A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Françoise Rastoix

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 16 Mayıs 2014 03:28:59

Françoise kitapevi kurucusu, sahibi, yayıncı ve çevirmendi. Ana ve babasının, kardeşlerinin, akrabalarının, yakın dostlarının ve sevenlerinin şiirsel kısaltmasıyla Fanfan’ın belirgin özellikleri pek çok. Ama en önce şu üçünün belirtilmesi gerekiyor : feminist, komünist, Türkiye hayranı.

Fanfan en doğal biçimiyle feministti. Anadan doğma. Onun için kadın ve erkek eşitliği doğanın arzusu, yaşamın en iyi biçimde ifade edilmesi, toplumsal, siyasal, ekonomik dengelerin adil ve özgür biçimde somutlaştırılmasıydı. Feminist nutuklar atmadı hiç. Bir feminist olarak ilişkilerini düzenledi ve öyle yaşadı. Bu bakımdan kimseye tek kuruş borçu yoktur. Alacağı vardır mutlaka,  ama o buna da pek önem vermezdi. Vermesini bilir almasını beçeremezdi çünkü.



Françoise en hakiki ve en samimi biçimde komünistti. Fransız Komünist Partisi’nin (FKP) bir hücresinde doğdu desem yeridir. Emziğinde L’Humanité’nin başyazılarından izler vardı. Belki ortaokulda belki daha önce FKP üyesi oldu. Ve siyasi aşkını asla terketmedi. Vefanın böylesi az görülür. 1981 sonrasında François Mitterand’ın ve Sosyalist Parti’nin  saman altından su yürütür yöntemleriyle FKP’nin tabanını çekmesi, FKP’nın kolunu kanadını kırması üzerine seçmen sayısının azaldığı günlerde bile Françoise Partisi’ni terketmedi. L’Humanité’nin artık maliyetini bile çıkaramayacak derecede az sattığı zaman dilimlerinde de Fanfan gazetesine aboneliğini sürdürdü. « Hâlâ L’Humanité mi okuyorsun ? » diye takıldığım anlarda bile başını öne eğerdi belki ama gazetesini okumayı asla bırakmazdı. Okuduğu L’Humanité’leri asla atmaz, kitapevinde bir köşede bana vermek üzere saklardı. Tamam zamanı gelince arada bir Libération da hatta Le Monde da okumaya başladı ama L’Humanité tiryakiliğinden asla vazgeçmedi. Françoise FKP yayın organının tek ve son okuyucusu olmaya adaydı. Bugüne kadar gösterdiği vefa bunun ispatıdır. Hakiki ve samimi komünist geleneğinin gereği ve gerçek bir demokrat olarak sivil toplum örgütlenmelerinin hemen hemen tümünde görev aldı. Elinden geleni yaptı. Bir ömre sığdırılabilecek bütün militanlık örneklerini verdi. Her 1 Mayıs’ta gösteri ve yürüyüşte yerini aldı. Her dayanışma girişiminde elinden geleni yaptı. Fanfan’ı siz Paris mazlumlarına sorun onlar evet bilhassa onlar size en iyisini anlatacaklardır.

Françoise Türkiye hayranıydı. Kaç kez gitti kaç kez geldi. Dünya kadar insanla arkaş oldu. Bunun sorumlusu Abidin Dino’dur. Abidin’e Türkiye Cumhuriyeti’nin fahri büyükelçisi denmesinin nedenlerinden biri de budur : Abidin’i seven ülkesini de seviyor. Onu seven yurttaşlarını da bağrına basıyor. Françoise’ın Abidin’le tanışmasını ve sonrasını Abidin’in hayatına  ilişkin çalışmamın üçüncü cildinde anlatıyorum. Burada yinelemeyeceğim. İşte bu hayranlığın, sıcaklığın, dostluğun içinde Anadolu’nun efendi, dinamik ve yardımsever, devrimci genci Rüstem Güçüyener’le tanıştı. Ve bu iki genç Paris’te kimsenin cesaret edemeyeceği, aklına bile getiremeyeceği bir işe birlikte ve acemiliğin verdiği heyecan ve coşkuyla başladı : Türkçe kitap, dergi, gazete satacak bir kitabevi açmak. Açtılar : Özgül Kitabevi 1982’nin ortalarında, ben diyeyim mayıs siz deyin haziran, açıldı. Ne davul ne zurna. En sessiz ve en doğal biçimde. Rue de Lancry’de. Evet evet Özgül Kitabevi’nin ilk adresi Rue de Lancry’dir. Daha sonra Rue de l’échiquier’ye taşınıldı.

