A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kürt Açılımı ve Çocuklar

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 3 Yorum | Yazar Yazan: Tayfun Şahin | 06 Eylül 2009 04:08:32

Türkiye, her türden abukluğun yaşandığı bir curcuna ülkesi. Siyasetinden sporuna; işadamından televizyoncusuna kadar saçmalık ve ilkesizlik almış başını gidiyor. Bir gün, sonradan görme işveren çıkar ekranlara, sanki babasının hayrına yapıyormuş gibi, "Ben şu kadar işçiye ekmek veriyorum!" diye zırvalar ve kimse dönüp "Bre rezil! Sen işçiye ekmek vermiyorsun, onun emeğini satın alıyorsun. Bırak bu feodal ağızları." demez.

Sonra bir siyasetçi çıkar, ağzından neredeyse ateşler saça saça, parmağını sallaya sallaya, tehditler savura savura, ‘Barışa giden her yola mayın döşer’ ama cümlenin sonuna da “Biz Barış İstiyoruz!” diye ek yapar, fakat kimse çıkıp: “İyi dedin de güzel ablam, daha çiçek atan ‘keleş’ icat edilmedi, mayına basınca da yerden barış fışkırmıyor.”  demez. Hatta öyle bir ülkedir ki Türkiye; yaya geçidinden geçerken araba çarpar, azami 40 km’lik yolda 90 yapmazsan olay çıkar.

Ben kendi adıma bu saçmalıklara tahammül etmenin, yapabilirsem bir şeyleri değiştirmenin çabasını veriyorum ama öyle anlar geliyor ki ne yapacağımı bilemiyorum. Mesela son ‘Siyaset Meydanı’ böylesi anlardan birine sebep oldu.

Olay kısaca şöyle; pek muhterem Ali Kırca, ‘Kürt Açılımı’nı tartışmaları için yurdun farklı illerinden 10-17 yaş arası çocukları toplamış. Çocuklar başlamışlar konuşmaya ve derken 16 yaşında genç bir oğlan “Neden DTP mitinglerinde Abdullah Öcalan’ın resimleri taşınıyor?” sorusuna “Sizin de önderiniz var. Siz de her yürüyüşte onun resimlerini, flamalarını taşıyorsunuz, değil mi? Kürtlerin de kendilerine önder olarak kabul ettiği kişi Sayın Abdullah Öcalan’dır.” diye cevap veriyor.

Diğer çocuklar da kendilerince görüş belirtiyorlar!

Şimdi bu konunun neresinden başlamalı?

Benim açımdan çocuk her yerde her zaman çocuktur. Taş atsa da, siyasi demeç vermeye uğraşsa da, eline boyu kadar silah verilip savaştırılsa da çocuktur. Küçük Emrah’ın ‘Küçük’ olduğu dönemleri hatırlayın lütfen. Takım elbise giyip, aşk şarkıları söylerken ‘Çocuk değil miydi?’ Afrika’da savaşmaya zorlanan kara gözlü çocuklar, onlarca kişiyi öldürmüş olsalar bile, ‘Çocuk değiller mi?’ Ya da kendinizi hatırlayın. Siz 10 yaşındayken boyunuzdan büyük laflar etmediniz mi hiç? Belki 15’ine geldiğinde âşık olduğunu düşündüğü kızla/oğlanla evlenme planları yapanlarımız bile vardı. Siyaset Meydanı’nda konuşan o çocuk da, her ne söylerse söylesin, benim için hala tertemiz, suçsuz bir çocuk. Onu söyledikleri için yargılamıyorum. Sadece çocuk olduğu için değil, ‘düşünce suçu’ başlığı altında işlenebilecek bir suç olduğuna inanmadığım için onu masum buluyorum.

Fakat suçlu bulduğum kişiler var elbette. Pek muhterem Ali Kırca mesela…  Yani bu ülkede her şey bitti de, ‘süper gazetecilik’ adına bir tek ‘Çocukları kullanmak’ mı kaldı? Gecenin bir yarısında ‘Kürt Açılımı’ gibi bir konuda ‘Ne duymayı bekliyordu acaba?’ Bu soruların cevabını cidden merak ediyorum.

O çocukları gecenin bir vakti ‘Siyaset’ tartışmaları için yüzlerce kilometre öteden gönderen ana-babaları da merak ediyorum doğrusu. Bu nasıl bir mantık söyler misiniz? Her çağırılan yere gönderiyor musunuz çocuklarınızı? Hangi gerekçe size çocuklarınızın ‘Reyting Aracı’ olarak kullanılmasına göz yumduruyor? Ya da ne oldu şimdi size göre? Hayatları mı kurtuldu evlatlarınızın? Televizyonda 3-5 dakika görününce ‘şöhret’ mi oldular?

