zarar gördü

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı
Ton balığında cıva: Zehirli madde seviyesinin kontrollere rağmen hala yüksek olduğu tespit edildi

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti
İnsanlık için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adım

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.
Dünyada zorla çalıştırılanların sayısı artıyor.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI
Emek, Ümit ve Para

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git