A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sevgi Açılımı

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 7 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 30 Aralık 2009 00:41:26

Açılım üstüne açılım yapılıyor. Açılmak... Yüreğini açmak, kucağını, bağrını, aklını... Yüreğin çevresindeki dikenli telleri söküp, aklının önündeki duvarları yıkıp... Sonra açmak kendini hayata, farklılıklara, güzelliklere, olan biten, gelen geçen, değen, delen, saran okşayan yoklayan her şeye açmak...

Önce bir sevgi açılımı gerekiyor bize.

Topluca olacak bir şey değil bu. Sırayla olacak bir şey değil. `Önce sen açıl sonra ben` diye olacak bir şey asla değil.
 
Başkaları için başkalarından dolayı başkaları yüzünden olamıyor sevgi açılımı.
 
Ta en derindeki kendinden, kendin ile, kendinden dışarı doğru, önce damla damla sonra ince ince, derken bir kez yatağını kurunca çağıl çağıl olabiliyor.
 
Ama nasıl?
 
 
Sevgi Mektubu
 
Sevginin ne olduğunu bilmeden öğrenmeden, sevgiye açılmak olası mı?
 
Ana kucağında, aile ocağında yaşamadan, yüreğine işlemeden sevgi bilinebilir mi?
 
Öte yandan sevgi belki de doğuştan yüreğimize işli, yalnızca uyarılmak gerekiyor.  
 
Birinci yüzyılda yazılmış bir mektup var. Sevgi üzerine yazılmış en taşkın, en sınırsız, en coşkun anlatımlardan biri. (Kim kime yazmış hiç bir önemi yok. Yine de merak edenler için dipnota ekledim.)
 
Eğer insanların ve meleklerin dilleri ile konuşursam, fakat sevgim olmazsa, yalnızca çınlayan bir çan, yahut öten bir zil olurum.
 
Eğer kehanet yeteneğim olsa, bütün gizemleri, bütün bilgileri kavrasam, ve dağları yerinden oynatabilecek imanım olsa, fakat sevgim olmazsa, bir hiçim.
 
Sahip olduğum herşeyi yoksullara dağıtsam ve bedenimi alevlere teslim etsem, eğer  sevgim yoksa, hiç bir şey elde edemem.
 
Sevgi sabırlıdır, lütufla muamele eder, sevgi kıskanmaz, sevgi övünmez, kibirlenmez, sevgi kaba değildir.
 
Sevgi kendi yararını gözetmez, hiddetlenmez, kötülüklerin kaydını tutmaz; haksızlığa sevinmez, fakat hakikat ile beraber sevinir.
 
Sevgi her zaman korur, her zaman güvenir, her zaman umutludur, her zaman sabırla katlanır.
 
Sevgi asla başarısızlığa uğramaz. Fakat kehanetler varsa, onlar sona erecek, diller varsa onlar susacak, bilgi varsa sıfırlanacak.
 
Çünkü şimdi kısmen biliyoruz, kısmen kehanetlerde bulunuyoruz, fakat mükemmel olan geldiğinde, kısmi olan silinecektir.
 
Çocukken, çocuk gibi söylerdim, çocuk gibi anlardım, çocuk gibi düşünürdüm; adam olunca, çocukça şeyleri bir kenara bıraktım.
 
Şimdi aynadan hayal meyal görüyoruz, fakat o zaman yüzyüze göreceğiz.
 
Şimdi kısmen biliyorum, fakat o zaman tam olarak bileceğim tıpkı tam olarak bilindiğim gibi. 
 
Şimdi üç şey kalıyor geriye: iman, ümit, sevgi. Fakat bunların en büyüğü sevgidir.  (1)
 
 
 
Aşk bir güneşe benzer
 
Sevginin tanımını ne kadar belleğine kazısa da, sevilmeden, değer görmeden, kendini bilmeden, kendini nasıl bileceğini bilemeden, dört bir yana saçılan zavallı insan nasıl sevgi açılımı yapabilir?
 
Korkularımız, acılarımız, kırıklıklarımız ile paramparça düğüm düğüm…
 
Cinsel, ulusal, dinsel kimliklerimiz ile aklımız, yüreğimiz körelmiş..
 
