A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Dil, bir yazarın her şeyidir

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 21 Aralık 2008 01:40:28

Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi, dün partinin Stutgart'ta yapılan genel kongresinde aldığı kararla "Almanya'nın dili Almanca"dır maddesinin Federal Almanya Anayasası'na eklenmesini kararlaştırdı. Böylece, bugüne dek ırkçılar tarafından dile getirilen "Almanya Almanlarındır" sloganıyla özetlenen görüşle Alman dili ve kültürünün her alanda hakim olması, ülkede yaşayan yabancıları "öncü kültür" e uyum konusunda zorlu günler bekliyor.

Berlin Günceleri 1 –  7 Aralık
 
1 Aralık, Pazartesi
 
“Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gövdesine sarılıyorum”
 
diyor ya Cemal Süreya, annem aklıma düştü bugün.
 
5 Ekim 1979 günü kapkaradır benim yaşamımda. Annemi toprağa vereli tam 29 yıl oldu ve ben onu hiç unutamadım. Anneler unutulur mu? Annesini unutan, unuttuğu için sevinen de var mıdır acaba?
 
M. Mahzun Doğan, “Annelerin Sesi Mavi”dir demişti  “Anne Şiirleri Seçkisi”ne (2002).
 
Annemin üzerine benim de iki şiirimin yer aldığı bu seçkideki Arif Dino’nun şu kısacık şiiri nasıl da çarpıcı ve insanın yüreğini burkucu:
 
“Gülmeler, sevinç
 Ağlamalar, keder
 Sonu ölüm
 Annem öldü” (El Fatiha şiiri)
 
 
2 Aralık, Salı
 
Kar yağıyor.
 
Dıranas, “Kardır yağan üstümüze geceden,” diyor.
 
Kar tutunmaya çalışıyor. “Yağmurlu, karanlık bir düşünceden”.
 
Gece, soğuk. Zifir gibi karanlık. “Kar yağıyor üstümüze, inceden”.  Sokak lambasına yağıyor kar, tane tane, hiç acele etmeden.
 
Sokaktan tek tük araba geçiyor, o da hızla, bir yere yetişmek ister gibi.
 
 
3 Aralık, Çarşamba
 
Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi, dün partinin Stutgart’ta yapılan genel kongresinde aldığı kararla “Almanya’nın dili Almanca”dır maddesinin Federal Almanya Anayasası’na eklenmesini kararlaştırdı. Böylece, bugüne dek ırkçılar tarafından dile getirilen  “Almanya Almanlarındır” sloganıyla özetlenen  görüşle Alman dili ve kültürünün her alanda hakim olması, ülkede yaşayan yabancıları “öncü kültür” e uyum konusunda zorlu günler bekliyor.
 
Başbakan Merkel, uyumu desteklediklerini ama “çok kültürlülük hayaline karşı” olduklarını dile getirdi.
 
 Bu ülkedeki değişik ulusların dilleri, dinleri, gelenekleri, yaşam biçimleri, kültürleri... bir kez daha sorgulanacak demektir.
 
Aslında her ülke dilini, geleneğini, sosyal yapısını, kültürünü... korumak ister, bu da doğal değil mi?
 
 
4 Aralık, Perşembe
 
“Seni düşündükçe
 Gül dikiyorum elimin değdiği yere”.
 
İlhan Berk’in bu dizeleri dilime dolandı bütün gün.
 
Uzaklardaki birini düşünmenin verdiği sıcaklık da olmasa yaşanır mı hiç?
 
Özlem midir bunun adı?
 
 
5 Aralık, Cuma
 
Rahime’nin babasını kaybettiğimizin acı, kapkara haberi geldi perşembeyi cumaya bağlayan gece yarısı. Elimiz ayağımız boşanıverdi birden. 84 yaşındaki kayınpederimin ölümü bana hemen Cemal Süreya’nın o ünlü dizesini anımsattı:
 
“Her ölüm erken ölümdür”.
 
Yakıcı, kavurucu bu haberin ardından uçak aramaya başladık Kelkit’e bir an önce Rahime’nin ulaşabilmesi için. Ankara’ya haftada bir direk uçak var. Cuma sabahı çok erken. Ona yetişme olanağımız vardı belki ama düşünemedik o üzüntüyle. Bayram arifesi olduğu için tüm uçaklar dolu, iç hatlar da.
 