Dedim ya, Türkiye tam bir curcuna ülkesi. Nereden tutsanız elinizde kalıyor. Tamam, her şeyi bir anda düzeltmek mümkün değil ama en azından, çocukları kirletmekten kaçınabiliriz. Onların küçük yüreklerine nefret tohumları ekmekten, kendi doğrularımızın, inançlarımızın ‘küçük savunucuları’ haline getirmekten vazgeçebiliriz. Onları küçük hesapların parçası haline sokarak, onların oyun oynama, âşık olma, yaramazlık yapma ama her şeyden önce çocuk olma haklarını ellerinden alarak iyi birer ana-baba olamayız. Hele hele onların arkasına sığınıp, söylemeye cesaret edemediğimiz şeyleri söyleterek, hiçbir konuda ‘açılım’ sağlayamayız.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

phoenix-suşehri { 16 Eylül 2009 13:59:20 }
o programla ilgili bir an önce suç duyurusunda bulunulmalıdır.bence programda kesinlikle çocuk istismarı yapılmıştır.evet yazarında dediği gibi ordakiler sonuçta çocuktur;ama...ağaç yaş iken eğilir!!!bu nedenle çocuklarımızı ne kadar yalnız bıraktığımızı ve kimlerin elinde olduklarını daha iyi görme fırsatınıda yakalamış olduk.bence türkiye de bu iktidarın gidişinden sonra büyük bir eğitim reformu hatta mümkünse devrimi yapılmak zorundadır.
fatih can { 08 Eylül 2009 10:43:39 }
Doğrusunu söylemek gerekirse bahsettiğiniz programı izlemedim.Lakin program içeriğinden bahsederken çocuklar üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini vurguluyorsunuz bırakın çocukluklarını yaşasınlar diyorsunuz, bunada katılıyorum.
Katılmadığım nokta ise şu anda ülke tam bir uçuruma doğru giderken tabiri caizse din değiştirirken sadece bu parçaya bakarak eleştiri yapmak biraz olayın ucunda kalmak olmuyormu.Bunun yerine somut çözümler üretimemiz gerekmiyormu.

Mesela kürt açılımı ile ilgili yapılan politikanın arka bahçesinde neler var, ne isteniyor, neden istiyor ve kimler istiyor bunları çözümlemeye çalışsak ve insanların biraz daha aydınlanmasını sağlasak daha yerinde olmazmı.

Kürt açlımıyla ilgili söylenecek o kadar çok şey varki.

Ülkedeki en büyük sorun ekomomik bağımsızlık, işsizlik, yolsuzluk ve yoksullukken kürt açılımı ya da demokratik açılım sadece gündemi oyalamaktan başka bir şey değildir.Keza önemini yitirmiş Ergenekon davasının yerine ortaya yeni bir şeyler atmak lazımdır.
Ayrıca Abd ve Ab baskısı altında bulunan bir iktidara sahip bir ülkeden beklenenler ve istenenler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.Ergenekon soruşturmaları ve Cumhuriyet mitingleri sırasında istihbarat ve lobi desteği veren ülkeler artık bunun karşılığını almak istemektedirler.

Bunlar sırası ile Kürt açılımı, Ermeni açılımı, Patrikhane açılımı, yargı açılımı diye uzayıp gidecektir.
Her alışverişte olduğu gibi hiç bir ilişki tek taraflı değilidir.Daha önce Akp dış güçlerden yardım almıştır ve bunun karşılığını şu anda ödemeye başlayacaktır.Hesabı ödeme vakti gelmiştir.

Bu politikalar içerdeki milliyetçi kanadı yükseltecektir.Fakat 2011''deki seçime kadar Akp yine dış ülkelerin yardımı sayesinde seçim öncesi yoğun ve paralı bir çalışmayla seçimi alacaktır.

Bu politik düzlemde dengeleri değiştirebilecek olan tek etken Chp olmasına rağmen onlarda yetersiz ve yanlış kadrolar yüzünden sadece siyasetin içinde sessiz bir figür olmaya devam edeceklerdir.

Parti başkanı olarak Deniz Baykal''ın demeçlerini incelediğinizde son derece anlamlı ve yerinde bulabilirsiniz.Ama onun ardından gelmesi gereken pratik hareketler ne yazık ki hiç bir şekilde ele alınmıyor.

Akp''nin baştan beri açılımla ilgili içerik vermemesinin ana sebebine gelince; Akp''den istenen açılım yıl sonu veya gelecek yılın başına sipariş edilmiştir.Fakat Akp''de bununla ilgili çalışma yapacak siyasi bir kadro olmadığı için Akp ortaya konuyu atmış ve karşısındaki rakiplerinin ve sivil toplum kuruluşlarının konuyu tartışmasını sağlayarak hem gündemi oyalamış hemde oralardan gelen istekler, rahatsızlıklar ve heyecanlardan derlenecek bir yol haritası çıkarılacak.