Ya bir tarihe hesap vererek, ya bir tarihi okuyup yazmaya çalışarak…
 
Hep boyundan büyük işlere öykünüp, ıssı olabileceğimiz biricik anları, o küçük anları kaçırarak…
 
Sürekli bir çocuk gibi gözetim altında, hesap sorularak yaşarken…
 
İnsan kendini nasıl bilecek? Kendini bilmeyi kimden öğrenecek?
 
Sıkı bir top atışı altında akıl yetilerimiz. Her yandan türlü bilgiler, yorumlar, dayatmalar, koşullamalar geliyor. Hepsi birilerinin bir yerlerde nefsine hizmet etmek için.
 
Bir de insanlığın evvelinden ezeline uzanan bilgelik var. Hani okullarda ders kitaplarında önümüze konur. Belleğimizde bir ad, bir iki dize kalır. Ama yüreğimize işlemez sanırız.  Kimsenin nefsine hizmet etmeyen, arada sırada orada burada alıntılanan, slogan gibi kullanılan sözlere dönüşürler. 
 
Eski yaşamlardan eskimiş sözler… Yalnızca incindiğimizde, bir başına, garip kaldığımızda kulağımıza çalınır uzaklardan ya da usumuzun derinliklerinden sızarlar yine yüreğimize.
 
Çünkü bilgelik yüklü çünkü aşk, sevgi örülü yüreklerden akıp, nice çile dolu yaşamların imbiğinden damıtılmışlar…
 
İstesek, sevgi açılımına giden yola oradan da çıkabiliriz.
 
  İşitin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer
  Aşkı olmayan kişi, misali taşa benzer
 
  Taş gönülde ne biter, dilinde ağu tüter
  Nice yumuşak söylese, sözü savaşa benzer
 
  Aşkı var gönlü yanar, yumuşanır muma döner
  Taş gönüller kararmış sarp kah kışa benzer
 
  Ol sultan kapısında hazreti tapısında
  Aşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer
 
  Geç Yunus endişeden gerekse bu pişeden
  Ere aşk gerek evvel, ondan dervişe benzer
 
(2)
 
 
 
İçmişem bir dolu olmuşum ayık
 
Ne bedeni ne yüreği, durmadan, dinlenmeden koşturuyoruz.
 
Durdurmamız gerektiğini bilmiyoruz.
 
Zaten durdurmayı da bilmiyoruz.
 
Sır da orada zaten. Yavaşlayıp durabilmekte…
 
Yavaşla, bakın, gör, dokun, duyumsa…
 
Sus, dinle… Zihnini değil, yaşamı dinle…
 
Durmak, koşturup kovalamamak ise; görmek, derinden, hayranlıkla, hiç de kıyamadan sevmek ise... Bakın şu deyişin güzelliğine.   
 
  İçmişem bir dolu olmuşum ayık
  Düşmüşüm dağlara olmuşum geyik
  Sana derim sana sürmeli geyik
  Kaçma benden kaçma avcı değilim
 
  Avcı değilim ki düşem izine
  Kaça kaça kanlar indi dizine
  Sürmeler mi çektin kömür gözüne
  Kaçma benden kaçma avcı değilim
 
  Sana derim sana geyik erenler
  Bize sevda sana dalga verenler
  Dilerim Mevla'dan onmaz vuranlar
  Kaçma benden kaçma avcı değilim
 
  Eyder Şah Hatayi'm uçan kaçandan
  Zerrece korkmazız bu tatlı candan
  Gidip da'vac' olma atana benden
  Kaçma benden kaçma avcı değilim
 
(3)
 
 
Ne dersiniz? Gerçek bir açılım gerekmiyor mu bize? Yaşama açılım…
 
Sevgi açılımı.
 