Cuma gününü üzüntüyle, ağlayarak ve sürekli Kelkit’le haberleşerek geçirdik. Bir de hem internetten, hem de uçak şirketlerinden çare arayarak. Sonunda Türk Hava Yolları’ndan 6 Aralık günü için İstanbul üzerinden Ankara’ya bir yer bulabildik. Ankara garajıyla da telefonlaştım. Kelkit arabalarının birinde yer ayırttım zar zor Rahime için.
 
Pazar sabahı, 24 saatte,  Kelkit’e varacak Rahime yorgun, bitkin bir halde.  Telefon ve bilgisayar arasında kan ter içinde  mekik dokurken Cemal Süreya’nın “Ölüm geliyor aklıma birden ölüm / Bir ağacın gövdesine sarılıyorum” dizeleri de dolanıyor dilime. Sonra da binlerce anı üşüşüyor beynime.
 
 
6 Aralık, Cumartesi
 
Rahime, 11. 40’da İstanbul’a uçtu. Sonra Emre beni eve bıraktı. Evde, hem kayınpederimi, hem de ölümü düşündüm uzun uzun. İşin içinden çıkamadım. Ölümle karşı karşıya kalan insan işin içinden nasıl çıkabilir ki?
 
Emin Özdemir’in İnsan Yüreğine Yolculuk kitabındaki şu cümleler üzerine de uzun uzun düşünüyorum: “İnsan da var oluşundan bu yana ölümü, ölümün yarattığı dipsiz korkuyu içinde, yüreğinin derinliklerinde taşımıştır. Yaşam çemberinin içinde dönüp dururken bu korkuyu yenmenin yollarını aramıştır. Bu arayışta en büyük silahı söz ve sözcükler olmuştur.” “Çağlar boyunca insanoğlunu düşündüren, korkutan en büyük sorunlardan biri olmuştur ölüm.”
 
Sözcükler imdadımıza yetişiyor ve ölümü yorumlamaya, ölümün üstüne gitmeye başlıyoruz; ölüm günlük yaşamımızın bir parçasıdır.  Ölüm gündeme geldiğinde hep Tarancı’nın şu dizesi aklıma geliyor: “Gün eksilmesin penceremden”.
 
Günün eksilmesini kim ister?
 
 
7 Aralık, Pazar
 
Yoldaşım 40 Yıl’da Hulki Aktunç yapıtlarındaki farklı, derin, sapasağlam dil için şunları söylüyor kendisine sorulan şu soru üzerine:
 
 “Türk edebiyatında nasıl bir boşluk gördünüz ki öykü, roman, şiir yazmaya başladınız?”
 
“-Bunu gene dilde toplayacağım. Cemal Süreya, ‘Seramik ustası’ diyor, Kemal Tahir, ‘Nereden getirdin bu dili,’ diyor. Öyküde, şiirde, roman ve resimde de geleneksel değerlerden bugüne avangardize ederek, öncü uçlar kazandırarak birçok şey getirilebileceğini kanıtlamaya çalıştım. Bu yüzden varım.”
 
Dil, bir yazarın her şeyidir.
 
 


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

deniz kızı { 21 Aralık 2008 01:46:31 }
sevgili gültekin emre, bence bir yazarın her şeyi olsa olsa insandır. fakat sanırım, siz dilin bir yazar için vazgeçilemez oluşuna vurgu yapmak istiyordunuz. tartışılmaz bir gerçeğe.

fakat bu yoruma beni yönelten asıl, aktunç'la söyleşide sorulan soru.

"Türk edebiyatında nasıl bir boşluk gördünüz ki öykü, roman, şiir yazmaya başladınız?"

vay vay vay! bu şahane sorunun neresinden tutalım? sırf bizim türk yazınında esen gürleyen inleyen sesleri doğru değerleri ile göstermek için iyi bir taşlamacıya gereksinimimiz var. -bu da nacizane benim saptadığım bir boşluk olsun, elbette bu boşluğu doldurmak haddime bile değil.-

fakat yanıt sorudan da şahane olmuş.

"..Öyküde, şiirde, roman ve resimde de geleneksel değerlerden bugüne avangardize ederek, öncü uçlar kazandırarak birçok şey getirilebileceğini kanıtlamaya çalıştım. Bu yüzden varım.:"

ne demek istendiğini anlayamadıysam da.....


sevgilerimle,

deniz kızı
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Trump’ın yardım kesintileri 14 milyon kişiyi öldürecek.
Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YÜRÜMEK
İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler

LOZAN (Lousanne)
KORE...
DOĞUM ORANI
İKNA YETENEĞİ
ATMA RECEP

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git