Sonucu belli bir olay için bu yapılan sadece gaz almaktır.Başkada bir şey değildir.

Bir başka ihtimal ise Ermeni açılımını perdelemek için Kürt açılımının kullanılması.Ermeni açılımının toplum içindeki rahatsızlığı ortaya çıkarmaması için Kürt açılımı konuşuluyor olabiilir.Çok zayıf bir ihtimal olmasına rağmen siyasi iktidar Abd''nin önceliği olan Ermeni sorununu sessiz sedasız çözebilir.

Ülke ekonomik olarak tam anlamıyla yangın yerine dönmüşken ve Akp yeterince sıkıntı yaşarken bu açılımlarıda aradan çıkarmak istiyor.2011 seçimlerinden önce bütün sorunları çözüp seçimden %45-50 gibi oranlarla çıkarak bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan''ı o koltuğa oturtmak istiyor.

Bu politik hareketlere cevap verebilecek herhangi bir iç dinamik maalesef yok.Ülkemizin gidişatı ve gündemi Abd ve Ab''ye bağımlı bir iktidar nezaretinde yürürken yapılabilecek tek hareket siyasi partilerin tümden istifa ederek olası bir baskın seçime gitmesi.Fakat bunun zamanlaması o kadar iyi olmalıki.Erken bir hareket tüm ekonomik krizin bedelini bu partilere çıkarabilir.Krizden çıkış anında böyle bir hareket yapılmalı buda genel seçimden 8-10 ay öncesine tekabül eder.Siyasi iktidar seçim yaklaştığı için o dönemlerde ekonomiyi dışardan gelecek para ile finanse etmek zorunda.Tam bu noktada halka son bir defa uyarı vermek için bu yapılmak zorunda.

Toplumun dikkatini çekmek için yapılacak böyle bir olayda Chp-Mhp ve Akp''den bir kaç milletvekili alarak mecliste görünecek Sp ortak bir koalisyonla durumu halka izah etmelidir.

Kürt açılımında yapılmak istenen ülke içinde birlik ve beraberliği sağlamak olsa sonuna kadar destek vereceğim.Ama yapılan sadece Abd''nin bölgedeki politikası için zemin yaratmaktan başka bir şey değil.Yoksa kimse ne şehitleri düşünüyor ne ölen insanları ne boşa giden zamanı nede bölgede işsiz kalıp ya dağa giden yada mafya olan 17-18 yaşındaki gençleri.

Herkesin şu anda düşündüğü tek şey siyasi bekaaları.Herkes rol kapma peşinde siyasi rant elde etme peşinde ya da abd''nin politikalarına uygun zemin hazırlama peşinde.

Siyasi iktidar barışa inanmış olsaydı geldiği ilk gün oturup sorunla ilgili bir çalışma yaptırırdı.Kürt açılımında öyle bir hava veriliyorki sanki ülkede yoğun bir sıkıyönetim var kürtler hiç bir şekilde bir hakka sahip değil ikinci sınıf insan muamalesi görüyorlar.

Evet bu ülkede bir sorun vardır.Güneydoğuda halen feodalizm sürmektedir.Oradaki insanlar üç beş kişinin hükümtranlığı altında sefil bir hatyat yaşamaktadır.Ama bıu sorun bir kimlik sorunu değildir.Bu sorun ekonomik, siyasi ve bölgesel bir sorundur.

   Benim yaşadığım bölgede Kürt arkadaşlarım Kürtçe müziğini dinler, kitabını okur benden daha güzel yerlere gidip, benden daha güzel yemekler yiyip, benden daha güzel eğlenir.Benden daha iyi ve paralı işlerde çalışabilir.Bu ülkede bunu engelleyen hiç bir şey yoktur.

Ama bu ülkede Diyarbakır''da Dtp''li, Pkk''lı yada korucu olmayan bir arkadaşım buradaki rahatlığı bulamaz.Çünkü orada tarafsızlık bir suçtur.Oradaki problem güç kavgasıdır.Oradaki problem siyasi ranttır.

Zamanında Yunanistan''la yaşadığımız stresli dönemlerde bir Yunan vatandaşa sordular; Türkiye ve Türk insanına karşı nedir probleminiz, gelen cevap son derece güzeldi.
-Bizim bir problemimiz yok.Bizi bıraksalar biz Türklerle gayet iyi anlaşırız.aynı kültürü paylaşıyoruz.Aynı şeyleri yiyiyoruz ve aynı müzikleri dinliyoruz.Ama siyasiler buna fırsat vermiyor.
v.z { 06 Eylül 2009 08:32:59 }
sadece konuşmak kolay.Ortaya koyacakları bir eseri olmayanlar konuşür veya yazar enkolayı cünkü
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git