 
 
(1)     PAVLUS'UN KORİNTOSLULAR'A 1. MEKTUBU  (1.yüzyıl)
(2)     Yunus Emre (13. yüzyıl)
(3)     Şah İsmail (Hatayi) (1486 – 1524)
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 5.5 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

zeynep { 25 Nisan 2012 16:38:02 }
sevgi anlatılamaz.
ümit yılmaz { 25 Temmuz 2010 10:51:33 }
Sevgili kardeşim biraz kafanız karışmış galiba..herşey dağınık ve düzensiz bir biçimde ifade edilmiş..malesef ki sitede ki yorumların çoğu böyle..bu kadar yetkin olmayan ve dağınık ifadeler Türk aydınının eskiden beri olan bir sorunu .umarım eleştiriye açık bir kişisinizdir..böyle bir birine karışmış açık seçikliği olmayan düşünce yapılanmaları .ülkemizin içine düştüğü bir cehennemi andırıyor..üniversitelerde ki bir çok öğretim üyesi aynı şekilde bir temelsizlik sorunu yaşıyor..anektodları biriktirerek sonrada aktarmak bir düşünce etkinliği olmamalı..bu tavır hepimizin geleceğini karatan bir unsur...lütfen bir aydın olarak kendinizi bu durumun dışına taşıyın..düsüncelerimizi sistematize edebilmeyi başarmalıyız..yoksa bir sözcükler salatası ile karşı karşıya geliyoruz...eleştirim sadece size değil ..bir düşünce platformu olan bu site deki Metin bobaroğlu hariç tüm yazılar böyle bir dağınıklık ve yetkinsizlik içinde .oysa buradaki tüm yazarların çok daha iyi şeyler üreteceğini biliyorum..sevgiler
oğul { 24 Ocak 2010 17:25:00 }
Bukadar çok çeşidi varken; bazen birini bile yapamamak nekadar acı.
1. (Genel olarak) Hoşa giden bir şeye eğilim; tutkuya dek varabilen bir ruh durumu. Türlü biçimleri: a. Karşı cinse karşı duyulan sevgi. b. Çocuğa karşı duyulan sevgi. c. Bir nedene dayandırılamayan duygudaşlık (sympathie), d. Uzun süre içinde oluşup gelişen kişisel gönül dostluğu, e. Doğaya vb. lerine duyulan sevgi. 2. (Felsefede) Eski Yunan felsefesinde sevgi evrende birleştirici ilkedir (Empedokies), Platon'da güzele duyulan sevgi (Eros) ideaların bilgisine götüren yoldur. Hıristiyanlıkta: yardım elini uzatma anlamındaki sevgi (Caritas) ve hastalara, acı çekenlere, yoksullara duyulan sevgi (agape), yakın sevgisi, giderek hiç bir ayırma yapmaksızın tüm insanlara gösterilen sevgi (insanlık sevgisi) ve Tanrı sevgisi; çağımızda Max Scheler'in felsefesinde sevgi temel kavramlardan biridir; Scheler'in baş sorunu olan kişiliğin asıl özü sevgi olduğu gibi, insanları birbirine bağlayan da sevgidir; kendi içine çekilmiş ayrık yaşayan kişi değil, dünyaya ve insanlara sevgi ile yönelen kişi, yine böyle kendisi gibi sevebilen kişilerle kendini bir-duyan kişi değer taşır.

oğul { 23 Ocak 2010 16:07:11 }
beğendim. haddimse eğer.
cemil eren { 09 Ocak 2010 03:06:07 }
sevgili denizcigim
Sevgi yureklere verilmis en buyuk armagandir diye dusunuyorum...
buyuk dusunur cok degerli ozan,
Asik Veysel ne diyor;
''guzelligin bes para etmez bendeki ask olmasa!''
her seyin cozumu sevgide degil mi?
her yurekte sevgi var mi! Olsa dunya boyle mi olurdu?
birbirimizi sevsek acilmaz miyiz!
Yureklerimize sevgi tohumlarinin ekilmesi dilegiyle...

yazin cok guzel her zaman oldugu gibi.

cok cokoperim canim

ümit yılmaz { 03 Ocak 2010 08:49:39 }
Bravo çok iyi bir anlatım
Gündoğdu { 02 Ocak 2010 16:40:36 }
Sevgili Deniz,
Doğru, hemi de çok güzel ama neden yapamıyoruz bunu, nasıl yapabiliriz biri yer biri bakarken?
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git