Eylül 1982’de Fransa’ya bilmem kaçıncı kez varışımdan birkaç hafta sonra bir rastlantı sonucu elime geçen bir gazetedeki « Paris’te Türkçe Kitabevi » başlıklı küçük bir duyuru dikkatimi çekmiş, adresini not edip o gün veya ertesi gün oraya, Rue de Lancry’ye, bir akşam üstü damlamıştım : Geniş bir mekan, solda yere serili gazetelerin üstünde yanyana dizilmiş, yüz, belki yüz elli, belki iki yüz kadar kitap. Tek tek ve bir parça hüzünle muhtemel okuyucularını bekliyor. Sağda derme çatma bir masanın etrafında yine derme çatma iki sandalye ve biri duvarın önünde oturmuş öbürü tam karşısında iki bayan. Çay saati, çay içiyorlar.  « Bonjour »dan sonra, ilk sözü Françoise’ın « Çay içer misiniz ? » oldu. Françoise’la böyle tanıştık. Ve bu tanışıklık sıkı bir arkadaşlığa, hakiki dostluğa dönüştü zaman içinde. Zaman devrildi. Aktı geçti ve 23 Mart 2013’te Özgül Kitabevi’nin « fermissage »ını birlikte idrak ettik. Bu tarihten bir ay kadar önce Özgül’e uğradığımda Rüstem, kitabevini sattıklarını ve Mart sonunda kapatacaklarını söyleyince, « Böyle sessiz sedasız kapatmayalım, mutlaka bir veda toplantısı düzenleyelim, bir-iki bardak bir şeyler içip anılarımızı tazeleyelim » dedim ve tarih olarak da önce 26 Martı önerdim. Ancak bir cumartesi gecesi düzenlemenin daha uygun olacağını hesap ederek 23 Martta karar kıldık. Bu tarih Abidin Dino’nun 100. doğum yıldönümüne denk geldiği için de epey anlamlıydı. Evet 23 Mart 2013’te Özgül Kitabevi hakiki bir veda toplantısına sahne oldu. Herkesin ismini saymayacağım ama Françoise’ın kadim dostlarından Şükran Efil, Ayten Güneş, Nazmiye, Emine, Malike ve Türkan’ı anmadan da geçmemeliyim. O gece herkes Özgül’e mutlaka uğradı. Anılar ve iman tazelendi.

İki gencin birkaç yüz kitapla, amatörce ama hakiki kitapsevgisiyle, aşkla, özenle ve titizikle başlattıkları ve zorluklara karşın sürdürdükleri bu serüven romanlıktır. Yazılması gereken.

Birçok insana, kadın, erkek ve çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırdılar.

Kitap, dergi, gazete okunmasının sürgitmesi umudu ve amacıyla zaman içinde tercüme ve danışmanlık işleri de yapan ve bu vesileyle birçok gençe, Paris’e yeni gelmiş Fransızca bilen öğrencilere, kimi dostumuza ekmek kapısı açan, mesleği öğreten Françoise ve Rüstem’e hepimiz, evet hepimiz, şu veya bu biçimde borçluyuz. Borcumuzun tümünü ödemek için de herkes gerekeni yapmadı. Bunların da yazılması gerekiyor. Paris Kitabı çünkü unutmaz.   

Kitaplarla dolu karton kutuları Türkiye’nin köy ve kasabalarına hediye olarak gönderen Françoise ve Rüstem kitap aşkının coğrafyasını genişlettiler. İmza günü, kitap tanıtım toplantıları düzenleyip  Paris’li okumuş yazmışlarımızın biraraya gelmesini, bir veya iki bardak bir şey içmelerini, üç beş satır sohbet etmelerini sağladılar.

Özgül Kitabevi sonuç itibariyle karşılaşma, buluşma, tartışma, sohbet etme, hasret giderme mekanı olarak anılarımızda. Ve bu işte Françoise hep dinleyen, yardımetmeye hep hazır, sevecen, gözlerinde umut ve gelecek coşkusu, Büyük İnsanlık için hemen harekete geçecek güzellikleriyle aklımızda. Bu da bize yeter. 
NOT : Françoise’ın yeğeni Sébastien Rastoix’nın arkadaşı William Denayre ile gerçekleştirdiği « Kitabevi » isimli çok kısa filmi sakın kaçırmayın.

İkinci not : Bu makale yayınlandığı kaynak belirtilmeden kullanılmasın lütfen. Ekteki fotoğraf alınacak olursa Sébastien Rastoix imzası unutulmasın lütfen.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.

Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke

Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.
Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git