A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Beyin ve Göbek...

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 12 Ocak 2008 00:20:25

Futbolda "adamla değil topla oyna" diye bir lâf vardır. Gol atmak için topla oynamak gerekir. Ama biz topu bırakıp adama takılmaya alışmışız iyice. Birisi bir söz söylediği zaman "o zaten komünist / faşist / dinci / ırkçı / Sabetayist / Mason vs. vs." deyip söylediklerinin geçersiz olduğunu bu yolla kanıtlamaya çalışırız hep.

Aslında insanları yaptıklarıyla değerlendirmek gerekir. Ama biz bırakın yaptıklarını, sözleriyle bile değil, o kişinin “ne” olduğu ile değerlendirmeye fena alışmışız. Neden mi? Çünkü insanların sözlerini, yaptıklarını değerlendirmek kafa işidir, beyin işidir; kafamızı kullanırsak beynimiz yorulur, eskir. Belki de beynimizde birşeyler yoktur, çalıştırsak ta bir yere varamayacağımızı biliriz de ondan. Onun yerine göbeğimizi kaşımak daha kolay gelir. Göbek kaşımak insana keyif verir.
Şu ölümlü dünyada göbek kaşımak varken neden beynimizi kaşıyalım, değil mi efendim? Biz göbeğimizi kaşırken beynini kullanan, çalışan, birşeyler üreten kişileri de aşağılamayız ki, önemli olanın göbek kaşımak olduğu cümle âlem tarafından biline. Orhan Pamuk’tan sonra şimdi de hedef Fazıl Say oldu.
Fransızların en ünlü 20. yüzyıl yazarlarından birisi Jean Genet’dir. Resmen bir “orospu çocuğu” olan Genet 10 yaşında ilk hırsızlık suçunu işlemiş, hırsızlık ve eşcinsel fahişelik suçlarından 30 yıl süreyle hapse girmiş çıkmış, 1947’de müebbet hapse mahkûm olmuş, 1948’de affa uğramış ve... ölmeden üç yıl önce, 1983’te kendisine Fransa’nın en büyük edebiyat ödülü Grand Prix National des Lettres verilmiş. Bir Avrupa ülkesi ile Türkiye gibi ülkeler arasındaki mentalite farkını bundan iyi ne sergileyebilir?
Türkiye ve benzeri ülkelerde sanata kıyısından köşesinden bile bulaşmamış insanların sanatı küçümsediğini, aşağıladığını çok görüyoruz. “Ne olmuş yâni, üç beş kitap yazmışsa?” veya “aman canım, piyano çalmış ta ne olmuş” gibisinden lâflar artık soyunun tükendiği sanılan insanımsı neandertallerin soyunun halâ devam etmekte olduğunu kanıtlıyor. Hayvanlar ve insanımsılar sanat üretmezler, ayakları sanata takılsa tökezleyip küfrederler.
Atamız saydığımız ilk insan kromanyonlar bile mağaralarında resim yapmış, sanat üretmiş. İslâm dininin yasaklarına karşın insanlar minyatürler yapmış, hattat olmuş, müzisyen olmuşlar. Yalnızca resim değil, müziğin de yasaklandığı Afganistan’da Buda heykellerini dinamitleyen Kuran talebesi ise daha sonra eminim gidip göbeğini kaşımıştır.
Bu talebe eminim ne Shakespeare okumuş, ne Beethoven dinlemiş, ne Picasso resmi görmüştür. Neleri bilmediğini de bilmediğinden rahvan bir mutluluk içinde göbeğini kaşımaya devam eder.
Ne yapmış Orhan Pamuk? Tüm dünyanın takdirini, övgüsünü kazanan romanlar yazmış. Bırakın roman yazmayı, iki sözcüğü ardı ardına koyamayan insanımsıların saldırısına uğramış, yaptığı iş küçümsenmiş. Hele hele kalkip ta Ermenileri, Kürtleri öldürdük falan gibi lâflar etmişse vay haline!
Ne yapmış Fazıl Say? Genç yaşında dünyaca beğenilen, aranılan bir müzisyen olmuş. Her tür müziğin günah olduğunu savunan Kuran talebesi veya Bülent Ersoy’un hönkürmelerini ya da Amerikan dımtıslarını müzik sanan kişilerce horlanmış. Bir insanımsı kalkıyor, Muazzez Abacı ile Mozart’ı aynı kefeye koyuyor. Her nota bilmez şarkıcıya “sanatçı” sözünün yakıştırıldığı bir ortamda gerçek sanat yaratmak kimin haddine? Hele o kişi kalkıp yobaz gürühunun “Allah Allah” nidalarıyla, tekbir getirerek diri diri yaktığı gerçek sanatçılardan birisi için bir ağıt yazmışsa!
Madımak otelinin anısı halâ taze. Yakılmak istenen kişinin Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan birisi, daha da önemlisi en dürüst aydınlarımızdan birisi ve milletimizin aptallığını yüzüne vurmak cüretini gösteren bir Aziz Nesin olduğunu unutmadık.
Ne yapılır? Okullarda sanat eğitimi verilmez, yeni yetişen gençlerin iyi edebiyatın, iyi müziğin, iyi resmin, iyi tiyatronun ne olduğunu öğrenmelerine fırsat verilmez ki halkın beğenisi gelişmesin. Yoksa piyasa şarkıcıları, televizyonda tiyatro adına yapılan ve göbeğimizi kaşıya kaşıya seyrettiğimiz kepazelikler iflâs eder. Allah muhafaza, belki de beynimizi kullanmak zorunda kalabiliriz.
Biliyoruz göbek ne kadar büyürse göbeği kaşımak ta o kadar zevkli olur. O yüzden göbek kaşıma zevki olan kişilerin göbek büyütmesine, göbeğini büyütmek için de ne bulursa yemesine şaşmamak gerekir. Göbek büyütmek, “aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yemek” yerine bir roman üreten ya da beste yapan “enayiler” kalkıp bir de göbeklileri eleştirme cüreti gösterirse, e o zaman tabii ki sansüre uğrar, yasaklanır, ölümle tehdit edilirler. Onlar başka türlü insanlardır çünkü, evrimleşmişlerdir, sanat diye birşeyin önemini kavramışlardır, insanımsı olmaktan çıkmışlardır artık. Neandertallerin arasında işleri yoktur.
İnsanımsıların saldırılarından kendilerini korumak için insanların daha fazla olduğu ülkelere gitmeyi düşünebilirler. Oh, o zaman da “vatan haini” olmakla suçlanırlar, ağızlarının payını alırlar. Hemen soylarını kurcalarız, bir “Ermeni tohumu” veya “dönme” falan var mı soylarında acaba diye. Ne hakları var canım bizleri aşağılık duygularına sürüklemeye?
Adam ruh doktoruna gitmiş, kapıda dikiliyor. Doktor “buyrun içeri” diyor. Adam ezile büzüle “sanırım bende aşağılık kompleksi var” diyor. Doktor adamı divana oturtuyor, bir saat anlattırıyor. Seansın sonunda adam yine çekine çekine “ne diyorsunuz doktor bey, bende gerçekten aşağılık kompleksi var mı” diye soruyor. Bir saat adamın nasıl bir insan olduğunu dinlemiş olan doktor “yok canım, sizde kompleks falan yok; siz aslında aşağılık bir insanmışsınız” diyor. Tabii hiç bir ruh doktoru hastasına bunu söylemez; fıkra işte.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git